LoW 68

2.2K 134 325
                                    

Yılın son gününden herkese merhaba(ne kadar da sıkıcı bir giriş oldu gönül isterdi ki atraksiyonlu girebileyim ama mesai ve 11 bin kelimelik bölüm düzenlemesinden sonra kafam çok çalışmıyor^^) Son bölümün üstünden geçen aylardan sonra nihayet dönebildik. Beklemenin sıkıcı ve yorucu olduğunu bildiğim bu uzun sürede bu kadar ara vermek zorunda kaldığımız için çok üzgünüm.  Olabildiğince hikayeye odaklanmaya çalışsam da hepimiz  özel bölümlerle birlikte yetmişi geçen LoW'u tanıyoruz, Savaşın Lordları zor bir hikaye. Yazdığım bir cümle ilerideki bölümlerin taşlarını devireceği için baştan savma hızlıca yazılabilecek bir iş değil hikayemiz.  Evet bu kadar da uzun sürmemeli ama bekliyorsa karşımıza iyi bir bölüm çıkması için bekliyor emin olabilirsiniz. Bazen sadece bir cümle ilerliyor ama nereye gittiğini bilerek ilerliyor. Bu hikayeyi yazan kişi olarak siz okuyuculara vermek istediğim teminat da bu olabilir ancak. LoW hep nereye gittiğini bilecek ve öyle ya da böyle bitiş noktasına varacak. Hikayenin yarım kalması konusunda şüpheniz olmasın. (Ben nefes aldıkça tabi^^)  Neyse çok bekledik, burada da beklemeyelim, özlemişiz. Dilerim yeni miladi sene hepimiz için güzelliklere ulaştığımız bir yıl olur. Ve artık LoW'dan kurtulduğumuz bir yıl olur umarım :)) #LoW202OdeBİTSİN

İyi okumalar...


SAVAŞIN LORDLARI 68. BÖLÜM

Madam'ın infazının üstünden bir hafta geçmiş, kadına olanlar tüm Asya'da duyulmuştu. O sırada kendini iyice toparlayan Kim Sa A neredeyse geçmişini düşünmez olmuştu. Hegza cephesinden bir haber gelene kadar günlerini A Takımı'nın başında sokakları kontrol altında tutmaya çalışmakla geçiriyordu.

Ocean Group veliahtı Lee WooHyun ise hafta boyu işleriyle ilgilenmişti, nakliye ekiplerinin adımlarını gözhapsinde tuttu. Kuzeninin uyarısı hala kulağını tırmalarken neredeyse limana giren çıkan her gemiyi didiklettirecek kadar titiz çalışır olmuştu.

Nispeten sessiz geçen haftanın durgunluğu o akşam bozuldu. KangTa toplantıya çağırmıştı. Bölgeye yakın olduğu için kararlaştırdıkları restorana ilk varan Kim Sa A, restoranın otoparkına arabasını bıraktıktan sonra hardal rengi ince örgü kazağının üstüne giydiği lacivert kot ceketinin düğmelerini ilikleyip arabadan çıktı. Kışın kendine iyice yer tuttuğu şu günlerde sokaklarda geçen zamanını içi yünlü kot ceketine sarılarak ılıtmıştı. Yüksek bel haki renk kargo pantolonunun da aynı renkteki kemerini düzeltip cebindeki telefonu çıkardı. Tam, geldim diye KangTa'yı arayacakken otoparka giriş yapan lacivert mercedesi görünce duraksadı.

Lee WooHyun gelip arabasını hemen Sa A'nın arabasının yanına bırakmıştı. Saçını son bir kez aynada kontrol ettikten sonra indi. Bulutsuz, açık gökyüzüne bakarken göğsünü genişletecek kadar derin bir nefes aldı. Soğuk hava ciğerlerini doldururken yaşadığını hissetmişti. Önce ceketinin yakasını düzeltti, sonra manşet kısımlarını.

WooHyun'ı görünce restorana girmekten vazgeçip bekleyen Sa A 'şu hareketlere bak' diye geçiriyordu içinden. İzlemesi güzel bir manzaraydı ve sıradan bir anında bile böyle görünmesi hiç normal değildi. Aslında WooHyun'ın yaptığı bir şey olmasa da Sa A'nın gözünde görkemli görünüyordu. Onunla son karşılaşmasının üstünden günler geçmişken Sa A bu anormalliğin sadece kendi bakış açısında olduğunu fark edememişti. Etseydi, izin vermezdi.

Kim Sa A'nın o koyu gözlerini dikmiş kendisini izlediğini gören Lee WooHyun gelip tam karşısında durdu. Sanki bir şey söylemek ister gibi bakan kızın gözlerinin içine baktı. Yine ulaşılması zor bir mesafedeydi. Kim bilir şu an o karanlığın içinde neler saklanıyordu. O an, o derinliği görünce bir şey söylemeyeceğini anladı. Açıkçası onu çok merak ediyordu. Bu hafta Sa A'yı görebilmek, nasıl olduğuna, toparlanıp toparlanmadığına bakmak umuduyla ufak bahanelerde bile şirketten kaçıp ofise uğramıştı. Ancak her yoklayışında karargahta veya A Takımı'nın başında olduğunu öğrenip amacına ulaşamadan dönmüştü. O korkunç gecenin etkilerinden kurtulabilmiş miydi? "Nasılsın Sa A?"

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin