LoW 69

1.7K 126 292
                                    

SAVAŞIN LORDLARI 69. BÖLÜM

Tırmandığı halatın geçtiği tuğlanın parçalandığını anlayınca içinden küfretmek geçse de küfredecek zamanı bile bulamadan gerisin geri aşağı düşen Kim Sa A, sırtı toprak zemine çarpınca hissettiği yoğun acı ve ağrıyla dudaklarından fırlayan iniltiye engel olamamıştı. Çarpmanın etkisiyle tüm ağırlığı sırtına ve zemine ilk değen sağ koluna yüklenmişti. Şimdi her bir eklem noktası sanki yangın yerine dönmüş gibi zihnine uyarılar gönderip duruyordu. Acı içinde kıvrandı. Hareket edemiyordu.

Düşerken gördüğü son şey karanlık gökyüzünün içinden üzerine doğru savrulan tuğla ve çelik halat ucuydu. Başına düşmesinden korkarak kafasını yana çevirdi ve gözlerini kapadı. Haline rağmen şanslıydı ki çatıdan kopan parçalar başına değil toprak zemine saplanmıştı. Zorlukla tuttuğu soluğunu acı içinde bıraktı.

Öte yandan minibüste kulaklığın ucunda merak ve endişe içinde Sa A'dan bir işaret bekleyen ekip düşüşün ne kadar sert olduğuna emin olmaya çalışıyordu. Sa A kendisinden haber bekleyenlerin olduğunu biliyordu ama ses çıkarmamak için acısını bastırmaya çalıştığından kısık sesle inlemek dışında bir şey yapamıyordu. İniltilerinin onlara ulaşıp ulaşmadığından emin değildi. Hayattayım mesajını da gönderemiyordu.

"Kim Sa A iyi misin? Gelip seni alıyoruz, sabret."KangTa anında operasyondan vazgeçmiş, gidip ajanını o yerden çıkarmak için ekibe hazırlanma talimatı vermişti. Ardından tekrar mikrofonuna dokundu. "Sa A beni duyuyor musun?"

"Tianshi lütfen cevap ver, orada mısın?" Kate de bir yandan seslenmeye başlamıştı. Korkudan küt küt atan kalbi ve ağlamaklı sesiyle bir daha seslendi. "Tianshi iyisin değil mi? İyisin..." Çinli kadının titreyen bakışları, o ana dair drone görüntülerini açmış kadının düştüğü noktanın hayati tehlikeye sebep olup olmayacağını hesaplamayı amaçlayan Charmander'in bilgisayarına kaymıştı. Diğer ekranda da pokemonlardan biri etraftaki güvenlik kameralarında sıradışı bir hareketlilik olup olmadığını inceliyordu. Acaba düşüşü duymuşlar mıydı? Çinli kadın tüm bu korkutucu ihtimalleri düşününce bir daha seslendi "Yah! Tianshi oradasın biliyorum, konuş..."

O sırada olanları çatılmış kaşları ve huzursuzca sıkışan göğüs kafesine rağmen sakinlikle takip eden WooHyun bir yandan Sa A'yı çıkarma operasyonuna katılmak için çelik yeleğini giyerken diğer yandan "Sa A iyi Kate," dedi kararlılıkla "Ona biraz zaman verin bize dönecektir." O kadını tanıyordu. Ne kadar güçlü olduğunu biliyordu. Gözlerinde taşıdığı karanlığın içine düştüğü karanlıktan daha güçlü olduğunu, Sa A'yı koruyacağını biliyordu. "O iyi," dedi kendinden emin bir şekilde. Sonra sertçe yutkundu. Masadaki açık mikrofona uzandı bu sefer daha yakından söyledi. "Sa A beni duyuyorsun değil mi? İyi olduğunu biliyorum. Canın yansa da dayandığını biliyorum."

O sırada dışarıda A Takımı'nın girmeye hazır olduğunun haberini alan Komutan Choi, "İki dakikaya yanındayız" dedi kontrolün ellerinde olduğuna inandıran bir ses tonuyla.

Diğer uçta söylenenleri duysa da başta acıdan kesilen nefesi dolayısıyla cevap verecek gücü bulamayan Sa A devamında ilk çarpmanın şokunun yerini yavaş yavaş sızlamaya bırakması sebebiyle gözlerini açabilmişti nihayet. Kesik kesik nefesleri artık yetmiyordu. Derin bir nefes aldı.

Kate ise söylenenlere inanmak istese de sessizliğin aklını almasına engel olamamıştı. Ufak da olsa bir işaret bekliyordu. "Yah Sa A-shi! Cevap ver artık, iyi misin?"

Kadın ajan kulaklığına Kate'in hüzünle çıkışan sesi ulaştığında, KangTa'nın sakin kontrol sahibi sesiyle karşılaştırmıştı ister istemez. Saçma bir şekilde şu durumda düşünebildiği ilk şey bu bariz fark olmuştu. Gülümsemek istemişti ama maruz kaldığı acı sebebiyle yapamadı. Onun yerine nihayet elini atıp sol yanağından kaymış mikrofonu düzelttikten sonra konuştu. "Kafamı şişirmesen iyi olacağım Kate. Kopan halatın yapamadığını çenen yapacak."

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin