LoW 51

1.6K 153 95
                                    

Multimedya: Jonghyun - Let Me Out(18.12.17)

SAVAŞIN LORDLARI 51. BÖLÜM

  KangTa sert bir şekilde operasyon istemediğine vurgu yapmıştı. Ancak bu gece, her zamanki itaati bulmakta zorlanacak gibiydi. Sovran sinirle elini saçlarından geçirdi. "Komutan! Madem operasyon olmayacak burada ne işimiz var?" Sorgulamaktan, hesap sormaktan vazgeçmiyordu.

"Bilmem, Lee WooHyun. Sahi senin burada ne işin var?" KangTa kaşlarını çatmış, iki elini de beline koyup genç adamın üstüne yürümüştü. "Benim askerim, benim planım, benim kararım! Uymak istemiyorsan döner, yoluna gidersin!"

KangTa, Sa A'nın kendini feda etmesinden sonra bir de WooHyun'ın asiliğiyle uğraşamayacağını düşünüyordu. Önce Mulan'ın sözünü dinlemeyip geride kalması, ardından Sovran'ın öne atılmak isteyişi... Durum kontrolden çıktıkça sinirleniyordu. Genç adamın sessiz kalmayı seçtiğini fark edince başını aşağı yukarı sallayıp, "Anlaşabildiğimize sevindim Müdür Lee" dedi ve WooHyun'ın karşısında dikilmekten vazgeçip Şef Yoo Gook'un yanına gitti.

"Şef, kurtarma operasyonu olacağı zaman kimsede üniforma istemiyorum. Piyade tüfekleri kullanmayın. Akrep, Kalaşnikof gibi militan silahları elinizde olsun."

Yoo Gook, Choi KangTa'nın neden böyle bir şey istediğini anlamıştı. Başını eğip, "Merak etmeyin Komutan, tim profesyonel görünmeyecek" dedi.

Komutan, takılmamaya çalışsa da WooHyun'ın tavrına sinirlenmekten alıkoyamıyordu kendini. Ters ters genç adama baktıktan sonra kafasını dağıtmak için A Takımı'nın karşısına dikildi. Bu gece bar çevresinde olanlara bakıp "Geri çekilme kararı hanginiz aldı?" diye sordu sert bir şekilde.

A Takımı, Kate ve Sa A çıktıktan sonra arka kapıyı tutmuş, bir süre takip edenleri oyalamışlardı ama ön taraftan çıkan arabalar ve arkadan gelenleri kalabalıklaşması üzerine KangTa veya Sa A'dan emir gelmediği halde geri çekilip ara sokaklara dağılmışlardı.

Orada bulunan dört asker de başlarını mahcubiyetle eğmişti, Matkap, Kaplan, ve Joker sessiz kalıp olacakları beklerken Sivri bir adım öne çıktı. "Efendim, arkadaşlarıma geri çekilmemiz gerektiğini söyleyen bendim" dedi. Aldığı kararın o an doğru olduğunu düşünmüştü ve bir bedeli varsa ödemekten çekinmeyecekti.

Diğer üç asker önce KangTa'nın öfkeyle nefes alıp verişini takip etti ardından arkadaşlarının sakince teslim oluşunu. Kararı onlar vermemiş olsa da Sivri için, Sivri'den daha çok endişelenmişlerdi.

KangTa çatık kaşlarıyla, tek başına karar alıp uygulayan askerin karşına dikildi. "Kafanı kaldır" Öfkeli ses tonu soğuk havayı daha da soğutmuştu. Bir süre gencin duruşunu inceledi, ardından "Aferin asker" dedi. "Orada yakalansaydınız, başçavuşunuz için her şey daha zor olacaktı. Gereğinden fazla direnseydiniz daha çok şüphe çekecektiniz"

Kısa bir süre diğer üçlüye de baktıktan sonra tekrar Sivri'ye dikti gözlerini. "Bir askerin en büyük silahı, aklıdır. Silahınızı kullanmaktan çekinmeyin."

O sırada sağ kolu, Okta'nın yanından ayrılmış, tekrar Sa A'nın başına gelmişti. Adamlarına baktı, "Bir şey söyledi mi?"

"Sormadık efendim"

"Ulan oturup dinlensin diye mi getirdik kadını!" diye kızam adam Sa A'ya doğru birkaç adım attı. Burnundan soluyordu. Yaşadığı öfke, bakışları Sa A ile buluşunca iki kat artmıştı sanki, "Orada ne işiniz vardı?" diye sordu ve cevap beklemeden kızın karnına yumruğunu geçirdi.

Kim Sa A acıyla öne doğru bükülürken adam umursamayıp sorusunu yineledi. "Odada ne arıyordunuz?" Bağırıyordu.

Sa A bir iki defa öksürdükten sonra doğrulup sırtını sandalyeye yasladı. "Alışverişinizin olacağını duydum" dedi pes etmişçesine bitkin bir ses tonuyla. "Ne alıp veriyorsunuz bir de ben bakayım dedim."

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin