Bölümdeki karmaşayı düzelttim arkadaşlar.
Şimdi keyifli okumalar. :)
***
Hayatımın her zaman pamuk ipliğine bağlı olduğunu bilirdim. Çok küçük yaşlardayken, yaşıtlarım, okula gittiğinde, sokaklarda bağıra çağıra oyunlar oynadığında ben kendimi geliştirmek için uğraşırdım. O yaşlarda beni izlediklerini ve öldürmek istediklerini bilirdim.
O yaşlarda rol yapmayı öğrenirdim.
Yaşıtlarım evcilik oynardı, doktor, anne, baba, abi, abla gibi davranırlardı fakat ben o zamanlar nasıl her şeyi unutmuş gibi davranmam gerektiğini, uzunca bir süre gerçekten konuşamıyor olsam da daha sonra nasıl konuşma engeli rolü yapılır, her gün dövüş eğitimi alırken nasıl korkak, güçsüz bir çocuk gibi davranılır, bunları öğrendim.
Yaşıtlarım, ortaokula geçerken ben hızlandırılmış dersler alırdım, zorla okuma yazma öğrenmiştim fakat bunu aşabilmek için o kadar çok çabaladım ki yeni ana dilim bilgisayar dili olmuştu artık.
Bir şeyleri başardım çünkü geçmişimdeki çığlıkları susturmam gerekiyordu. O kadar çocuğun içinde benimde ölmem gerekiyordu fakat ölmedim. Bu ne kadar kabusum olsada arada bir bunu bir işaret olarak gördüm. Her gün rüyalarımda bana hatırlatılan bir işaret.
Bizim intikamımızı al.
İntikamlarını alacaktım, sonu ne olursa olsun, karşımda kim olursa olsun o intikamı alıp o çocukların azap çeken ruhlarını rahata erdirecektim. Ve bu uğurda çocukluğumu bile harcamışken kimsenin planlarımı parçalamasına izin veremezdim.
Tıpkı karşımda, beni öldürmek için geldiğine kalıbımı basabileceğim kişiye izin vermeyeceğim gibi.
Fırlattığım çerçeve onun dikkatini dağıtırken kurşun odamın kapısının camına geldi. Dayımı duvara ittirdiğim için camların dibinde olmam, hepsinin suratıma doğru çarpmasına sebep olmuştu.
Yüzümde sızlayan yerlerim umurumda olmamıştı. Gürültü yaratan silah herkesi ayaklandıracaktı ve birazdan anneannemler uyanacaktı. Ne kadar çok insan o kadar çok silah ve kurşun demekti.
Dayımın yakasını tuttuğum onu duvardan ayırıp koridora çevirdim. "Anneannemleri evden çıkar, ben bunu hallederim," diye fısıldadım. Kocaman olmuş olan gözleri bu kez şaşkınlıkla bana döndü. Konuşabiliyor olmam onu o kadar şaşırtmıştı ki donup kalmıştı.
Aven ile bire bir sohbette değildi sesimi tanımazdı belki ama ne olur ne olmaz diyerek fısıldıyordum. "Hadi, dayı!" derken göğsünden onu ittirdim. Son söylediklerim onun yalpalamasına ve bakışlarındaki şaşkınlığın dalgalanmasına sebep oldu fakat bu kısa sürdü çünkü dedemin telaşlı sesi onu kendine getirmişti.
Odamın kapısını kapattığım gibi arkamı dönerek siyahlar içindeki şahsa döndüm. Şimdiye kadar ikinci bir saldırı yapması gerekiyordu fakat o suratına çarparak yere düşüp tuzla buz olan annemin fotoğrafına bakakalmıştı.
Bunu fırsat bilerek yatağımın altındaki valizime uzanacakken karşımdaki kişi yere doğru tuttuğu silahı bana çevirdi. Kafası yana doğru eğikti, loş ışıktan gözlerini seçemiyordum fakat afallamış duruşunu görebiliyordum.
"Kimsin sen?"
Sorusunu kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Sesi olgun bir kadın olduğunun kanıtıydı. Yaşını tahmin edemeyeceğim kadar durgundu. Konuşmadan ona bakışım onu güldürmüştü.
"Konuşabildiğini biliyorum Neva," deyişi ile gerilmiştim. Ne zamandan beridir konuşabildiğimi biliyordu? Umarım bütün bir çocukluğumu heba edecek kadar uzun süredir bilmiyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADUL +18 - TAMAMLANDI-
General FictionGerçek aile, illegal grup kurgusu Çocuklar ruhlarına sızan Karadul'un gölgesine sığınırken gelecek tekrar yazıldı. Anlaşma yapıldı ve geleceğin sillesi hayat, çocukların sinesine Karadul imzası kazıdı. Çocuklar büyüdü, sinelerindeki Karadul imzası...