LoW 44

1.7K 139 45
                                    

Multimedya: Jonghyun - Crazy(Guilty Pleasure)

SAVAŞIN LORDLARI 44. BÖLÜM

WooHyun'ın yanından ayrılınca asansöre binmek yerine hemen yandaki kapıya yönelen Kim Sa A aceleci olmayan adımlarıyla merdivenlerden iniyordu. Dudaklarında ise hala o adamın sıcaklığı vardı. Cebinden telefonunu çıkarıp saate baktı. İlk bakışında anlamamış olacak ki cebine koymak üzereyken bir daha güç düğmesine basıp ekranın aydınlanmasını sağladı. Tek geceye neler sığmıştı böyle...

O sırada beyaz odada Charmander'in başında olan Komutan Choi, ihbarı yapanın kimliğine ulaşmanın derdindeydi.

Biraz uğraşmış olsa da sonuca ulaşan genç hacker, önüne düşen bilgiyi ve telefon sahibinin kimlik bilgilerinin yazdığı sayfayı göstermek için bilgisayar ekranını KangTa'ya çevirdi. "Patron, durum bu?" Gergindi.

"Ekranı kapat, bu gece kimseye bundan bahsetme" Gördükleri Komutan'ın canını sıkmıştı ve sıkıntısı yüzünden olduğu gibi ses tonundan da anlaşılıyordu. "Yarın işin perde arkasına bakarız. Şimdi evine gidebilirsin"

Bunları söyledikten sonra başka bir şey demeden Charmander'in omzuna dokundu ve odadan çıktı. Ceketini düzeltirken koridorda Sa A'yı görmüştü. "Mulan?"

"Lordum..." Genç kız duruşunu toparlayıp adımlarını hızlandırdı. KangTa'nın dibinde bitmişti yine.

"O Richie olacak herifi toplayabildin mi?" Ona hala kızgındı ama düşünmekten alıkoyamıyordu kendini.

Bu soru üstüne yarım, mahcup bir gülüş atıp, "Sürgün için belgeleri hazırlamaya başlasan iyi olacak Oppa" diye söylenmeye başlayan Sa A, "Kuzey'de görev yapmak o herifi toplamaktan daha kolaydır" deyip sözlerini tamamladı.

KangTa meraklanmıştı. "O kadar mı kötü?"

"Bilmem. Onu o kadar çok tanımıyorum" Şimdi tanımıyorum dediği adamı az önce öptüğü gerçeğini tabi ki kendine saklayacaktı.

KangTa hafifçe gülümsedi. "Sen herkesi tanırsın Sa A"

Komutan'ın sözlerinden sonra duraksayıp sol elini saçlarından geçiren genç kadın, "Tanıdığım kadarıyla onu kimsenin toplamasına ihtiyacı yok Komutan. Lee WooHyun kendini toplar"

"O toplama safhası çabuk geçse iyi olur yoksa sürgün etmekte tereddüt etmem!"

Choi KangTa'nın tehdidi korkutucuydu ama yüz ifadesi geceden beri en yumuşak haline bürünmüş olduğu için Sa A da rahatlamıştı. "Oppa!" deyip adamın koluna yapıştı. "Benim ne suçum var? Hepsi Sovran'ın yüzünden..."

Genç kadın bir anda dudaklarını bükmüş, cinsiyetine bahşedilen naz ve şirinlik yapabilme ayrıcalığını kullanmaya başlamıştı. Bakışlarını masumlaştırıp KangTa'nın koluna girdi. "Hem bu soğukta benim Kuzey'de ne işim var. Lütfen sadece WooHyun'ı gönder. Ben sensiz ne yaparım?"

Genişçe gülüp elini dağıtmak için kızın saçlarına attıktan sonra yürümeye başladı. "O Richie ile hesabım daha kapanmadı" Gözlerini kısmış, sinsi bir ses tonuyla söylemişti bunları.

KangTa'nın karıştırması sonucu dağılan saçlarını düzeltmeye zahmet etmeyen Sa A, artık bu konuda sessiz kalmayı seçti. İki adamın arasına girmeyecekti. Onun yerine KangTa'nın kolunu daha sıkı kavrayıp başını adamın omzuna yaslamakla yetinmişti. "Uykum geliyor"

Öte yandan az önce kısa saçlı kadına veda etmek zorunda kalan WooHyun ise daha fazla o boş yerde duramayıp Sa A'nın peşinden gelmişti. Onun yaptığı gibi merdivenleri kullanıp beyaz odanın da bulunduğu 26. kata geldi. Merdivenlerden koridora açılan kapıya gelmişti ki; KangTa ve Sa A'yı yan yana görünce duraksadı. Az önce öfkeyle kavga ettiği herif ve tutkuyla öptüğü kadın. İkisini aynı karede görmek kalbinin farklı hislerle dolmasına neden olmuştu. Tekrar öfkeye mi kapılmalıydı yoksa arzuya mı?

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin