TOKYO REVENGERS

~18~

Başım çok ağrıyor..

Aşırı fena aq

Sanki biri başıma sopayla vurmuş gibi

Neysee

Bölüme geçebilirsiniz..

/////////////////////////////////////////////////////////////////

Akemi yoko..

Bir yerde oturmuş pasta yiyorduk.

Daha doğrusu Emma pastayı yiyordu, ben mikeye dalmıştım ve mikey de bir yere bakıyordu.

"Ölü gibisiniz."

En değer verdiklerimden biri ölmüştü..

"Yok be!"
Gülerek dediğim şeyle mikey bana döndü ve hafif kaşları çatıldı.

"Zorla gülmeye çalışma."

Dedi ve az önce baktığı yere bakmaya devam etti.
Gülüşüm soldu, başım ağrımaya başlamıştı bile.

Başımı ovuştururken gelen ses ile durdum ve başımı kaldırdım.

"Kardeşini doğum günü için dışarı mı çıkardın mikey?!"

Drakenin gülerek dediklerine mikey göz devirdi.

"Kes!"

"Ebeni amı!"

Takemichinin sesiyle daha da başım ağrırken gülmeye çalıştım.

(Benim başım ağrıyorsa senin de ağrıyacak akemi yoko!)

"Mikey ve emma kardeş mi?!"

Şaşırdım.
"Bilmiyor muydun?"

"Hayır! Hassiktir!"

"Oha nasıl bilmezsin lan!"
Sorduğum soruya hinata güldü.

"Söylemeyi unuttum sanırım.."

"Niye her şeyden en son haberim oluyor?'

"Oda senin sorunun takemichi!"
Gülerek dediklerim ile mikey yine bana döndü ama bir şey demeden geri  drakene döndü ve başını sallayıp ayağa kalktı.

Bir şey dememe kalmadan elimi tutup beni de kaldırdı ve peşinden götürmeye başladı.
Kafeden çıktığımızda yavaşladı.
"Nereye gidiyoruz?"

"Evime."

"Neden? Doğum gününü emmayla geçirebilirdi-"

"Gerek yok."

Mikey yine mikeydi işte..

------

Sonunda eve gelirken kapıdan içeri girdik ve kapıyı kapattım, hâlâ elimi bırakmamıştı ve dik dik salonun ortasında duruyorduk.
"Nasılsı-"
Birden beni kendine çekip sarılmasıyla bir süre öylece durduk, kollarım boynuna dolanırken baş ağrım yavaş yavaş geçiyordu

(Hâlâ başıma sopayla vurulmuş gibi ama olsun)

Mikeyin saçlarıyla oynarken gülümsedim.
"Mikey.. nasılsın?"
Bir kaç mırıltı çıkardı, şuan bebek gibiydi..

"Uyumak istiyorum."

"Hmm, uyu o zaman."
Bir kaç mırıltı daha çıkardı ve dudaklarını boynuma sürttü.

"Seninle uyumak istiyorum."

Yanaklarım yanarken kıkırdadım.
"Uyuyalım o zaman."
Bana sarılmayı bırakmadan beni kucağına aldı ve odaya doğru gitti.