Siyah Porsche'un hızı 200'ü bulmuşken 89. otoyolun batısındaki eski köprüye yöneltmişti. Sürücü koltuğundaki kadın, köprünün sonunda kendisini bekleyen tehlikenin farkındaydı ama girmekten başka seçeneği yoktu.
Yaklaşık 250-300 metre arkasında, kend...
Eylül 2016/Lancaster Yakınları(Pennsylvania) - ABD
Siyah Porsche'un hız ibresi 200'ü bulmuşken üstü açık aracın rotası 89. otoyolun batısındaki eski köprüye yöneltmişti. Sürücü koltuğundaki kadın viyadüğün tabelasını görünce iyice yaklaştığını anladı. Köprünün sonunda kendisini bekleyen tehlikenin farkındaydı ama girmekten başka seçeneği yoktu.
Yaklaşık 250-300 metre arkasında, kendisini takip eden araçları aynadan kontrol eden genç kadın bir küfür savurup gaza daha da yüklendi. Onlardan çaldığı şey yüzünden baya sinirli olduklarını anlamak için dahi olmak gerekmiyordu zaten. Araba köprüye girerken son bir kez sırtındaki çantayı kontrol etti.
Tam vadinin iki tarafını birbirine bağlayan köprünün ortasındaydı ki yolun diğer ucunu boylu boyuna bir tır kapatmaya başlamıştı. Artık köprüden çıkış yoktu. Kapana kısılmış gibi görünüyordu. Bunu yüzündeki yarım gülümseme ile izleyen gözü kara sürücü başka çaresinin kalmadığını anladığı anda biran bile tereddüt etmeden direksiyonu sola kırdı, köprü korkuluklarının olduğu tarafa. Eğer araçla gideceği yol kapatılırsa o zaman uçması gerekiyordu. İşte lastiklerin yönünü boşluğa doğru çevirmişken aklında sadece bu düşünce vardı.
Siyah üstü açık otomobil çelik bariyerleri yıkıp vadiye doğru süzülürken, kendini köprüden aşağı saldığı arabanın koltuğuna bağlayan kemerden kurtulan Kim Sa A direksiyonu tutmayı bıraktıktan sonra dizlerinden destek alıp sıçradı. Havada, kuru vadiye doğru düşen bir araçta bunu yapmak zor olmuştu ama başarmıştı. İçinden üçe kadar sayıp çantasının sağ altında olan ipi tuttuğu gibi tüm gücüyle çekti.
Milyon dolarlık Porsche ayaklarının altından süzülüp vadinin kurak topraklarına düşerken o da açılan paraşütünün oluşturduğu etkiyle havaya savruldu. Şansı vardı ki işler planlandığı gibi gitmişti. Boşlukta süzülürken bir elini tutunduğu yerden çekip kaskındaki kulaklığın üstüne dokunduktan sonra sesini açtı. "Orada mısınız?" Sesiyle birlikte rüzgarın hışırtısı da karşı tarafa ulaşmıştı.
"Her şey hazır, seni bekliyoruz."
"Geliyorum Patron."
Bunu söyledikten yaklaşık yarım dakika sonra yere inen Sa A paraşütünün kenarlarını sıkıca tutmuş ayaklarıyla da toprağa tutunmaya çalışıyordu. Topuklarını sabitlemeye çalıştığı yer toz duman olmuştu, neyse ki sonradan yanına koşan ekip onun hızlı bir şekilde tüm o ağırlıklardan kurtulmasına yardımcı olurken adı Harlan olan iri zenci adam onu kollarından tutup hızla yakında bekleyen siyah minibüse doğru koşturdu. Zira zaman kaybettikleri her an bir kurşunun hedefinde olma olasılıkları daha da artıyordu. Minibüsün arka kapısı hızla açılıp Sa A'yı içine aldıktan sonra tekrar aynı hızla kapandı ve yola çıktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
