13. BÖLÜM: "GÖZÜNDEN SAKINDIĞIN BİRİ"

39.9K 2.6K 507
                                    

Merhabaa, biz geldik❤

Gerçekten çok hızlısınız, daha 3 gün oldu💁🏻‍♀️ Oylarınız ve yorumlarınız için teşekkür ederim, harikasınız!❤

Bu bölümde bol bol yorum isterim! Yeni Bölüme 900 oy diyelim mi, bir de bunu deneyelim ve ben de o sırada Güz Güllerini bitireyim. Oylar dolduğu an bölüm sizindir!🌸

Keyifli okumalar❤

***

Kaşlarımı çatarken, henüz gözlerimi aralamasam bile bunun berbat bir sabah olduğunu düşündüm. Başımdaki ince sızı uyanırken yüzümü buruşturacağım kadar kötü hissettiriyordu. Şüphesiz daha güzel sabahlarım olmuştu ve bu sefil halimle homurdanırken içimi şimdiden bir pişmanlık sarmıştı. O son kadehi içmeyecektim sözü kesinlikle boşuna söylenmemişti. Dün gece içkiyi biraz kaçırdığımı kabul ediyordum, hatta birazdan daha fazla kaçırdığımı da. Alparslan'ın şişesine saldırmasam benim için çok daha rahat ve mutlu bir sabah olurdu. En azından onun sıcacık kollarının arasında olduğumu fark edene dek böyle düşünüyordum.

Gözlerimi birkaç kez kırptım ve nerede olduğumu anlamaya çalıştım, dün en son ofiste ve onun kucağındaydım. Bu sabahsa onun evinde ve onun yatağındaydım. Üstelik çıplaktım. Bunu fark ettiğim an kaşlarım yavaşça havalandı. Dün geceye dair hatırladığım tek şey bir kedi gibi ona sokulmam ve onun da saçlarımı okşayarak beni uyutmasıydı.

Ancak anlaşılan uyutmaktan fazlasını yapmıştı.

Çıplak göğsümü kavrayan büyük avcuna bakarken dudaklarımı büktüm ve ne kadar çıplak olduğumu anlamaya çalıştım. Sanırım minik külotum hala üzerimdeydi ve o da iç çamaşırlarıylaydı çünkü kalçalarıma ve belime yaslanan ereksiyonuyla aramızda bariz bir şekilde kumaş parçaları vardı ki söylemem gerek, çıplak olsa da aynı etkiyi yaratırdı. Onu uyandırmamak için kıpırdamamaya özen gösterdim ve yüzümün önüne düşen bir tutam kızıl saçı üfleyerek karşı duvardaki saati görmeye çalıştım fakat rakamlar benim için çok net değildi. Saat ya yediye geliyordu ya da sekiz olmak üzereydi. Sonuç olarak uyanmak için hala erken bir saat olduğu belliydi.

Bunun verdiği rahatlıkla yeniden gözlerimi yumdum ve yaslandığım sert göğsün ve beni sıkıca sarmalayan güçlü avuçların sıcaklığına kapılarak gülümsedim. Baş ağrım bir anda uçtu gitti. Güne böyle uyanmak eminim ki her kadının hayaliydi ve şu an Gülden'ler de benimle aynı fikri paylaşıyor, mutlulukla kafalarını sallıyorlardı. Ne diyebilirdim ki? Gerçekten çok şanslılardı.

Mutlu bir iç çektim ve elimi göğsümün üstündeki avcunun üstüne bıraktım. Sanki hareketimi hissetmiş ve onu engellemeye çalıştığımı zannetmiş gibi göğsümü sertçe kavradı ve burnunu enseme yaslayarak, kollarının arasında kaskatı kesilmeme sebep oldu. Göğüs uçlarımın arzuyla kabardığını hissettiğim o an derince yutkundum ve eline sıkıca sarıldım. Tek istediğim kendimi ona doğru sürtmek ve kasıklarımda toplanan ıslak arzudan kurtulmaktı ama Mantık Abidesi Gülden kaşlarını çatarak 'Uyuyan bir adamdan faydalanamazsın,' dedi. Kendimi gizlice çikolata yemeye çalışan bir çocuk gibi hissettim ve bu düşünceyle huysuzca somurttum. Tam o sırada Sürtük Gülden işi ele alarak 'Ama o senin sarhoş halinden faydalanabiliyor,' diyerek sinsice sırıttı.

Kesinlikle haklıydı.

Uyuyan sarhoş bir kadını soyup yatağa atmak, ondan faydalanmak değil de neydi ki? Gülüşümü bastırmak için dişlerimi dudaklarıma geçirdim ve durumu eşitleyebileceğimize karar verdim. Nihayetinde ben hukuka ve adalete inanan biriydim. İşte sırf bu yüzden kalçalarımı onunkilere bastırdım ve elinin üstünde duran elimle bileğinde ve kollarında minik daireler çizmeye başladım. Pembe tırnaklarımı tenine sürttüm ve o sırada hafifçe hareketlendi. Enseme yasladığı burnu tenimde kaydı ve boynuma yaslandıktan sonra, yerini sevmiş gibi orada kaldı. Dudakları tenimin hemen üzerindeydi, omzumda duruyorlardı ancak hareketsizdi.

ATEŞİN KOYNUNDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin