Multimedya: Day by Day - T-Ara
SAVAŞIN LORDLARI 78. BÖLÜM
Kim Sa A şehri tanımak için yaptığı gezi harici ilk defa geldiği Itaewon Hannomdong mahallesinin bin bir milletten oluşan çeşitliliği arasında hiç yabancı hissetmiyordu. Farklı ülkelerden gelen göçmenlerle dolu olan sokaklar ona, özünden olduğu halde yabancılaştığı kültüründen daha tanıdıktı. Bunları düşünürken önündeki kızarmış baharatlı nohut topunu ağzına henüz atmıştı ki telefonu çaldı.
KangTa'dan çağrıyı aldığında Sa A'nın yapabileceklerinin korkusuyla koşarak şirketten çıkan WooHyun, aracına geçer geçmez aynı panikle telefonuna sarıldı. Kısa bir çalışın ardından açılmıştı. Korkulu çıkmasına engel olamadığı ses tonuyla, "Sa A, neredesin?"
Oturduğu sandalyeden biraz doğrulup ifadesiz gözlerle bulunduğu sokağı inceleyen genç kadın, "Seul Camiinin arkasındaki sokaktayım" dedi. Ses tonu da gözleri gibi ifadesizdi.
WooHyun, hastaneden gelen çağrının aciliyeti ve Sa A'nın cevabının basitliği arasında kafasının karıştığını hissediyordu. Bu kafa karışıklığını belli ederek sordu. "Ne yapıyorsun orada?"
"Falafel yiyorum." Kadın bir elinde telefonunu tutarken diğer elinde mahallenin havadan drone görüntülerini takip edebilmesi için Sivri'nin az önce getirip masaya bıraktığı tableti tutuyordu. WooHyun sessiz kalırken elindeki tableti bıraktı, ağzına bir nohut köftesi daha attı.
"Ne falafeli Sa A?" WooHyun şaşırmıştı ancak çok fazla takılmayıp devam etti. "Tamam, beni bekle sakın bir şey yapma."
"Dürüm isteyecektim... İstemeyeyim mi?"
"Onu demiyorum! Sakın başka bir şey yapma." diye sinirle söylenip telefonu kapatan WooHyun hızla aracını Itaewon yönüne sürdü. Bu sakin tavır daha da korkmasına neden olmuştu. Acaba mahalleyi çoktan yakmıştı da şimdi eserine bakarak yemek mi yiyordu?
Kim Sa A, telefonu kapattıktan sonra kapının önünde duran Sivri'ye eliyle gelmesini işaret etti. Masanın üstünde dünkü operasyondan bahseden gazeteyi de köşeye itmişti.
"Komutanım."
"Durum ne, hala bir şey çıkmadı mı?" Sınırdaki operasyonu haber alıp sokaklarda yaymaya başlayan kişinin kimliğine ulaşmışlardı. Aktif kaçakçılardan olan Lee Hyuk isimli serserinin bilgiyi doğrudan askeri yetkiliden alıp Hegza'ya ilettiği anlaşılmıştı. Ancak askeriyedeki sızıntının ismini sokaklar da bilmiyordu. Bunu sadece Lee Hyuk denen adamı bulduklarında öğrenebilirlerdi. Üzerine kayıtlı ev ve işyerlerine bakılmış, boşaltıldığı görülmüştü. Geriye istihbarattan gelen, bu mahallede tanındığı ve zaman geçirdiği görülmüştür bilgisi kalmıştı. Tapu kayıtlarında Lee Hyuk'ın üstüne resmi bir şey yoktu ama onu tanıyan varsa, nerede olduğuna dair bir ipucu çıkacaksa buradan çıkmalıydı.
"Sahanın büyük çoğunluğu tamamlandı. 4. Cadde üzerinde kalan sokakta kalan birkaç blok ve iş yerinin kontrolünü de sürdürüyorlar."
"Tamam çıkabilirsin." Sa A sonrasında aklına gelen şeyle kapıya kadar yaklaşmış genç askeri durdurdu. "Birazdan Sovran burada olacak. Güvenliği ve gizliliğine dikkat edin."
"Emredersiniz komutanım"
Sa A falafel dürümünü sipariş ederken endişeden kendini yiyip bitiren KangTa, "WooHyun zamanında ulaşabilir mi?" diye sordu yanı başındaki Hyomin'e.
"Yola çıkmış bile." Kadın telefonuna bakarak konuşuyordu. Sahanın drone görüntüsüne ulaşıp görüntüyü takip edebilmesi için KangTa'nın önüne kadar kaldırdı. "Sokaklarda bir hareketlilik yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşın Lordları
ActionSiyah Porsche'un hızı 200'ü bulmuşken 89. otoyolun batısındaki eski köprüye yöneltmişti. Sürücü koltuğundaki kadın, köprünün sonunda kendisini bekleyen tehlikenin farkındaydı ama girmekten başka seçeneği yoktu. Yaklaşık 250-300 metre arkasında, kend...