~44~

719 43 49
                                    

Ben gidip 200. Bölümden tekrar başladım aq

B12 eksikliğim var her boku unutuyorum

Of of

Neyse

Bölüme geçebilirsiniz

/////////////////////////////////////////////////////////////////

Akemi yoko

Eve geleli bir saatten fazla olmuştu ve ben hâlâ kisakinin dediklerini düşünüyordum.

Yakında yıkım getirecek bir haber alabilirsin

Ne haberi?
Ne yıkımı?

Kansız piç yine bir şeyler planlıyordu, içimde ki kötü his artarken kapının çalmasıyla irkildim.
Akşamın sekizinde kim gelmiş olabilirdi ki?

"Yoko götüm dondu aç kapıyı!"

Emmanın sesini duymam ile içim rahatlarken ayağa kalktım ve kapının yanına gidip açtım.
Kollarını birbirine sarmış titreyen emma karşımda belirirken gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Gül sen gül!"

Dedi ve içeri girdi, kahkaha atarak kapıyı kapatıp salona geçtim ve koltuğun üzerinde ki battaniyeyi emmanın omuzlarına serdim.
"Hava o kadar soğuk mu ya?"

"Yok yoko soğuk değil ben heyecandan titriyorum! Soğuk tabii ki!"

Bir kahkaha daha atarken yanında ki yastığı yüzüme fırlattı. Son anda yastıktan kaçarken kaşlarını çatmış gülüp ile gülmemek arasında gidip geliyordu.
En son oda kahkaha atarken ikimizde gülmeye başladık.

"Acıktım ben."

"Bende ya!"

"Bizimkiler bir yere gitmiş duydu-"

Çalan kapıyla tekrar kaşlarım çatılırken ikimizde aynı anda kapıya döndük.

"Birini mi bekliyorsun?"

"Hayır."  Ayağa kalkıp kapının yanına giderken ardı ardına çalan kapıyla kapının arkasında olan beyzbol sopasını aldım.

"Kızlar kapıyı açmayı düşünüyor musunuz!?"

İçim rahatlarken sopayı geri bıraktım ve kapıyı açtım, bir adet donmuş hina da karşımda ki yerini alırken tekrar gülmemek için kendimi zor tuttum.
Hava o kadar soğuk muydu ya?

Bana gözlerini devirip içeri geçerken kapıyı kapattım ve içeri geçip eski yerime oturdum, o ikisi aynı yorganın altında birbirlerine sarılırken üzerlerinde ki kıyafetlere baktım.
"Böyle giyerseniz tabii ki götünüz donar!"

"Ama ne yapayım!?"

"Şık olmak için soğuk çekmem bu arada söyleyeyim de." Dedim ve koltuğa uzandım.

"Draken her an her yerden çıkabilir."

"Ben arkadaşımın doğum günü partisine gitmiştim ondan."

Gözlerimi devirdim ve kolumu alnıma koyup gözlerimi kapattım.
"Salaksınız."

"Salak değiliz, tabii senin ki seni nasıl gördü sevdi?"

Aklıma gelen görüntüler ile kahkaha attım.
Mikeyin beni sevdiğini düşündüğüm yerden başlarsak ağzı yüzü dağılmış bir şekilde eşofman ve t-shirt giymiş bir yokoyu sevmişti.

"Hatırlıyorum da seni ilk gördüğümde de üzerinde eşofman t-shirt vardı."

"Okula bile ilk zamanlar sürekli eşofman ile geliyordu sonradan ceza aldığı için etek giymek zorunda kaldı."

"Eşofman götüne yapıştı onun ondan başka bir şey giyemiyor."

Bir kahkaha daha atarken onlarda bana katılmış ve gülmeye başlamıştı.
"Rahatlığıma önem veriyorum."

"Hadi giyebileceğin ultra kısa şeyi giy ve hina sende, bu gece eğlenelim."

Oturur pozisyona geldim ve kaşlarımı çattım.
"Az önce götüm donuyor diyordun."

"Taksi çağırırız canım ne var yani, biraz kafa dağıtmak iyi gelir onca olan olaydan sonra."

"Emmaya katılıyorum yani rahatlamak bizim de hakkımız."

Emma ayağa kalkıp ellerini birbirine vurdu.

"Kalkın benim odama! Sizi ben giydireceğim!"

İkimizde kalkmış emmanın peşinden odaya gidiyorduk.
Korkuyorum, emmadan korkuyorum harika!

---

Elbisenin daracık etek kısmını aşağı doğru çekmeye çalışıyordum.
Tam kalçamın altında bitiyordu ve evde bile üşüdüm.
"Götüm donuyor!"
Yatağın üzerinde duran bajinin ceketini aldım ve üzerine geçirip fermuarı kapattım.
Ceket elbiseden daha uzun..

"Mızmızlanma yoko hem taksiyle gideceğiz bir şey olmaz."

"Yokoya katılıyorum evde bile üşüdüm."

Hinatayada beyaz dizlerinin biraz üzerinde biten dar bir elbise giydirmişti ve kendi zaten kısa giydiği için hazırlanmıştık.
Saçlarımı dalgalı yapmıştı.
Saçlarımı bozarsam bu sefer beni öldürürdü..

"Of çok dayanıksızsınız! Bir gecelik ya lütfen!"

Şirin şirin bakması sonucu hinayla derin bir nefes verdik ve başımızı olumlu anlamda salladık.

"Harika!"

Diye bağırdı ve elini öne doğru uzattı.
İkimiz yüzüne ayı görmüş gibi bakarken gözlerini devirdi.

"Herhangi bir durumda sevgililerinizi aramayın diye telefonlarınızı bana verin."

Başımı hızla olumsuz anlamda salladım.
"Olmaz, başımıza bir şey gelirse ne yapacağız?" İkisinin de gülen yüzü bana dönünce kaşlarımı çattım.
Aklımdan geçeni düşünüyor olamazlardı değil mi?

"Sen varsın yoko."
"Sen varsın yoko."

Ah.. işte aklımdan geçen.
"Ya çok fazla saldırırlarsa."

"Draken anlatırken kulak misafiri olmuştum tomanın yarısını devirebilecek güçtesin."

"Ya beni yerden yere vururlarsa?"
Hina gözlerini devirdi.

"Karşımda yerden yere vurulduğun hâlde bir adamı devirmiştin yoko."

Hay içine ha!
"Ya birden hafızamı kaybedersem?"

"O zaman bittik işte ve devreye hina giriyor."

Emma gülerek hinaya döndü.
"Ne?"

"Hinanın mükemmel dövüş yeteneklerini unuttum deme yoko! Ah her neyse hadi telefonu ver!"

İstemsiz şekilde telefonu ona uzatırken gülerek elimden aldı ve çantasına koydu.

"Hadi çıkalım kızlar!"

Ellerimk bajinin ceketinin cebine koydum ve omuz silkip yürümeye başladım.
Kapının önüne geldiğimde giydiğim topuklu botlara göz gezdirdim.
Spor ayakkabı giysem daha iyi olacaktı
Evet evet kesinlikle.

Evden çıkar çıkmaz her yerime vuran soğuk ile eve geri dönerken emma kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı.
"Götüm dondu!"

"Benim de!"

Kapının önünde duran taksinin arkasına sırayla binen emma ve hinaya bakan adama kaşlarımı çattım ve öne oturdum.
Ne olur ne olmaz bir şey yapmaya kalkışır ağzına sıçarım.

/////////////////////////////////////////////////////////////////

Emmam...

Canım...

Hinaaammm

Bebeiiiimmm

Bölüm nasıldı?

TOKYO REVENGERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin