KEYİFLİ OKUMALAR! YORUMLARINIZI E OYLARINIZI GÖRMEK İSTİYORUM ;)
****
Geceye çığlık gibi düşen fren sesi kulaklarımı acıtmıştı. Ellerimle yüzümü örterken sesim çıkmıyor fakat kaskatı kesilmiştim.
Herhangi bir yerimde bir acı bekledim ve sonrasının ne olacağını kısacık bir süre içinde düşünmüştüm. Fakat beklenilene rağmen vücudum da hiç bir acı hissi duymadım. Zorlukla yutkunarak ellerimi indirdiğim de arabayla aramda milimler vardı.
Arabanın dizlerimin dibindeki burnuna bakarken korkak bir nefes bıraktım. Çarpmamıştı. Allah'ım çarpsaydı eğer... Düşünemiyordum bile. Adrenalin ve korku beni çıldırtacak derecedeydi. Vücudum tir tir titriyordu.
Arabanın kapısının açılma sesi geldi. Ardından ayak sesleri. Arabanın kaputundan gözlerimi ayırıp da karşımdakine bakamıyordum.
"İyi misin?" Diye sordu birisi. Sanki o an kendime gelmişim gibi minik bir irkilme yaşadım. Kafamı hafiften kaldırıp bana doğru temkinli şekilde yaklaşan adama baktım...
Karanlıktan çok anlaşılmıyordu fakat hafif bir sarışınlığı vardı. En fazla 40'larının ortalarında ya da sonlarındaydı; fakat adam oldukça dinamik ve genç bir vücuda sahipti.
Titrek nefes çektim Aralık dudaklarımdan ve bir adım geriledim. "Bir şeyin var mı? Gel bir hastaneye götüreyim seni dilin tutulmuş korkudan," diye konuşup bana doğru geliyordu. Işıklar suratıma suratıma vuruyordu ve ne adam beni net görüyor ne de ben onu.
Korku dolu bakışlarımı adamdan ayırmadan bir adım daha geri gittim. Adam sakin olmam için ellerini 'hiçbir şey yapmıyorum' der gibi kaldırdı.
Dönüp hızla şoför tarafının kapısını açtı ve bir şey alıp doğruldu. "Al bak bir yudum su iç, kızım. Sakinleş," deyip arabadan aldığı suyu bana doğru uzattı.
Kafamı iki yana sallayarak korkak bakışlarımı üzerinden ayırmadım. Arabanın tedirginliği ve adamın babayiğitliği beni korkutmuştu. Dizlerim titremeseydi arkama bakmadan koşup kaçacaktım.
Fakat değil koşmak küçük adımları bile zorlukla atıyorum.
"Kızım, yardımcı ol bana. Korkudan titriyorsun seni bu halde bırakıp gidemem." Bakışları etrafa kaydı ve sanki ne yapacağını düşünüyormuş gibi kısaca bakındı.
Tekrar bana döndü. "Ailen falan yok mu arayalım gelsinler. Onlar gelene kadar bekliyorum burada," dediğinde keşke olsa da arasam diye düşündüm.
Kafamı yine iki yana salladım. Beni bırakıp gitseydi ya, bende şurada kendi kendime toparlanır giderdim. Belki gerçekten iyilik yapmak istiyordu ama ben kimseye güvenemem ki.
Adam aklına yeni gelmiş gibi arkasındaki esnaf lokantasına baktı. Sonra tekrar hızla bana döndü. "Tamam gel buraya geçelim. Kendine gelince istediğin kişiyi ararsın hatta istersen polisi ararsın," dedi.
Gözüm arkasındaki minik lokantaya kaydı. Tedirginliğim hala kendini belli ediyor olmalı ki rahat geçeyim diye oldukça gerilemiş benden uzaklaşmıştı.
Zorlukla attığım adımlarımı lokantaya çevirdim. Adamın arkamdan adımladığını duydum. Çaktırmadan çantamı sıkı sıkıya tuttum. Her hangi bir saldırının nereden geleceği belli olmazdı ve benim kendimi korumam için hazır durmam lazım.
Kapıdan içeri girdiğim an çalışanlardan birisi bana "Hoş geldiniz," dedi ve ardından gözleri arkama takıldı. Gülümseyerek "Sen de hoş geldin abi," diyerek başka bir çalışanı çağırdı yanına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADUL +18 - TAMAMLANDI-
General FictionGerçek aile, illegal grup kurgusu Çocuklar ruhlarına sızan Karadul'un gölgesine sığınırken gelecek tekrar yazıldı. Anlaşma yapıldı ve geleceğin sillesi hayat, çocukların sinesine Karadul imzası kazıdı. Çocuklar büyüdü, sinelerindeki Karadul imzası...