LoW 26

2.2K 196 70
                                    

SAVAŞIN LORDLARI 26. BÖLÜM


Genç kadındaki saniyeler içinde oluşan karakter değişimini fark eden Char 'işte benim tanıdığım karanlık Kim Sa A' diye düşündü kendi kendine. Tanıştıkları günden bu yana hakkında çok az şey öğrenmişlerdi ve daha çok öğrenmeye başladıkça şaşırmaya devam edeceklerini adı gibi biliyordu. Bu kısa saçlı kadını tanımak başlı başına bir macera olacaktı belli ki.

İkili karşılıklı oturmuş öylece birbirlerini yoklarken odanın kapısı bir anda açıldı. WooHyun "Char ben acıktım hadi yemeğe gidelim" diyerek hem odaya, hem de selam bile vermeden konuya dalmıştı. Sözlerini bitirdikten sonra durup yeni kız ve Charmander'in haline baktı. Fazla yakın değiller miydi?

WooHyun'ı görünce daldığı düşüncelerden sıyrılan genç hacker, bakışlarını kızın yüzünden ayırıp saatini kontrol etti. "Oo! Saat kaç olmuş, ne çabuk geçti zaman değil mi Sa A?"

Sa A yavaşca başını sallayıp onayladı, konuşma ihtiyacı hissetmemişti. O anda WooHyun gözlerini devirip 'Ya... Bir de bana sorun çabuk muydu sancılı mıydı' diye geçirdi aklından. İçinden 'Hadi! Karnım zil çalıyor!' diye ısrar etmek gelse de yeni kızın yanında duruşunu basitleştirmek istemediği için susup bekledi. Charmander o sırada bilgisayarını kapatıp telefonunu aldı. Kapıya yönelmişti ki dönüp, "Sen de gelsene Sa A?" diyerek kıza baktı.

Kadın bu teklife şaşırmıştı oturduğu yerden kalkıp, "Kalabalık etmeyeyim?" diye sordu. Acıkmıştı ama kalıp biraz daha çalışma planı vardı.

"Ha iki kişi, ha üç kişi ne kalabalığı? Gel işte" deyip kapıyı gösteren Char, WooHyun'a bakıp ondan da bir olumsuz tepki almayınca "Zaten sap sap geziyoruz bari yanımızda bir kadın olsun" dedi gülerek.

Bunun üstüne omuz silkip, "Tamam" diyen Sa A elini beline atıp silahını düzeltti. Bol beyaz gömleğinin ön tarafını lacivert keten pantolonun içine sokmuştu. Gömleğin köşeleri serbestti ve belinden dökülüyordu, silahını belli etmediğine emin olduktan sonra içinde kartlar ve biraz nakidin olduğu cüzdanını sol cebine, telefonunu da sağ cebine koyup Char'ın yanına geldi. "Tamam çıkalım"

Asansöre bindiklerinde aynanın yansımasından kızı inceleyen WooHyun 'Nasıl bir kadın yanında çanta taşımaz? ' diye düşündü içinden ama hemen sonra geçen bar çıkışı çantasından çıkanları gördüğü anı hatırlayıp 'neyse isabet olmuş' deyip ilk düşünceyi aklından sildi. Kim Sa A'nın taşıyacağı çanta da diğer normal kadınların çantasına benzemiyordu ki!

Otoparktayken Charmander, "Ee nereye gidiyoruz?" diye sordu WooHyun'a yaklaşıp.

Hiç üstüne alınmayan genç adam ise, "Bilmem ısmarlayan sensin. Sen seç, nereye gidelim? diye sordu gülerek. Tabi WooHyun'ın gülümsemesine paralel Charmander'in yüzü düşmüştü. Hacker, Sa A'ya yaklaşıp kulağına doğru, "Bu da *Richie Rich'in yerli versiyonu olacak! Hep bana ısmarlatıyor" diyerek şikayetini belirtti.

Ciddiyetini bozmayan Sa A, "Böyle yapa yapa zengin oluyorlar" dedi kısık bir sesle. Tespiti Charmander'i de güldürmüştü.

Muhabbetin gerisinde kaldığını fark eden WooHyun ise kaşlarını çatıp arkadaşına döndü. "Yine ne iş peşindesin?"

"Ne iş peşinde olacağım? Kitleyeceğini kitledin zaten!"

Arabaya binmişlerdi. Yola çıktıktan bir süre sonra "Hadi Char, karar ver artık. Yoksa ben bildiğim bir yere çekeceğim!" diyerek yolunda devam eden Lee WooHyun'ın sesindeki tehditkar hava genç hackerı korkutmuştu.

Charmander panikle elini salladı. "Hayır hayır!! Senin götüreceğin yere pokemonlarımın üç aylık pilav parasını bırakırım. Olmaz!" dedi. Sonra düşünmek için başını yola çevirdi kısa bir an caddeye göz gezdirdikten sonra, "Buldum" dedi. WooHyun'ın aracının GPSine seçtiği adresi girip "Burası iyidir" deyip güldü.

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin