GM|2

49.1K 1.9K 406
                                    

Kelebeğime sevgilerle...

"Ay olmuyor!" diye bağırdım birden. İrem sanki bu anı bekliyormuş gibi elinde ki yaprağı masaya attı şap diye. Annem söylenerek yanımıza geldi ve ikinciye hazırladığı sarma içini masaya bırakıp sandalyesine oturdu. "Utku kadar olamadınız" dediğinde sessizliğini koruyan Burcu atıldı. "Hakketten Utku sen böyle güzel sarma sarmayı nereden öğrendin?" diye sordu. Sanki ameliyat yapıyormuş gibi ciddi bir şekilde elindeki yaprağa bakan Utku bize kısa ve aşağılayıcı bir bakış attı. "Ben doğuştan yetenekliyim bir kere. Hem sizin ağzınız çalışıyor." dediğinde ona göz devirdik. Utkunun bizim ısrarımız ile söylemeyeceğini anlayan annem merak etmiş olacak ki araya girdi. "Utku yavrum nereden öğrendin sen böyle sarma sarmayı de bakayım bana. Kim öğretti ise söyle bana da bunlara da öğretsin" dedi annem. Bunlar derken bizden bahsediyordu. Utku derin bir iç çekip elinde ki yaprağı bıraktı. "Soğuk bir kış akşamıydı. Dışarıda ben diyeyim 3 siz deyin 5 metre kar vardı" dediğinde İrem kafasına bir tane vurdu. "Salak çocuk buraya kar mı tutuyor?" diye sordu. "Nünü şiddet uyguluyorlar bana. Anlatmam bak" dedi Utku. "Yapmayın oğluşuma." dedi Annem ve devam etmesi için Utkuya döndü. "Abim ile kavga ettik. Bana dedi ki keşke kız kardeşim olsaydı en azından söz dinlerdi. Bana bana Utkusuna" diyerek yersiz dramını da yaptı. "Sonra annemde benim oğlum kız güzeli diyerek beni savundu. Sonra abim de dedi ki kalem gibi incecik sarma sar kredi kartımı bir hafta sana veririm dedi. Tabi ben duydum durur muyum o gece sabaha kadar denedim işte sonra da öğrendim" dedi Utku hüzünlü hüzünlü. İrem daha fazla dayanamamış olacak ki büyük bir kahkaha patlattı. Burcu ve bende hiç düşünmeden ona katıldık. Annemde alttan alttan gülmeye başladığında Utku kınarcasına bize baktı. "Seni gidi para göz! Para için yapmayacağın bir şey yok değil mi?" diye sordu Burcu. Utku başını sağa sola salladı. "Ama abimin kredi kartı bu boru mu?" dediğin de tekrardan güldüm. 

"Anne yetmez mi bu kadar?" diye sordum. "Aynen Nünü be." dedi İrem "Ellerim koptu" "Aman iki iş yaptınız hemen ellerim koptu. Kalkın hadi kalkın." dediğinde sevinçle ayağa kalktım. Azat edilen bir köle gibi özgürlüğüme doğru koşarken annemin sesi beni durdurdu. "Feraye tezgahta para ve alışveriş listesi var. Doğru markete git onları al" dediğinde hızla ona döndüm. "Ya anne Furkan niye gitmiyor acaba?" diye sordum. "Beceremez o." dediğinde göz devirdim. "Sen şuna kıymıyorum desene" dedim. Burcu ayaklanıp anneme döndü. "Nünücüm bende kalkayım. Hadi size kolay gelsin" dediğinde İrem de gitmek için ayaklandı "Teşekkür ederim kızlarım benim. Yarın mutlaka gelin. Tezgahta tabaklar var onları da götürün" dedi annem. "Nurdan teyze gerek yok. Yarın geleceğiz yeriz zaten o zaman" dedi Burcu. "Ay olmaz öyle hadi bakayım alın alın" diyerek tabakları aldırdı. Bende onlarlar birlikte markete gitmek için çıktım. 

"Hadi yarın görüşürüz" diyerek ayrıldım kızların yanından. Alacağım şeylerin bakkalda olmayacağını düşünerek markete doğru ilerledim. Her şeyi aldıktan sonra poşetleri elime alıp yürümeye başladım. "Yardım lazım mı?" Sesin geldiği yöne baktığımda Uğur abi bana doğru geliyordu. "Yok. Gerek yok" dediğimde beni dinlemeden elimde ki poşetleri aldı. Centilmen adam. Bildim bileli böyleydi Uğur abi. Dışarıdan sert ve soğuk içeriden yufka yürekli bir adamdı. Bazen Utku ile kardeş olduklarına inanamıyordum. Utku her şeyi şakaya vuran ciddiyetsiz adamın tekiydi, Uğur abi ise tam tersi gayet ciddi ve otoriter biriydi. Öyle içten güldüğünü bile çok nadir görmüştüm. Tebessüm ederdi sadece. Genelde kaşları hep çatık olurdu. Saçının kıvırcık olan bir iki tutamı alnına düşerdi. Dişleri bembeyazdı. Nadir de olsa gülünce çok güzel olurdu. Mahallede herkes severdi onu. Mahallenin abileriydi onlar. Dara düşüne yardım eder ihtiyacı olana koşardı. Tek sorunu çok sinirli olmasıydı. Birden parlardı. Hemen de sönmezdi. Ortalığı yakar yıkardı. "Ee ufaklık tercihleri nereye yapacaksın?" diye sorduğunda ona döndüm. "Bilmem ki. Uludağ üniversitesine yaparım yüksek ihtimal. Hem puanımın da o kadar iyi bir şey olacağını düşünmüyorum zaten en yüksek Uludağ tutar" dediğimde "Öyle deme, daha sınava bile girmedin." Dedi.
Bizim evin önüne geldiğimizde ona döndüm. "Geldik." dediğimde "Geldik" diyerek beni tekrarladı ve elinde ki poşetleri bana uzattı. "Tekrardan teşekkür ederim. Zahmet ettin buraya kadar" dediğimde tebessüm etti yine. Bende ona gülümsedim ve kapıya yöneldim. Annem birden kapıyı açtığında korkuyla zıpladım. "Aklımı aldın anne" dediğimde beni umursamadan arkama bakıyordu. "Uğur mu o?"diye sorduğun başımı salladım. "Evet Uğur abi. Mahallede elimde poşetler ile görünce eve kadar getirdi sağ olsun" dediğimde gururla gülümsedi. "Çok iyi çocuk maşallah" dediğinde başımı salladım "Öyle" dedim sonra hala kapıda diklen anneme baktım. "Anne gireyim mi artık?" diye sordum. Bana bir şey demeden içeriye girdiğinde bende arkasından girdim. 

Giritli Mahallesi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin