Bölüm 1

27.3K 1.3K 162
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR!

***

Zaman ilmeğini boynumuza geçirmiş bizi büyük bir zevkle boğuyorken nefesimi yanaklarımı şişirerek verdim. Benim gibi yanımdaki bedende sıkıntıdan sarkıttığı yerden ayaklarını sallıyordu. Bunaltıcı sıcağa bir nebze iyi gelmesini umarak ellerimi yelpaze gibi sallıyordum.

"Kaç dakika oldu? Yakalanmış olmasın?"

Oturduğu duvara dayadığı elleri sayesinde biraz geriye yatmıştı. Dudaklarımı büzerek bilmediğimi gösterdim. "Ben arayacağım," diyerek doğrulup cebinden telefonunu çıkartmıştı. Tam o sırada gördüğüm beden ile rahat bir nefes alıp Gözde'nin telefona giden elini durdurdum ve bize doğru koşan bedeni gösterdim. "Sonunda," diye sinirle şakıyıp oturduğu duvardan aşağıya atladı.

"Yarış atı gibi koşturdular lan!" diyerek yanımızdaki duvara elini dayayıp önüne eğilerek arka arkaya derin nefesler aldı. Yüzü ve tişörtü ter içinde kalmıştı. Kızgın bakışlar atıyordum ona ama beni görmüyordu. "Geri zekâlı! Bir gün yakalanıp temiz bir dayak yiyeceksin ondan sonra göreceksin gününü!" diye azarladı Gözde. Sonuna kadar haklıydı, canını hiçe sayıyor ve tehlikeli şeylere karışıyordu.

Emre gözlerini devirerek uzattığım suyu aldı ve hemen kafasına dikti. "Her işten sonra aynı şeyi diyorsun farkında mısın?" diye konuşurken su olan ağzının kenarlarını koluna silmişti. O sırada koşuşturan adamları gördüm. Gözlerim büyürken elimle Emre'nin omzunu dürterek parmağımla ileriyi gösterdim.

"Hay sikeyim!" diye nara atarak koşmayı planlıyordu ki önüne geçerek onu durdurdum. Elimi uzatarak torbayı bana vermesini istedim. Kaşlarını çatarak önce elime ardından yüzüme baktı. "Olmaz. Yakalanırsan adamlar gözünün yaşına bakmazlar," dediğinde gözlerimi devirdim. Parmaklarımda can bulan işaret dili ile "Hızlı koştuğu biliyorsun," diyerek onu avuttum.

Kısaca adamlara bakıp torbayı elime tutuşturdu. "Dikkat et, zora düşersen torbadan vazgeç." Başımın üstüne öpücük bırakıp geri çekilirken adamlar bizi fark etmiş ve içlerinden birisi "Orada!" diye bağırmıştı. Adamların bize doğru koşmalarıyla Emre ve Gözde bir yana koşarken ben torbayı sıkıca tutarak onların tersine doğru koşmaya başladım. Adamlar da bizim gibi ikişer gruba ayrılmış bir grup onların peşinden giderken diğer grup benim peşimden geliyordu. Hızlı koşmamın yardımı ile adamlarla arama mesafe açmıştım fakat yine de vazgeçecek gibi durmuyorlardı.

Zorla aldıkları nefeslerini bile duyabiliyorken onlar hala vazgeçmeden koşuyorlardı. Küçük siyah torbayı belime bağladığım gömleğin cebine sıkıştırarak daha da hızlı koşmaya başladım. Daha önce hiç gelmediğim bir mahalleye geldiğimi fark ettiğimde arkama dönüp baktım.

Derin nefesler alarak rahatlamaya çalışıyordum. Koşmanın ve sıcağın etkisi üzerime sinmiş anında ter içinde ve boğucu nefessizlik içindeydim. Yan taraftaki duvara sırtımı vererek saklandığım sırada caddenin karşısındaki sokaktan peşimdeki adamları gördüm. Cadde çok kalabalık değildi ve beni görmeleri an meselesiydi. Heyecanımın kalbimin körük gibi atmasına sebep olurken ben gözlerimi ne yapacağımı düşerek etrafta dolandırıyordum.

Tam o sırada önüme siyah bir araba durdu ve içinden bir adam çıkarak yan tarafında ki dükkana girdi. Arabanın içine bakmadan hemen önüne çöktüm ve arka kapısı açık mı değil mi diye bakmak için kapı kolunu kendime çektim.

Açıldı!

Kendimi göstermemeye gayret ederek arabanın arka koltuğuna attığım gibi kafamı eğdim. Adamların birkaç kişiye beni sorduğunu arabaya binerken penceren görmüştüm. Yattığım koltuktan kafamı kaldırıp camdan adamlara baktığımda birisinin hala birilerine sorduğunu, diğerinin ise bir iki dükkana girip çıktığını görüm.

KARADUL +18 - TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin