GM|45

14.3K 757 119
                                    

Hiç bir şey konuşmadan öylece oturuyorduk. Benim söylemeye bir şeyim yoktu. Oda söyleyeceklerini söylemişti anlaşılan.

Telefonu çalmaya başlayınca ona döndüm. Cebinde ki telefonu çıkartıp ekrana baktı. "Bu kim ya?" Diye sordu kendi kendine. Kaşlarını çatıp aramayı açtı ve kulağına götürdü telefonu.

"Alo, kimsiniz?" Diye sordu. Suratı birden sertleştiğinde kaşlarımı çattım. Kimdi ki arayan?

Ona sormak yerine yanına biraz yaklaşıp sesi duymaya çalıştım. Duyduğum ses sinirle ayağa kalkmama sebep oldu. Arkamı döneceğim sırada Uğur telefonu kapatıp cebine koydu ve kolumdan tuttu. "Bırak!" Diye bağırdım hızla.

"Ya Allah aşkına bir dur."

"Ne duracağım ya?" Diye bağırdım sinirle. Sabahtan beri sakin kalmak için sebepler arıyordum. Ama biz o kız yüzünden kavga ederken birde onun araması tüm sebepleri hiçe saymama yetecek bir olaydı.

"Ya benim ne suçum var?"

Sorduğu soru ile alayla kahkaha attım. "Senin suçun yok zaten. Bütün suç benim! Gelmiş birde seni dinliyorum. Sen kalbinde bitirmişsin onu ama aklında bitirememişsin!"

"Feraye Allah aşkına ne alaka?"

"Ne demek ne alaka ya? Ne demek ne alaka? Yıllardır aramayan kız ne diye seni şimdi arıyor?"

"Ne bileyim ben ya?"

"Sen bilmeyeceksin de ben mi bileyeceğim?"

"Yüz buldu her halde ne bileyim ben?"

"Yüz vermeseydin o zaman sende? Hem artık beni alakadar etmez."

"Ne?"

"Git kiminle kahve içiyorsan iç!"

"O ne demek?" Diye sordu.

"O şu demek, ben kimsenin yara bandı olamam! Bir şeyler bitmeden başka şeylere başlayamazsın Uğur." Dedim ve hızla kolumu çekip arkamı döndüm.

Arkamdan seslenmesini umursamadan hızla yürümeye başladım. Gözlerim dolduğunda derin bir nefes aldım. Kırgınlık değildi artık bu. Kızgınlıktı.

Tamam yalan söylemesine kırılmıştım. Belki onu aramasında Uğur'un da bir suçu yoktu ama neden arıyordu? Nereden buluyordu arama cesaretini? Beni sinirlendiren şey de buydu. Uğur tepki gösterse arayabilir miydi?

Evin önüne gelince derin bir nefes aldım ve zile bastım. Annem kapıyı açınca bir şey demeden içeriye girdim.

"Ne bu surat kız?"

"Bir şey yok. Uyuyacağım ben iyi geceler." Dedim ve bir şey demesine izin vermeden lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendi odama girdim.

Üzerimi hızla değiştirdikten sonra kendimi yatağa attım. Tavanı izlerken gözlerim doldu. Ne alaka diye bağırmak istesem de sustum.

Gözyaşlarım tekrardan akmaya başladığına "Salak." Diye mırıldandım. "Salaksın."

Telefonum çalmaya başladığında oflayarak yataktan kalktım.

"Efendim Utku?"

"Feroş neredesin?"

"Evde."

"Biz Okan'lara gidiyoruz. Geleyim mi seni almaya?"

"Yok ya." Dedim. "Benim canım istemiyor."

"Bir şey mi oldu?" Diye sorduğunda boğazıma bir şey oturdu. Bağıra bağıra ağlamak istiyordum şuan. Sırf sinirimden bile ağlayabilirdim.

Giritli Mahallesi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin