Bu kaçıncı devri oluyor? Dünya kaç kez döndü güneşin etrafında ben doğduğumdan beri? Merkür kaç kere yaptı Retro'sunu? Çirkin bir pasta şu masadaki. Kırık bisküvilerden beceriksizce yaptığım, kanser dolu bir pasta. Hayalî balonlar var tavanımı zorlayan. Arkada saçma sapan bir müzik. Kendime, sanki çok gerekliymiş gibi, aldığım hediye kucağımda duruyor. Koskocaman bir kutu, kırmızı paketle sarılmış. Ellerim ile parçalıyorum paketi içimde hiçbir his uyanmadan. Çıkan kitapları masanın ucuna bırakıyorum. Sanki kayıp düşmelerini istiyorum. Bilmiyorum. Pastamı çatallarken aklımdan geçenleri bilmiyorum. Pis bakışlar ile izliyorum yeşil duvarımı. Hastane gibi geliyor evim. Bir akıl hastanesi. Yasak elmayı dişlemeye çalışan havvalar dolu bir ev. Tanrı ellerini kollarını kesmiş hepsinin.
Bir parça daha alıyorum pastadan. Yüzüm ekşiyor. Ardından midem bulanmaya başlıyor. Aralıksız yediğim çokça dilim kusmamı emrediyor bana. Yerimden kalkamıyorum. Ne kapı çaldığında ne de başka bir şeyde. Kendimi geriye doğru atıp yatağa zımbalıyorum vücudumu. İşte yine geldi diyorum. Beyaz tavan. Lekeli, soyulmuş, çirkin tavan.
"Sanırım ben 12 yaşında kaldım füsun. Ben o çirkin koltukta kaldım. O gecede kaldım." Kafam istemsizce yana yatıyor. O kadar fevri bir hareket oluyor ki bu korkuyorum kendimden. Yüzüme nefret ile tiksinti arası bir şeyler biniyor. Ellerimi sarıyorum göğsüme. Ardından top gibi içime kapanıyorum.
"Yalan söyledim füsun. Herkese. En çok da kendime. Sevmediğim birini seviyor gibi yaptım. İnsanlar ondan şüphe duymasın diye onu seviyor gibi yaptım. En sonunda yalanımı unuttum. Belki utandım. Düşürüldüğüm o durumdan korktum. Yalan söyledim yani. Sana da ihanet ettim bir noktada. Zarar görmemek için senin yaralanmana izin verdim. Seni çekip almadım." Üzerime çekiyorum battaniyeyi. Kafamı içine gömüyorum. Saklanmak istiyorum bu kalabalıktan. İnsanların beni kınamasından korkuyorum.
"Nasıl yapardım zaten füsun, en güvendiğim insan bile beni suçlamışken." Ellerimi yüzüme bastırdım. Konuşamıyordum. Sesim içimde volkanlar patlatıyordu. Midem adeta kaynıyordu. Sanki ben ağzımı her açtığımda o volkan lavlarını püskürtüyordu.
"Bugün doğum günümüz füsun ve ben yine 12 yaşındayım. Senin öldüğün yaşta."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecekondu
Teen FictionBak, yağmur yağıyor sevgilim. Sele kapılan bu şehir sen yoksan yok olsun. Başlangıç: Aralık 18 2020