LoW 9

3.9K 281 74
                                    


   SAVAŞIN LORDLARI 9. BÖLÜM

"Dönmek?" Bu kelime dakikalardır Kim Sa A'nın zihninde yankılanıp duruyordu. 98'de ayrıldığı ülkesine dönmeye hazır mıydı, ailesini kaybettiği o topraklara ayak basabilecek miydi? Emin olamıyordu. Direksiyonu sıkıca kavrayan ellerinin eklemleri gerilmişti. 2001'e kadar Avustralya'da kalmış, ardından Çin'e gönderilmişti. 2007'den sonra da Amerika'da ve çeşitli görevler için Dünya'nın farklı yerlerindeydi. Ancak yolu hiç Kore'ye düşmemişti. KangTa birkaç defa ülkeye gelmek isteyip istemediğini sormuşsa da Sa A hep kaçamak yanıtlar vermişti.  Kore'ye giderse gizlilik gereği ailesinin mezarını ziyaret edemeyecek veya yaşadıkları o korkunç gecede yakılan evlerine uğrayamayacaktı. Choi KangTa bunu ona tüm gerekleriyle açıklamıştı. Sa A şartları bildiği için ülkeye dönme gereği hissetmiyordu, gitse bile yapabileceği bir şeyler yoktu. Onun yerine Komutan Choi KangTa'nın yurt dışındaki en güçlü ve güvenebileceği kolu olmayı seçmişti. Şu ana kadar halinden memnundu da, KangTa için çalışmak her şeyden ve herkesten önemliydi onun için.

Bu düşünceler içindeyken dışarıdan gelen acı fren sesiyle gerçek dünyaya döndü, kırmızı ışıkta geçmiş ve bir NewYork taksisiyle burun buruna gelmişti. Gözleri kocaman olmuş ne olduğunu anlamak ister gibi şaşkınlıkla içinde bulundukları hale bakıyordu. Refleks olarak frene basmıştı ancak durmuş olduğunu bile yeni fark etmişti. O sırada KangTa sinirle, "N'apıyorsun Sa A! Kendine gel" diye sertçe uyardı,  sesi birden yükselmişti.

Genç kız sıkıntıyla saçını kulağının arkasına itip "Özür dilerim patron" dedi. Öyle mahcup olmuştu ki dışarıda küfürler eden taksi şoförünü umursamadan yoluna devam etti.

Dakikalar süren sessizliğin ardından KangTa derin bir nefes alıp elindeki belgeleri yanına bıraktı. "Sa A" dedi, sesi az öncekinin aksine daha sakindi. "Seni şimdiye kadar dünyanın farklı köşelerine gönderdim. Çoğunda beraberdik. Görebileceğin en zor problemleri gördün,  en çetin şartları yaşadın. Hiçbir yere giderken şimdiki gibi korkmadın"

Sa A duraksadı, 'Korkuyor muyum?' diye düşündü. Sahi, tüm o acıların başladığı ülkeye dönmek onu korkutuyor muydu? Sonra sorduğu soruyu yanıtlamak adına "Hayır" diye sayıklandı. Kore'den korkmuyordu, korkmamalıydı. Aslında merak ediyordu. Orada neler yapabileceğini ve görev sırasında karşısına neler çıkabileceğini... Her şey bir yana en çok da ailesinin intikamına yaklaşıp yaklaşamayacağını.

KangTa ise Sa A'nın korkmadığını zaten biliyordu, onu kendine getirebilmek için böyle ağır bir ithamda bulunmak zorundaydı sadece. Sonrasında sessizlik tekrar hükmünü sürdü.

   Kalacakları otele geldiklerinde fazla oyalanmamaları gerektiğini söylemişti KangTa. Bir kaç gün içinde Kore'ye döneceklerdi. Buradaki işlerini düzene sokup gerekli belgelerle sınırdan geçmeleri gerekiyordu. Kim Sa A,  Sarah Kim adına düzenlenmiş belgelerle seyahat ederdi. Choi KangTa ise Kore bürokratı olarak gösterildiği kimliğini kullanıyordu. Kimi zaman gidecekleri ülkeye ve göreve göre kullandıkları kimlikler değişse de olağan şartlarda bu iki ismi paravan yaparlardı...


....
Birkaç saat sonra Kore'nin Gimpo Havaalanına ulaşacak olan Amerika'dan kalkmış uçağın VIP salonunda sadece iki kişi vardı. Choi KangTa ve Kim Sa A. İkili asır gibi gelen uzun uçuş süresine rağmen dikkatini önlerindeki belgelere vermişti. KangTa, masaya serdiği kağıtlarla üstünde duracakları ayrıntıları Sa A'ya bir bir anlatırken kızın uzun yıllar boyunca uzak kaldığı ülkesindeki yeraltı düzenini de aktarmaya çalışıyordu.

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin