Şimdiden keyifli okumalar! Yorumlarınız o kadar motive edici ki lütfen bol bol yapın ki okuyayım. Sizi seviyoreee.
*****
"Demek bizim sistemimizi hackeleyen kişi sensin?"
Karşımda dimdik duruşu oldukça güçlüydü. Geniş bir yapısı yapılı bir vücudu olduğu belliydi. Boyu benden baya uzundu. Benden birkaç tane birleştirsek ancak dengi olabilirdi. Tam aklımdaki Karadul başkanıydı. Yapılı, babayiğit.
Karanlıkta çok belli olmasa da yakınında olduğumdan rahat seçebildiğim yeşil gözleri beni boydan boya inceledi. Elini siyah kotunun cebine koymuş vücudumu inceleyen bakışlarını sonunda gözlerime çıkarmıştı. Sokak loştu ve biz birbirimizi ışığın el verdiği kadarıyla inceleyebildik. "Yardımınıza ihtiyacım olduğu için mecburdum," diye açıkladım.
Kafasını yana eğince kapüşonu yüzünün yarısını kapattı. "Tuhaf şeyler hissettiriyorsun," diye konuştu Alar. Kaşlarım havaya kalkmıştı. Ne hissettirmiş olabilirdim ki? İlk defa karşılaşmış olmamız gerekiyordu. "Bir tanıdıklık var sanki," dedi fakat bunu bana değil de daha çok kendi kendine demişti. Ardından hızlıca toparladı kendini.
"Her neyse. Açıklamaların vardı?"
Boğuk fakat kalın sesi asıl amacımı hatırlattı bana. Hızlı şekilde sırtımdaki çantamı ayaklarımın dibine koydum. "Bundan 15 sene önce bir katliam gerçekleşti," diye başladım konuşmaya. O sırada yere çömelmiş çantamı açmıştım fakat içinden bir şey çıkarmak yerine kafamı kaldırıp Alar'a baktım.
"Ne demek katliam oldu?"
Elimle maskemi düzeltip derin nefes aldım. "Belli aralıklarla sürekli çocuklar kaçırılıyor, duydunuz mu bilmiyorum. Bir kaçı ölü bulunuyor ve bunlar hep kimsesiz, yetim çocuklar. Olayın üstü kapanıyor, failler asla bulunmuyor." Benim dediklerim ile kaşlarının çatıldığını görmüştüm. Kapüşonunun üzerinden kafasını sıvazladı.
"Adamlarımızdan duydum," diye cevap vermesi Yekta'ların haber gönderdiğinin bir kanıtıydı. "İşin gerçeği benim elimde," diye konuşarak elimdeki mavi şeffaf dosyayı uzattım. "Az önce dediğim gibi bundan 15 sene önce kimsenin bilmediği izbe bir yerdeki yıkık dökük binaya 300 den fazla çocuk kaçırıldı. O binada o çocuklar türlü şeyler yaşadı. Açlıktan ölen oldu, organları alındıktan sonra dayanamayıp ölen oldu, soğuktan ölen oldu, tecavüze istismara dayanamayıp ölen oldu. Binde bir çocuğun cesetleri sokak aralarına ya da ormana atılır. Büyük soğuk oda depoları var ölen tüm çocuklar oraya atılıyor." Eğildiğim yerden doğrulduğumda Alar'ın gözü bendeydi.
Dosyayı elinde tutuyor henüz incelemiyordu. "O sıralar hala çözemediğim isimsiz bir ihbar geldi ve adamların götü tutuştu. Geride delil bırakamazlardı bu yüzden o binaya geri dönüp içinde yaşayan yaşamayan tüm çocukları kapattıkları soğuk oda deposuna koydular ve daha önceki konulan cesetlerle birlikte ateşe verdiler. Tek bir kişi kurtuldu o binada." Elimdeki diğer dosyayı uzattım içinde benim bilgilerim vardı. "Kızın orada yaşadıkları büyük travmaya sebep oldu bu yüzden konuşamıyor çok fazla şey hatırlamıyordu. Bu yüzden hayatta olduğunu düşünüyorum çünkü adamlar, kız büyümüş olmasına rağmen asla kızın peşini bırakmadılar."
Alar'ın kaskatı kesildiğini verdiğim dosyaları tutuşundan anlamıştım. Bu anlattıklarıma kimse kayıtsız kalamazdı. Sessiz kalabilenler şeytanın ta kendisiydi. "Bu anlattıkların gerçek ise, yer yerinden oynar." Kafamı onun dediğini doğrularcasına salladım.
"Anlattığım her şey gerçek. Yaşayan tek kızın bilgileri var araştırabilirsin. Benim sizden yardım almamın en büyük sebebi şu ki; bu işin içindeki adamlar öyle mafya, kaçakçı, kartel falan değil. Bizzat olayların üzerine örtenler var, bu işin arkasındaki insanları koruyanlar var. Bunlar devletin üst kademesindeki adamlar ve hepsinin gözü kara. Başımıza ne gelir bu işe kalkışırsak bilmiyorum ama siz olsanız da olmasanız da ben bir şekilde bu işe gireceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADUL +18 - TAMAMLANDI-
Narrativa generaleGerçek aile, illegal grup kurgusu Çocuklar ruhlarına sızan Karadul'un gölgesine sığınırken gelecek tekrar yazıldı. Anlaşma yapıldı ve geleceğin sillesi hayat, çocukların sinesine Karadul imzası kazıdı. Çocuklar büyüdü, sinelerindeki Karadul imzası...