GM|FİNAL

10.8K 334 128
                                    

Feraye'den...

"Sana geri dönemezdim" diye konuştum. Kollarımda yatan adam gözlerini araladı tekrardan, yüzü yine boncuk boncuk terlemeye başlamıştı. Ufak bir iç çekip konuşmaya devam ettim, "Aşkıma ihanet eden birini tekrardan sevemezdim." Adamın ellerine bakıp tuttum hızlıca, ellerinde ki kırmızı sıvı benimde ellerimi boyadı. "Bak işte" dedim başımı hafif yukarıya kaldırarak, "Aşka ihanetin bedelini ödedin."

Bütün ışıklar hızla yandı ve salonda ki herkes bizi alkışlamaya başladı. Kırmızı kalın perdeler bu sefer kapanmadı. Kollarımın arasında yatan Barış gözlerini aralayıp bana baktı. Alkış sesleri kulağıma dolarken bende Barışa bakıp gülümsedim ve ayağa kalkmasına yardım ettim.

İkimiz de ayağa kalkınca sahnenin ucuna doğru ilerledik. Yanyana durup izleyicilere baktık.

Bu sahnede ilk oyuna çıktığım gün geldi aklıma. Sadece Burcu, İrem ve Furkan gelmişti. Okan ve Utku maça gittiği için gelmemişti, annemlerin işi vardı, Uğurlar o zaman abi olduğu için çağırmak aklıma bile gelmemişti. Kimseye bir şey söylememiştim ama içten içe çok üzülmüştüm.

Her şeyimizi beraber yaparken ben ilk defa sahneye çıkıp, hayallerimi gerçekleştirirken sadece İrem, Burcu ve Furkan gelmişti. Oysa biz kocaman bir aileydik. O gece yatağıma yatınca ister istemez ağlamıştım.

Sonrasında üzüldüğümü fark etmiş olacaklar ki bir sonra ki oyuna hep birlikte gelmişlerdi.

Aynı bu gün ki gibi.

Bana gururla bakan Uğur'a baktım önce. Bu sahne de beni ilk defa izlemeye geldiği günü hatırladım, Burak abi askerdeydi, Ozan abi Mihrimah abla ile daha barışmamıştı. Uğur bana aşkını itiraf etmemişti, Uğur'a aşık olmamıştım.

Sonra yanında oturan Utku'ya çevirdim bakışlarımı. Yanında oturan Başak sayesinde gözlerinin içi parlıyordu. Bunu ona bakan biri çok rahat görürdü. Birden aşık olmuş sonra da kocaman adam olmuştu Utku.

Utkudan sonra Başağa baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. Başak hayatımıza birden girmişti ve hemen ayak uydurmuştu bize. Utkuya iyi geldiği gibi bize de iyi gelmişti. Utku ile geçen gün bize yemeğe geldiklerinde anlamıştım, çok güzel bir kalbi vardı Başağın.

Sonra Okana baktım, gözlerinin içi parlıyordu. Öyle çok aşıktı ki bir bakışından, bir gülüşünden, saf mutluluğundan belliydi bu. Çok seviyordu Hülyayı. Öyle çok seviyordu ki bu sevgi iyileştirmişti onu. Kalbinin yarası birden geçivermişti.

Hülya sayesinde. Hülya şuan olduğu gibi yanında oturup, yüzünde kocaman bir gülümseme ile Okana bakmasa belki de Okan şimdi burada bile olmayacaktı. Oda çok seviyordu, aynı sevildiği gibi seviyordu.

Onların yanında İrem ve Burak abi oturuyordu. Hepsi birlikte beni izlemeye geldiklerinde Burak abi burada bile değildi. Şimdiyse yanında oturan İrem'in elini sıkıca tutmuş, yanında gülümseyerek bana bakan İrem'e bakıyordu.

İrem'in bir eli Burak abinin elinin arasında, diğeri karnının üzerindeydi. Bu ayrıntı gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Nazlı bebeğimiz İrem'in bir bebeği olacaktı, oğlu olacaktı.

Dün hepimizi yemeğe davet etmiş ve bebeklerinin erkek olacağını söylemişti.

Onların yanında Burcu ve Egemen oturuyordu. İkisi de gurula bana bakıyordu.

Öyle güzel bir ilişkileri vardı ki. İkisi de her seferinde birbirine aşkla bakıyordu. Tabii arada sırada Burak abi bu bakışlara müdahale ediyordu ama olsun.

Onlar 19 yıl sonra bulmuşlardı birbirlerini, en çok onlar hak ediyordu birbirlerine doya doya aşık bakmayı.

Ozan abi ve Mihrimah ablada buradaydı. Ozan abi beni ilk defa izlemeye geldiğinde sadece kırık bir kalbi vardı ki bu çok belli oluyordu. Şimdiyse yanında Mihrimah abla, kucağında ise Poyraz vardı...

Giritli Mahallesi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin