LoW 35

2K 168 37
                                    

SAVAŞIN LORDLARI 35. BÖLÜM

InTa timine yapılan baskında sonra A Takımı'ndan ayrılıp şehir merkezindeki ofislerine geldiklerinde Choi KangTa daha gelmemişti. Operasyonun yorgunluğuyla kendilerini beyaz odaya atan Mulan ve Sovran ondan önce operasyon kıyafetlerinden kurtulup sivil kıyafetlerine kavuşmuşlardı.

Kim Sa A kendini yatağın üstüne atmış, uzanmıyor ama kafasının arkasına koyduğu yastıkla sandalye tepesinde oturmaktan daha iyi gelen bir yolla dinlenmeye çalışıyordu. Gözlerini kapatmış kollarını da göğsünde birleştirmişti. Aldığı her soluk yorgun bedenini yeni bir döngüye sokarken, gözleri kapalı olsa da zihni ona o duman bulutunun içinde kaldıkları anları tekrar tekrar yaşatıyordu. Sanki hala o merdivenlerin üstünde, çatışmanın içindeymiş gibi beynindeki çarklar dönüyor çıkış yolu arıyordu. İçinden, 'Bitti Mulan' diye söylenip kafasını her iki yana salladı. Alnından aşağı dökülen saç uçları da sağa sola gitmişti, bunu yaparken zihnindeki ağırlığı biraz olsun dağıtmak istiyordu. Derin bir nefes alıp sağ elini saçlarından geçirdi, sonra sol elini. Uzun zamandır Mulan'a dönüşmemişti, belki de bundandı tüm bu yorgunluğu. İçinden, Mulan'ı asla bir daha o kadar kapalı tutmayacağına söz verdi.

Kadın bu haldeyken, sabahtan beri onunla operasyonda olan genç adam da toplantı masasının diğer ucunda, baş köşedeki sandalyeye oturmuş kendi iç dünyasına dalmıştı. Tayvanlı adamdan aldığı bilgi, onları tutup kendi üstlerine gönderenin Çin'deki ortaklarından biri olduğunu söylüyordu. CJ Group'un, kendi üstlerine bir suikast timi göndermiş olması, hem de böyle zorlu bir örgütün bu iş için tutulmuş olması beklenmedik bir şeydi. Bu aptallarla neredeyse üç dört yıldır iş yapıyorlardı ve karlı ortaklıkla devasa paralar kazanmalarına neden olmuşlardı. Yumruk yaptığı elini hafifçe masaya vurdu, yumruğunu kaldırıp tekrar koydu. Tekrar, tekrar ve tekrar...

Yıllardır bu dünyanın her türlü ikiyüzlülüğüyle karşılaşmış hatta çoğu zaman yaptığı diplomasi ile insanların çıkarcılığını kendi lehine çevirmeye çalışmıştı. Ama hala ikiyüzlü insanlardan nefret ediyordu. Bu sabah anlaştığı, sonra Sa A'nın omzundan vurduğu Tayvanlı adamı düşündü, evet düşmanıydı ama sonuna kadar karşısında dik durmayı seçmişti. Kendisine onlarca kurşun sıkmış olsa da, yüzüne doğru bağırıp küfürler etmiş olsa da ona, CJ Group sahibine kızdığı kadar kızmamıştı mesela. En azından yüzüne yüzüne sıkıp, yüzüne küfretmişti, arkasından suikastçi yollayıp karşısına gelince yalakalığa başlamamıştı.

WooHyun oflayıp ayağa kalktı, odada volta atıp dururken içinde olduğu durumda yapması gerekenleri düşünüyordu. Bu bilgiyi kendine saklamalıydı belki de. WooBin ertesi gün ülkeye dönecekti, ona sadece herkesin imha edildiğini söyleyip, CJ Group meselesini kendi araştırmaya karar verdi. Babasından ve kuzeninde gerçeği saklayacaktı. En azından şimdilik.

WooHyun'ın yürüyüp durmasından dolayı rahatsız olup gözünü açan Sa A bakışlarını kaldırıp adamın gözlerine dikti. İçinden, 'Yerine geçsene!' diye kızmış olsa da bunu dışından söyleyecek enerjiyi bulamamıştı kendinde, adamın düşünceli yüzüne bakıp kaldı. Ne yaptığını, ne zamana kadar dolanmayı sürdüreceğini anlamaya çalışmıştı. Bir şeye canının sıkıldığı belliydi. 'Benim için de suikast timi yollasalar benim de canım sıkılırdı' diye geçirdi aklından. WooHyun'ın canının sıkkın olmasına şaşırmıyordu.

Öte yandan Sa A'nın göz hapsinde kalan Lee WooHyun ise işle ilgili endişelerini bir kenara bırakıp Mulan'ı düşünmeye başladı. Bu sefer operasyondaki değil, önceki gün karargahtaki hali vardı aklında. Parkurda koştukça salınan saçları, Matkap'ın jesti, ekiple olan gülüşmeleri, askerin montu koştura koştura getirip kadının omuzlarına bırakması... Tüm karargah, Şef Yoo, KangTa hatta bir ara bizzat kendisi bile ona prenses gibi davranmak istemiş, bu konuda ellerinden gelen jesti ve nezaketi göstermişlerdi. Ancak Kim Sa A, bir prenses olabilecekken tüm teklifleri kendine has tarzıyla reddedip bir savaşçı olmayı seçiyordu. Her seferinde! Matkap duvara tırmanırken jest yapmıştı da ne olmuştu? Küçükhanım üste çıkar çıkmaz kazandığı zamanı Matkap'ın önündeki engellerden birini kırmaya harcamıştı. Mont gelince ne olmuştu? Hanımefendi giymeye zahmet etmemiş, dahası WooHyun'ın giydirme teklifine bile hayır demişti...

Savaşın LordlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin