Ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Uğur abi ile konuştuğumuz gecenin üzerinden 2 gün geçmişti. Bu 2 gün içerisinde hiç karşılaşmamıştık. Bunun için farklı bir çaba sarf etmemiştim çünkü çocuklar ile de 2 gündür görüşemiyorduk. Sınav yaklaştıkça hepimiz strese giriyorduk. Birde son olanlardan sonra kafamı toparlamam zaman almıştı. Uğur abinin, hoş ona hala abi demek ne kadar mantıklı bilmiyorum ama yapamıyordum. Yıllardır abi diyordum sonuçta. Hoş içimde abi demeyi kessem de dışarıya yansıtmazdım bunu. Ona abi dememek ne kadar saçma gelse de şuan abi demek te en az onun kadar saçma geliyordu. Zaten bundan sonra eskisi gibi olmayacaktık, sonuç ne olursa olsun. O yüzünden en azından kendi içimde abi demeyi bırakabilirdim zamanla. Derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim. Elif teyzeler bu akşam evde değildi ve bizde Burcular da toplanmaya karar vermiştik.
Diğerlerinin hala haberi yoktu. Olmamalı mıydı onuda bilmiyorum. Burak abiye tepki göstermemişlerdi ama onlara belli olmazdı. Ama saklamakta mantıklı değildi çünkü illa ki bir yerlerden duyarlardı ve o daha kötü olurdu.
Burculara geldiğimde zile bastım. Çok geçmeden Burak abi kapıyı açtı. "Hoş geldin Feraye."
"Hoş bulduk Burak abi." Dedim ve içeriye geçtim. "Hadi size iyi oturmalar." Dedi ve evden çıktı.
Burcu mutfaktan elinde ki tabakalar ile çıktı. "Hoş geldin." Dedi beni görünce. "Hoş bulduk." Dedim. "Abim çıktı mı?" Diye sordu. "Evet."
İçeriye girince İrem'in de burada olduğunu gördüm. "Diğerleri nerede?" Diye sordum koltuğa otururken. "Gelmeyecek onlar." Dedi İrem. "Neden?"
"Hep beraber erkek erkeğe takılacaklarmış." Dedi Burcu. "Biz de Mihrimah ablayı çağırdık. Otururuz hep beraber."
"İyi yapmışsınız. Ne zamandır yapamıyorduk beraber bir şeyler." Dedim. Çünkü eskiden Mihrimah ablada hep bizimle olurdu. Ozan abi ile ayrılınca ister istemez araya mesafe gitmişti. Ama şimdi tekrardan barışmışlardı ve bizde eski günlerde ki gibi olabilirdik.
Burcu orta sehpaya getirdiği tabakları dizdi ve poşette ki abur cuburları eline aldı. O onları tabaklara dizerken zil çaldı. "Ben bakarım." Diyerek ayağa kalktım.
Oturma odasından çıkıp kapıyı açtım. Mihrimah abla gelmişti. "Hoş geldin." Dedim gülümseyerek. "Hoş bulduk." Dedi ve içeriye girdi. Bende kapıyı kapattım.
Birlikte oturma odasına geçtik. "Hoş geldin Mihrimah abla." Diyerek yattığı koltukta doğruldu İrem. "Hoş bulduk canım." Dedi Mihrimah abla da.
Hep birlikte biraz havadan sudan konuştuktan sonra, "Ee nasıl gidiyor?" Diye sordu Mihrimah abla İrem'e bakarken. "Ne?" Diye sordu İrem saf saf. "Burak ile diyorum." Dedi Mihrimah abla. "Nasıl gidiyor."
"Hıı onu diyorsun."
"Hıı onu diyorum." Dedi Mihrimah abla gülerek.
"İyi." dedi İrem. "Yani beraberken çok farklı davranıyor Burak."
"Nasıl farklı?" Diye sordum. "Güzel işte. Ne bileyim öyle bir adam olduğunu bilmiyordum Burak'ın. Ufacık bir şeyi bile en ince ayrıntısına kadar düşünüyor."
"Mutlusunuz yani?"
"Çok. Hiç hissetmediğim şeyler hissediyorum onun yanında. Hep huzurlu, hep mutlu." Dedi İrem.
"Hayırlı olsun canım sen aşık olmuşsun." Dedi Mihrimah abla. Dediği şeye güldüm.
"Sen de de varmış bir şeyler Feraye hanım. Hiç öyle alttan alttan gülmeyin." Diyerek bana döndü Mihrimah abla.
"Vallahi ben kimseye aşık olmadım." Dedim ellerimi havaya kaldırarak.
"Yemin etme kız çarpılırsın." Dedi Burcuç "Yalan borcum mu var size? Olmadım aşık falan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giritli Mahallesi | Tamamlandı
HumorArkamdan "Mudanyanın bütün sokakları denize çıkar," diye bağırdığında ona döndüm. Bir süre yüzüme baktı sonra daha sakin bir şekilde devam etti, "Benimse bütün sokaklarım sana çıkıyor." 28.08.2020 #Sevgili 1 10.10.2020 #GenelKurgu 1 23.10.2020 #Roma...