Keyifli okumalarr!
Bol bol yorum yapın ki okuyayımm.
***
"Bu gözler ne?"
Emre'nin görüntülü aramasına cevap verir vermez söyledikleri Alaz ve anneannemin bana dönmesine sebep oldu. "Ağladın demi." Cevabını bildiğini için soru sorar gibi değildi cümlesi.
Yinede Alaz ve anneannem bana baktığını için kafamı iki yana salladım. Ağlamıştım ama bir önemi yoktu çünkü bu zamanlar hep bu durumda olurdum.
Karadul'dan yardım istemeyi düşünmemin üzerinden iki gün geçti fakat ben o cesareti bulamadım. Karadul'dan Aven olarak yardım isteyecektim ama ipin ucunun Neva halime değmesinden korkuyordum.
Savaşacağım insanlar merhametli insanlar değildi. Asla acımaz ve kimsenin gözünün yaşına bakmazlardı. Benim yanımda başkalarına da zarar verebilirlerdi.
"Yine her zamanki gibi beraber yapacağız. Merak etme yanındayım hep."
Emre'ye gülümseyerek parmaklarımla "Biliyorum." dedim. Yürüdüğü yolda etrafa birkaç kez bakıp sonra tekrar bana döndü. "Ben bizim yemekçi ile konuştum. Belirlediğimiz alanlarda belirlediğimiz yemekleri dağıtacaklar. Belediyeden izinde aldım."
Yine parmaklarımla ona teşekkür ettiğimde gülümsedi. Her anımda hep yanımdaydı. Hiçbir şey sormuyor, hiç bir şey sorgulamıyordu fakat hep yanımda oluyordu.
"Her şey her sene yaptığımız gibi olacak merak etme."
Biraz daha normal konulardan konuştuktan sonra telefonu kapatmıştım. Sandalyemi iterek ayağa kalktım ve tezgahta iş yapan anneannemin yanına gittim. Ona yardım ederken müşterilerin kalktığı masaları silen Alaz bana kısa bir göz atıp "Neva," diye seslendi tekrar işine dönerken.
Kafamı kaldırıp ona döndüğümde elindeki bezle tezgaha gelmişti. "İyi misin?" Derin nefes alırken gözlerimi kaçırmıştım. İyi değildim ve bunu Alaz iki gündür görüyordu. Hatta sadece Alaz değildi. Yekta ve diğerlerinden tut dedeme kadar herkesin dikkatini çekmişti bu dalgınlığım, şişmiş ve sürekli dolan gözlerim, onlardan uzaklaşmam.
Dudaklarımı oynatarak "İyiyim," dedim. Alışkanlık olmuş gibi dudaklarım da parmaklarımda hep aynı kelimeleri söylüyordu. Alaz pes etmiş gibi omuzlarını düşürmüştü. Çenesini kaşırken ne yapacağını bilemez bir hal almıştı suratı. Bu durumdan mutlu değildim ama elimden de bir şeyler gelmezdi.
"Ne yemeği için konuştunuz yavrum arkadaşınla?" Anneannemin sorusu Alaz'ın bakışlarının bana kaymasına sebep olmuştu. Önümdeki çorbayı karıştırmayı bırakıp Alaz'a döndüm. Çünkü anlatmak istediklerimi aktaracak kişi oydu.
"Belli zamanlarda sokak çocuklarına ve insanlarına yemek veriyoruz. Yine öyle bir şey organize ediyoruz ve şehrin belli yerlerinde yemek dağıtıyoruz."
Alaz'ın aktardıkları ile her ikisinin de gözlerindeki gurur gülümseme oluşturdu suratımda. "Oy yavrum benim, nasıl güzel kalbin var senin öyle," dediğinde yine gözlerim dolmuştu. Buna cidden engel olamıyordum çünkü içimde günlerdir boşaltamadığım bir doluluk vardı.
Yaşadıklarım geceleri kabuslarımı süslüyordu bu yüzden uyku ilaçlarım bile işe yaramıyordu. Anneannemin sarılması gözlerimdeki yaşları taşırdı ve Alaz sanki bana yardımcı olamadığını biliyormuş gibi büyük bir buhran içine düşüyordu.
Alaz görse de anneanneme çaktırmadan gözlerimi silip gülümseyerek geri çekildim. Fakat gözlerim kızarık, yaşlı ve şiş oldukları için sürekli ağladığım belli oluyordu. Daha fazla bu duygusallığa dayanamadığım için tezgahtaki kahvaltılıkları hemen aldığım gibi bizimkilere hazırladığımız masaya koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADUL +18 - TAMAMLANDI-
Ficción GeneralGerçek aile, illegal grup kurgusu Çocuklar ruhlarına sızan Karadul'un gölgesine sığınırken gelecek tekrar yazıldı. Anlaşma yapıldı ve geleceğin sillesi hayat, çocukların sinesine Karadul imzası kazıdı. Çocuklar büyüdü, sinelerindeki Karadul imzası...