LoW 61

1.8K 143 83
                                    

Karargah yolunda Choi KangTa'nın kullandığı Lincoln jip karanlıkta kendine yer açarak ilerliyordu. Komutan vites arttırıp hızlandı. Bu akşam aldığı karar da sürüşü gibi hızlı olmuştu. Yolu izlemekten vazgeçip yanındaki adamın yüzüne bakan kısa saçlı kadın, bir süre sonra aklındakileri paylaşmak için konuşmaya başladı. "Lordum, deponun koruması sağlamdır, sert bir baskın yapmamız gerekecek."

"Ve kalabalık..." KangTa başını olumlu bir şekilde sallayıp bu kısa eklemeyi yapmakla yetinmişti.

Düşünceli bir ses tonuyla, "Peki, bu kadar aceleci davranmamız doğru mu?" diye soran Kim Sa A, genelde sorgularda ilk alınan bilgilerin yanlış çıkabileceğini bildiği için endişe taşıyordu.

KangTa, kıza bakmadan aracını karanlık yolda sürmeye devam ederken, "Acele etmemiz gerekiyor Sa A," dedi. "Alex'in plan yapıp bilgi saklayacak fırsatı ve kozu yok, rahat ol."

Kız her ne kadar "Anladım," deyip daha fazla yorum yapmayacağını belirtse de aklına takılanı da sormaktan geri duramayacaktı. "Ya Kate..." deyip neden orada kaldı diye devamını getirmeyi düşünüyordu ama KangTa'nın sözünü kesmesiyle mecburen susup dinledi.

"Ekibini hazırla Başçavuş Kim, gün doğmadan hareket edilecek." Yine bir şafak operasyonu kapıdaydı.

Aldığı emir üzerine denileni yapmak için hızla çalışmalara başlayan genç kadın, karargaha ulaşır ulaşmaz ortalığı ayağa kaldırmıştı. A Takımı'nın hepsi, -Alex'in sorgusuyla uğraşan Şef Yoo'nun yanında kalanlar hariç- avluda sıra halinde, KangTa'nın karşısındaydı.

İki sıra olmuş askerler, akşam akşam yapılan içtimanın bir olayın habercisi olduğunu sezmişti, bu yüzden ciddiyetlerine eklenmiş merakla Choi KangTa'nın ağzından çıkacakları bekliyorlardı. Sağ başlarında duran Kim Sa A da dikkatle ekibini süzdü. Bu sefer çoğunluğu operasyona katılacaktı.

Komutan, "Bu gece hiçbiriniz uyumayacaksınız!" diyerek söze başladı. "İşe yarar bir sonuca ulaşmayı amaçlıyorsanız herkesin uyuduğu saatlerde ayakta olmayı bileceksiniz." Çoğunlukla yaptığı gibi bir çepeçevre tüm ekibi tararken bir kartalı andıran bakışlarını gençlerin üzerinde tutuyordu. Net bir ses tonuyla, "Bu gece gözünüz hedefte, kulağınız şeflerinizde olsun." dedi. Son sözlerini söylemişti.

Dönüp Sa A'nın yanına geldi. "Başçavuş, sizi odamda bekliyorum." Gitmeden önce de son bir kez A Takımına baktı. 'Bugün manevra yeteneğinizi ölçeceğim.' diye geçirdi içinden. Bu niyetini kimseye açmadı ve kısa saçlı kıza dediği gibi odasına geçti.

Kim Sa A'nın kedilerini hizaya sokup operasyon için gerekli olanları ayarlaması yirmi dakikayı bulmuştu. Kadın komutan, Binbaşı Choi KangTa'nın odasının yolunu tutarken karargahın geri kalanı da hummalı bir çalışmanın içindeydi.

"Komutanım." Tekmil verip içeri girdi.

"Başçavuş Kim, paketiniz ne halde?"

"Emriniz üzerine herkesten uzakta bir kulübede tutuluyor ve başında iki asker var."

Choi KangTa başını duyduğunu belirten bir şekilde salladı. "Peki," ardından eliyle kapıyı işaret etti. "A Takımı hazırlıklarını tamamlarken gidip paketi kontrol et, bakalım bize söylemek istediği yeni şeyler var mı?"

Genç kadın gelen emrin nedenini anlamamıştı, 'lordum ne bekliyoruz' diye sormak istedi ama sonra bundan vazgeçip başını eğerek emri yerine getireceğini belli etti.

Çok geçmeden askeri jipin arka koltuğundaki yerini almıştı. Şoförü, karargahtan ayrılan yolda aldığı emir üzerine hız sınırına riayet etmeden ilerlerken Kim Sa A gözlerini yanından akıp giden yolun üstünde tutuyordu. Elini de belindeki silah kabzasının üstünde...

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin