Medya: Alparslan Gündoğdu😌
Merhabaa, biz geldik💖
Umarım bölümü seversiniz💖
Bir sınır koymuyorum ama bol bol oy ve yorum isterim! Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen💖
İnstagram, twitter: kadifekelimeler
Keyifli okumalaaar💖
***
Darmadağınık yatan biriydim.
Gece kaç kez döndüğümü sayamaz, kimi sabah kendimi türlü pozisyonlarda uyanmış bulurdum ve genellikle soğuktan titrerdim. Üzerimdeki örtüyü tekmeleyerek bir kenara ittiğim için kışın üşüyerek uyandığım zamanlar sayamayacağım kadar çoktu ama bu kez... İlk kez üşümüyordum. Aksine sıcaktı, fazla sıcak...
Ve ayılmaya başlayıp, uykunun koynundan sıyrılarak gözlerimi açarken fark ettiğim ilk şey buydu, bedenim ateşler içinde yanıyormuş gibiydi ve üstümde bir ağırlık vardı. Bunun Mert'le bir ilgisi olmadığını biliyordum, çünkü ona bir sarmaşık gibi dolanmamdan asla hoşlanmaz, bana arkasını dönerek yatardı ve...
Çıplak göğüslerimin üstünde bir el mi vardı?
Aceleyle göz kapaklarımı araladığımda loş ışığa rağmen onları birkaç kez kırpmak zorunda kaldım. Gözlüklerim gözlerimde değildi, bu yüzden ilk baktığımda odayı net göremedim ama bu halimle gördüklerim bile kendi evimde ya da otel odamda olmadığımı bana anlatmaya yetti ve kaşlarımı çattığım sırada, dün gecenin hatıraları parça parça olsa da bir film şeridi gibi gözlerimin önüne geldi.
"Siktir..."
Bir: Sevgilimden ayrılmıştım.
İki: Bir otele yerleşmiş ve süslü kıyafetler giyerek kendimi bir kulübe atmıştım.
Üç: Tüm bunlar yetmezmiş gibi oradan Alparslan Gündoğdu'yla ayrılarak onunla gerçekten yatmıştım.
Yutkunarak başımı çevirdiğimde içinde bulunduğumuz durumu daha net gördüm. Her ikimizde çıplaktık. Onun yanında gerçekten minicik kalıyor olmalıydım çünkü çenesi başımın hemen üzerindeydi ve ben de rahatlıkla ona sokulmuş bir haldeydim. Sırtımı onun göğsüne yaslamıştım, o da kolunun birini başımın altından geçirmiş ve birini de üstüme atarak göğüslerimi gevşekçe sarmıştı. Bacaklarım onun bacaklarının arasındaydı ve kalçalarım onun aletinin üzerindeydi. Fazla samimi ve fazla cüretkardı. Mert bu tür şeylerden nefret ettiği için daha önce böyle bir yakınlığı hiç deneyimlememiştim ve... bundan ne kadar hoşlandığımı fark ettiğimde irkildim. Anladığım kadarıyla sabahın erken saatleriydi ve bir an önce kıyafetlerimi bularak otel odama dönmeliydim.
Alparslan'ın sıkı tutuşundan nasıl kurtulacağımı bilemeyerek birkaç saniye oyalandım, daha sonra elimi göğüslerimdeki iri elin üstüne yaslayarak onu kaldırmaya çalıştım. Yeterince sessiz olursam bu işi halledebilir ve daha sonra kendimi otel odamda boğabilirdim. Kolunu biraz kaldırmayı denediğim an kıpırdanarak homurdandı, kolları arasında taş gibi kesilerek gözlerimi yumdum ve yanağını saçlarımın üstüne yasladığını hissettiğimde nefesim kesildi.
Beni daha sıkı sararak uykulu sesiyle "Chérie," dedi. "Cinq minutes de plus..." (Hayatım, beş dakika daha.*)
Sözlerinden Fransızca bir şeyler mırıldandığını duyduğum an yutkundum, neler söylediğini deli gibi merak ederek birkaç saniye için hareketsizce bekledim. Pes ettiğimi anlamış gibi iç geçirdi ve aradan geçen birkaç dakikanın ardından o da sakinleşti, nefesleri yeniden düzenli bir hal alınca bir kez daha daldığını anladım. Bu kez biraz daha yavaş bir şekilde ağır kolunu üstümden kaldırdım ve ağırlığımı tek dirseğimin üzerine vererek doğruldum. Saçlarımı kurtarmam biraz zor olsa da yatağın bir ucuna kadar ilerledim ve omzumun üzerinden onu kontrol edip, her şeyin yolunda olduğunu gördüğümde bakışlarımı odada gezdirerek kıyafetlerimi aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN KOYNUNDA
General FictionBeni iyice tezgâha yaslayarak "Gülden," dediğinde "Bitti," diye tekrar ettim. "Unuttun mu? Aramızdaki her şey bitti?.." "O yüzden mi gözlerime öyle bakıyorsun?" diye sataştı bana. "O yüzden mi beni kıskandırmaya çalışıyorsun? O yüzden mi delirtiyors...