Bölüm 28

14.7K 926 294
                                    


Keyifli okumalar. Lütfen yorumsuz geçmeyin ♥️

*****

3 tane parçalanmış çocuk cesedi.

Çocuk cesedi...

Nasıl da yakışmıyorlar değil mi? Nasıl da uyumsuz, eğrelti ve berbat duruyor yan yana. Fakat bu dünya da bu iki birbirinden bağımsız ayrı dünya olan kelimeleri bir araya getiren insanlar var.

"Neva," diye seslendi Yekta fakat ben asla gözlerimi bilgisayar ekranından ayıramıyordum. "Güzelim, beni duyuyor musun?"

Evet duyuyordum. Hatta sanki o çocukların çığlıklarını da duyuyordum. Yoksa benim çığlıklarım mıydı?

Bir şeyler söylememek konuşmamak için dilimi ısırdım.

"Dilsiz," diye seslendi Çakır. "İnme indi kıza." Birisi elini yüzüme koyarak ekranda ki bakışlarımı ayırdı. Yekta'nın yosun gibi koyulaşmış gözleriyle karşılaştım. Bana merhamet ve şefkatle bakıyordu. "Kendine gelmezsen bu çocuklara yararın olmaz."

"Kendimdeyim zaten," diye oynattım dudaklarımı. Gerçekten kendimdeydim. Ellerim titriyordu, deli gibi milim kıpırdamadan ekrana bakıyordum fakat evet kendimdeydim.

Krizin eşiğindeydim, tıpkı daha önceki gibi fakat yine de hala kendimdeydim. Bu saatten sonra olacaklarda kimse beni durduramazdı. 15 sene önceki katliam bir daha gerçekleşmesin diye her şeyi yapar herkesi ezer geçerdim.

"Ben Çelebi'yi arıyorum," dedi Çakır, hızlı şekilde cebindeki telefonu çıkardı. Telefonu kulağına koyduktan sonra sanki iyi olduğumdan emin olmak ister gibi gözlerini üzerimde gezdirdi daha sonra karşıdan telefon cevaplanmış olacak ki başka yöne doğru konuşarak gitti.

"Bak," dedi Yekta beni kendine çevirirken. Diğerleri koltukların orada telefonla konuşan Çakır'ın yanına gitmişlerdi. "Uzun zamandır seni ve başka çocukları kaçıranları arıyoruz. Aven adındaki hacker ile birlikte o adamlara çok yaklaştık." Deyip duraksadığında kaşlarım çatık şekilde onu ilk kez dinlemişim gibi dinlemeye başladım.

"Daha önce de gördüğün Çelebi komiser, tıpkı senin gibi seneler önce kaçırılan çocukların arasındaymış ve o da bizimle onları bitirmek için uğraşıyor. Her şeyi sana hızlı hızlı anlatıyorum ki bir anda içinde bulunduğumuz olaylara kolayca adapte olasın."

Kafamı dikkat çekecek bir sakinlikle aşağı yukarı salladım. Yekta bunun yaşadığım şoktan olduğunu düşünebilirdi fakat ben artık oyun oynamaktan çok yorulduğum için böyleydim.

"Çelebi, olayı doğruladı. Şu an olay yeri incelemenin başında doğru bir şekilde işlerini yaptığından emin oluyor ve raporun ilk halinin eline geçmesini için uğraşıyor. İki saat sonra buluşmak istedi, çocukların bulunduğu konumda buluşacağımızı söyledim. Hem olay yerine bizde göz atmış oluruz."

Herkes pür dikkat Çakır'ı dinliyordu ve konuşmasının sonunda hızlıca kafalarını salladılar. "Olur daha iyi olur, hazırlıklara başlayın," diye cevapladı Yekta. Ardından merakla bana döndü. "Sormak istediğin bir şey var mı Cepçi?"

Kafamı yine sakinlikle iki yana doğru salladım. Zaten bilmem gereken her şeyi söylemişti. Ardından elini belime koyarak diğerlerinin yanına geçti ve koltuktaki boş yere oturmam için eliyle gösterdi. Oturmayacağımı belirtip sanki telefonla konuşacakmışım gibi onların biraz arkasına geçip sarımtırak rengindeki taş duvara yaslandım.

Telefondan açtığım oyunun müziği anında gürültü gibi düşmüştü ortama ve gözleri üzerime çektim. "Oyun mu oynuyorsun?" diye sordu Asya merakla suratıma bakarken. Gözüm hiç kimseye değmeden sadece birkaç saniye Emre ile göz göze geldim.

KARADUL +18 - TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin