Bölüm 35

11.1K 901 393
                                    

Merhaba. Bölüm aslında bu kadr geç gelmeyecekti fakat öyle berbattı ki her şey asla toparlanamadım.

Umarım herkes iyidir ve yaşıyordur.

6 Şubat, benim kıyametim gibiydi. O kadar çok kayıp verdim ki... Önce öldüler diye üzüldük sonra cenazelerine ulaşsak yeter dedik... Acı dolu, korkunç. Gecenin 4'ünde tam da Karadul'a yeni bölüm yazıyordum, eşim hastneden gelmişti gece 3:30 civarında. Kayınvalidem rahatsızdı yatış vermişti doktoru. 4,17'de önce bir ses geldi sanki ayağımın altındaki yer titredi gibi. Tam o sırada ev titremeye başladı.

Hemen çocuğumu kucağıma aldım (müstakil evde oturuyorum)  yalın ayak, üstte ceket olmadan sadcee kendimizi dışarı attık. Yemin ederim evim sanki iki metre kalktı indi. Dışarıda yağmur sicim gibi her yerimiz ıslandı, dışarı da öyle çığlık atanlar var ki ne yapacağımızı şaştık.

Aklıma sadece annemler geldi. İçime doğmuş gibi "Annemler gitti Barış," diye ağlamaya başladım. Deprem durunca eşim içeri girip telefonları, montları anahtarları alıp çıkınca kendimizi arabalara attık. Ben Kendi ailemi eşim kendi ailesini aramaya başladı. Aileme asla ulaşamıyordum.

O sırada hastane yıkılmış dediler neye uğradığımızı şaşırdık. Tam o sırada kız kardeşim aradı, kendi Mersin'de yaşıyor. "Abla Şok'un üstündeki ev yıkılmış diyorlar," diyerek ağlayınca gerçek anlamda hıçkırıklara boğuldum. Sağ tarafta hastane yıkılmış kayınvalidem ve görümcem orada, sol tarafta ailemin evi yıkılmış ailem orada. Yollar yıkılan evler yüzünden kapanmış, insanlar kaza yapmış zincirleme. Her yer mahşer yeri gibiydi.

En son annemlere yakın oturan kuzenimi aradım. Dediğim tek şey "Emre annemlerin evi yıkılmış koş!" oldu.

Çok şükür ki iyilerdi. Evleri iki kat çökünce (3. Katta oturuyorlar) balkondan atlamışlar. İkinci depremde ise komple yıkıldı ev. Emre geri arayınca ben hepsiyle telefonda konuşup iyi olduklarını duyunca hemen hastaneye gittik. Çok şükür ki eşimin ailesi de iyiydi. Bu arada hâlâ sadece Hatay'da deprem oldu sanıyoruz. Bir duyduk ki kaç şehir gitmiş.

Ne zaman telefonum çalsa bir arkadaşımın enkazın altında olduğunu öğrendim. Ne zaman telefonum çalsa akrabalarımın ölüm haberi geldi. Bir yerden sonra artık sadece ne olur cesetlerini bulalım diye dua etmeye başladık.

Umarım hepiniz iyisinizdir. Bir şekilde bu günleri de atlatacağımızı umuyorum.

*****

Kederin mi yoksa bir insanın parmağı mı vardı bilmiyorum ama bugün burada kısılı kalmamızın sebebi tamamen bizim salaklığımız olmalıydı. Tek başıma olmalıydım, burayı inceleyip, yapmam gerekeni yapıp evime dönmeliydim. Fakat şimdi imkansızdı. Üstelik dışarıdaki seslere bakılırsa ekipte tıpkı benim gibi kapana kısılmıştı.

"Bence anlaşabiliriz?" diye öneri attım ortaya saçma bir şekilde. Amacım kendime zaman vermekti. Ne yapmamız gerektiğini kafamda planlamam gerekiyordu olaysız atlatabilmek için. Arkamdaki kadın dalga geçer gibi güldü. Zaten evet demesini beklemiyordum. "Ne için anlaşacakmışız?"

Kafamın arkasına dayanmış silahı hissedebiliyordum. Kepim kafamdan düşmüştü fakat yüzümdeki fular daha duruyordu. "Diğerlerini bırakın ben kalırım," dedim yerimde hafiften kıpırdayarak. Kafama dayadığı silahı ittirerek ilerlememi belirtti. Minik birkaç adım atarken "Maalesef," dedi soğuk bir sesle. "Beyefendi izin vermedikçe kimse bir yere gidemez."

"Beyefendini si..." diyecekken yine silahla ittirdi ve "Yürü!" diye bağırdı. Odanın ortasına geldiğimizde bir anda geriye doğru tekme atıp kafamı eğdim. Silahın sesi beynimin içinde yankılara sebep olurken anında toparlayıp elindeki silaha atıldım.

KARADUL +18 - TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin