21. BÖLÜM: "BAŞLANGICI YAZMAK"

38.9K 2.4K 673
                                    

Merhabaa, biz geldik❤

Çok özledik çok, upuzun bir bölümle geldik ama merak etmeyin🥺

Bol bol yorum isterim! Lüüütfen bizi yalnız bırakmayın olur mu? Yeni bölüm için yine 1100 oy ve 600 yorum diyelim mi? Hadi bir deneyelim🌸

Duyurular ve alıntılar için bizi şuradan takip edebilirsiniz👇🏻

İnstagram, twitter: kadifekelimeler

Keyifli okumalar❤

***

Kulaklarımda yankılanan o boğuk, puslu melodi kaşlarımı çatmama ve huysuzca inlememe neden oldu. Yatakta yan dönerek yastığıma ve hissettiğim sıcaklığa doğru sokuldum ama ses hala odada yankılanmaya devam ediyordu. Büyük, ağır bir kol beni kendine doğru çekerken "Sustur şunu," diye mırıldandım. "Lütfen..."

Gözlerimi açamayacak kadar uykuluydum ve yalnızca beş dakika daha uyuyabilmek için her şeyi yapardım. Alparslan'ın yanımda kımıldandığını ve omzumun üzerinden bir yere uzandığını hissettim. Hemen ardından ses sustu ve odayı yeniden sessizlik kuşattı. Şimdi kulaklarımda yalnızca nefes alıp verişlerimizin huzurlu tınısı vardı. Dudaklarım bir tebessümle kıvrıldığında burnumu Alparslan'ın çıplak göğsüne sürterek ona doğru sokuldum. Dünyada buradan daha güzel ve huzurlu bir yer olduğunu hiç sanmıyordum. Yataktan hiç kalkasım yoktu ve beni sımsıkı kendine çekişine bakılırsa o da benim gibi düşünüyor olmalıydı.

"Kalkmamız gerek..."

Anlaşılan düşünmüyordu.

Homurdanarak bacaklarımdan birini onun bacaklarının üstüne attım ve itiraz ederek "Hayır," diye mırıldandım. "Uyuyacağım ben..."

Alçak sesli gülüşünü duyduğumda kalbim göğüs kafesimin içinde bir takla attı. Büyük eli çıplak kolumda usulca gezinirken sanki parmak uçlarında alevler varmış gibi tenimi bir ateş bastı. "İşe gitmeyecek misin?"

"Ben patronun sevgilisiyim. İstersem gitmem, istersem giderim."

Gülüşü bu kez yüksek sesli bir kahkahaydı. Sırıtıp dişlerimi alt dudağıma geçirdim ve gözlerimden birini açıp yukarıya doğru baktığımda onu beni izlerken buldum. Mavi gözleri mahmur ve uykuluydu, dün geceki performansı ve yalnızca beş saat önce duştan çıkıp kendimizi yeniden yatağa attığımız düşünülürse normaldi ama bu haliyle bile öyle güzeldi ki uzanıp avcumu kirli sakalla kaplı yanağına koydum. Parmaklarım teninde usulca gezinirken bana öyle güzel öyle içten bakıyordu ki, ona çoktan âşık olmasaydım eğer şimdi âşık olurdum.

"Patronunun sana tolerans göstereceğini mi düşünüyorsun?" diye sorduğunda ve tek kaşını alayla yukarı kaldırdığında dudaklarıma kibirli bir gülüş yerleşti. "Tolerans mı? Ben patronumu parmağımda oynatıyorum..."

"Bak sen..."

"Hı hım..."

"Bu parmaklarla mı?" Yanağındaki parmaklarımı kavrayıp uçlarını ısırdığında kahkahalarla güldüm ve elimi ondan kurtarmaya çalışarak "Yapma," diye kıkırdadım. "Alparslan!.. Çok acıktıysan başka bir şey ye..."

"Ne mesela?" Parmak uçlarımı öperek yatakta biraz daha aşağı kaydığında ve bana doğru yaklaştığında heyecanlanarak derin bir nefes aldım. Kolumdaki parmakları belime kaydı ve bir diğeriyle de uzanarak, yüzümün önüne düşen nemli kızıl saçları bir kenara iteledi. "Sen ne önerirsin?"

"Sen ne istersin?"

Bakışları ağır ağır vücudumda dolandığında tıpkı Mia gibi arsızca ona sokulmaya hazırlandım ama o belimdeki elini bacağıma kaydırarak ve bacağımı üstünden attıktan sonra yataktan kalkarak beni resmen şoka soktu. Ne?

ATEŞİN KOYNUNDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin