Dudaklarımın arasına sabitlediğim sigara alevleniyor tıpkı masanın üzerinde duran tütsü gibi. Léa duruyor yanı başımda. Derin bir nefes çektiğim sigarayı alıp kendi dudakları arasında dengeliyor. Gece karası saçları gökten bir parçayı anımsatıyor. Ona bakarken hayranlık duyuyorum. Bir cevher gibi geliyor. Fakat bundan daha fazlası olduğunu biliyorum. Herhangi bir tanıma girmediğini, tanıdığım tüm kadınlardan farklı olduğunu biliyorum. Bu onu merak etmemi sağlıyor. Neyi seveceğini asla kestiremiyorum. Bir sonraki cümlesi beni daima şaşırtıyor.
Sigaradan o da bir nefes çekip küllüğe bırakıyor. Ojeli tırnaklarına bakıyorum. Sonra bakışlarım kendi kemirilmiş tırnaklarıma dönünce ellerimi bacaklarımın altına saklıyorum. Susuyoruz gece boyu. Tek kelime dahi etmiyoruz. Nihayetinde ceketini alıp çıkıyor. Geç bir salı akşamı balkonda yalnız kalıyorum. Sokak lambaları o adım attıkça ardından tek tek kapanıyor. Yolu ikiye yarıyor sanki. Topuklu ayakkabısı tok sesler çıkarırken yer çatlıyor.
Son bir yudum daha alıyorum sigaradan küllüğe bastırmadan önce. Tütsü ile birlikte söndürüyorum onu. Karanlık bahçe beni korkutmuyor. Elimin üzerine konan eli hissediyor ve tanıyorum. Sarı bir çift ışık parlıyor gözlerime doğru fakat kapatmadan bakmaya devam ediyorum. Nefesin yüzümü yalayıp geçiyor. Elbisemin eteklerinden çekiyorsun aşağı. Kalbim hızla atmaya başlıyor. Güçlü ellerin ile kavrıyorsun beni. Kurtulmaya çalışıyorum. Boğazıma dolanıyor gücün. Nefes almak güçleşiyor. Tekmelemeye çalışmıyorum seni. Sadece ellerinin bağını çözmeye uğraşıyorum. Fakat olmuyor. Beni öldürmeden rahat edemeyecek gibi bir hal var üzerinde. Vurmaya başlıyorum. Her darbemde ufalanıyorsun. Yerde toz oluyorsun. Gözlerin bile gidiyor Meryem. Zifiri karanlıkta kalınca etrafında dönüp deli gibi seni aramaya başlıyorum. Bulamadıkça çocuklaşıyor çocuklaştıkça ağlıyorum. Pişman oluyorum. Beni öldürmene izin vermediğim için kendime kızıyorum. Sonra aniden biri sarılıyor bana. Sırtım yumuşak bir gövdede yaşlanıyor, uzun kollar gövdemi sarıyor. Derin bir nefes veriyorum.
"Buradasın," diyorum gülümseyerek. Önünde bağlanmış ellerinin üzerine koyuyorum ellerimi. Saçımı öpüyorsun güven verircesine. Sana dönüyor yüzüm. Kehribar gözlerin kahve topraklarıma yakalanıyor. Yakıyorsun sonra.
"Gittim ve geldim." Diyorsun. Gülümsemem artıyor. "senden hiçbir zaman vazgeçmem." Sımsıkı sarılıyorsun sonra. Kırılan kaburgalarım arasında çiçekler yeşeriyor. Orada öyle kaç saat kaldığımızı bilmiyorum. Gözlerimi açtığımda olmadığını görüyorum sadece. Sokak lambaları birer birer açılıyor. Balkon aydınlanıyor. Ayak izlerin siliniyor.
"Hiç gelmedi değil mi füsun?" diye soruyorum aynadaki aksime bakarken. Boynumdaki parmak izlerine kendi parmaklarımı yerleştiriyorum. Birebir uyuyor. Sevgimi de öfkemi de kendi kendime yaratıyorum. Hepsi kafamın içinde duruyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecekondu
Teen FictionBak, yağmur yağıyor sevgilim. Sele kapılan bu şehir sen yoksan yok olsun. Başlangıç: Aralık 18 2020