-33- Tanıştığımız Yer

4.7K 409 1.1K
                                    

2 ay sonra

İnsanlar zaman geçtikçe birbirinden sıkılırlar. Bu doğanın yazılmamış bir kanunudur. Ama kurgumuzun ana karakterleri için bu hiçbir zaman öyle olmadı. Her geçen gün birbirlerinin yeni özelliklerini keşfetmiş, yeni huylar ve hobiler edinmişlerdi. Doğanın kanunlarını alt üst etmek için yaratılmış bu çift, mutluluğu sadece birbirlerinin bedenlerinde ve sevgilerinde bulabilirdi. İkisinin birbirine beslediği saf sevgi bugün farklı şeylere bürünecekti... Dediğim gibi, insanlar zamanla birbirlerinden sıkılır. Farklı ve yeni şeyler katmak isterker hayatlarına.

"Hyung, ama bugün kontrolum vardı."

"İşlerim var Felix." Hyunjin net ve umursamaz bir tavır sergilediğinde Felix içinde bir şeylerin parçalandığını hissetti. Son günlerde eve geç geliyordu ve Felix ile neredeyse hiç ilgilenmiyordu. Büyüğünü üzmek istemediği için pekte üstelemiyordu minik olan.

"Anladım. İyi çalışmalar." Hyunjin hiçbir şey demeden evden ayrıldığında Felix son günlerde yaptığı gibi kendi odasına çıkıp bağıra bağıra ağlamaya başladı. Hyunjin'in uzak ve soğuk davranması, miniğini mahvediyordu.

Sesinin kısıldığını hissettiğinde ağlamasını kesti ve boy aynasının karşısına geçti. Saçları dağılmıştı ve dudakları şişmişti. Oturup tüm gün boyunca sadece ağlamak istiyordu.

Odasından çıktı ve merdivenlerden inip mutfağa yöneldi. İlaçlarını içmeyi umursamadı. Son günlerde içmiyordu zaten. Hyunjin ona içmediği için kızıyor, sürekli içmesi gerektiğini söylüyordu.

Elleri ilaçlarını almadığı için yeniden titremeye başlasa da umursamadı. Dolaptan çıkardığı çikolata kavanozunu aldı ve koltuktaki her zaman oturduğu yere kuruldu. Televizyonda boş boş takılmaya başladı.

Bir kaç saatin ardından miniğin gözleri olanları hatırlamasıyla yeniden doldu. Acaba büyüğü onu artık istemiyor muydu...

Kapının çalmasıyla düşünceleri bölündü. Bayan Kim'i görünce sevindi ve içeriye davet etti.

"Oh, tatlım ağlıyor musun? Neden bebeğim? Söyle bana..." Bayan Kim ellerini Felix'in yanaklarına koyup minik minik olşarken sorduğunda, Felix song günlerde hiç hissetmediği kadar sıcak hissetti.

"Geçin içeriye efendim." Bayan Kim elindeki poşetlerle beraber içeriye geçtiğinde yerdeki peçeteleri gördü.

"Felix, bal arım, hemen buraya gel ve bana neden ağladığını anlat." Bayan Kim'in çağırmasıyla Felix minik minik adımlayarak tam karşısındaki koltuğa oturdu ve dizlerini kendisine çekerek en minik halini aldı.

"Hyungum bana soğuk davranıyor. Beni istemiyor mu?..." Felix burnunu çekerek sorduğunda Bayan Kim her şeyi bildiğini belli etmeden konuştu.

"Tatlım, şirkette işler çok yoğun, belki morali bozuktur."

"Bana anlatmasını söyledim ama hiçbir şey söylemedi." Felix eliyle gözlerini ovuşturdu ve başını aşağıya eğdi.

"Felix, sana sadece şunu söyleyebilirim. Bugün belki de hayatının en mutlu günü olacak..."

"Hayır, en berbat günlerimden biri." Felix'in gözleri tekrardan dolduğunda Bayan Kim içinden oğluna lanet okudu. Felix'in yanına oturdu ve sırtınu sıvazladı.

"Canımın içi, ağlamana dayanamıyorum ama. Bir şey söylemem yasak ama şuan seni hazırlamam  gerekiyor."

"Cenaze törenime mi?"

Stars and Dreams / hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin