Selaammm. Öncelikle bu kadar olan bir gecikme için üzgünüm. Güzelce yazan ve soran herkese teşekkür ederim fakat kitabı paylaştığımdan beridir oylamamamıs bir tane bile yorum atmamış kişilerin mesajlarda bölüm gelmediği için küfür etmesi gerçekten üzücü. Hiç bir zaman hayalet okuyucularıma kötü davranmadım benim için kitabımın okunması ve beğenilmesi önemli fakat bölüm gelmedi diye de hakaret edemezsin. Sonuçta bölüm neden gelmiyor bilmiyorsun. Ayrıca 30 küsur bölümlük kitabın 29 bölümünü ful gününde aksatmadan paylaştım fakat bir kere böyle gecikti diye de adama sövülmez. Neyse üzüldüm ilk okuduğumda sonra geçti sjsjsjsjBölüm günlerinin değişme ihtimali var değişirse panomdan duyururum ♥️ keyifli okumalar. Yorumlarda buluşalım:)
********
"Bu Çelebi, sizin Komiser Çelibi değil değil mi?"
Hala elindeki kağıda bakan siyah gözlerini bana kaldırdı.
"Bu tam olarak bizim Çelebi Komiser."
"Kahretsin," deyip sinirle eşyaları toplayıp çantaya koydum. "Oradan hemen çıkmanız gerekiyor," dedi kulağımdaki mekanik ses. Çantayı Alar'a doğru uzattığımda kulağındaki sese onay veriyordu. Adamların ayağıma denk gelen yerlerine basarak hızlı şekilde odadan çıkmıştık. Maskelerimizi indirmediğimiz gibi yüksek ışıklı koridorda fazla belli oluyorduk.
Koridordan yangın merdiven tarafına dönmüştük ki bize doğru gelen iki güvenlik görevlisiyle göz göze geldik duraksadık. "Siktir," diye mırıldandı ve aynı anda geriye doğru bir adım attık. O sırada bize doğru eğilip koşmaya başlayan güvenlikçiler anında dönüp koşmaya başladığımızda insanlar arasında karmaşaya sebep olmuştu bu.
Adamlar arkamızdan telsizlerle bilgi veriyor önümüzü kesmelerini istiyordu. Elimi anında kulağıma koydum. "En-" diyecekken anında öksürüp diğerlerinin bir şey anlamasına engel oldum. Sesli şekilde kendime sövdükten sonra elimi tekrar kulağıma götürdüm. "6 numara, hemen rezidansın elektriğini kesmen gerek!" deyip karşıdan kısa bir an cevap bekledim.
"6 numara!" diye seslendi Alar. Bir yandan koşuyor insanlara çarpmamaya çalışıyorduk. Fakat bu çok zordu. Çarptığım kişilerden özür dileyerek yanlarından koşmaya devam ediyordum.
"Bana 10 dakika verin!" dedi kulaklarımıza mekanik ses.
"5 dakikan bile yok çabuk!" diye bağırdı Alar. Girdiğimiz koridorun karşısında 4 tane güvenlikçi anında kayarak durmamıza sebep oldu. Ayakkabımın kayganlığı beni düşürecekken Alar belime sarılmıştı.
"Dövüşemeyiz, bu adamlar sadece işlerini yapıyor."
Alar söylediklerinde haklıydı. Onlarla bir derdimiz yoktu ve güvenliğini sağladıkları iş yerlerinde iki maskeli illegal grup üyesi vardı. "Kaçacak deliğimiz yok," diye konuştum hala nefes nefese. Tam o sırada yan tarafımızdaki evin kapısı açıldı. Genç esmer bir kız ellerini sallayarak "Çabuk gelin çabuk!" dedi. Başka hiçbir yerimiz olmadığı için eve girdiğimiz gibi kız kapıyı kapatıp kilitledi.
"Allah'ım! Karadul'u kurtardığımı da mı görecektim?"
1+1 evler olduğunu biliyordum. Müdürün evini araştırmak için oldukça uzun araştırma yapmıştım bu yüzden bildiğim salona doğru adımladım. Güvenlikçiler kapıları çalıyor ve açmaları için ev sahibin sesleniyorlardı.
"Başın derde girecek," dedim kıza bakarken. Elini bir şey olmaz der gibi salladı. "Neyse ki hesap verebileceğim bir ailem yok dert etme." Oldukça bakımlı olan kız hızlıca balkon kapısını açıp kenardan anahtarı aldı. "Hadi gelin," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADUL +18 - TAMAMLANDI-
General FictionGerçek aile, illegal grup kurgusu Çocuklar ruhlarına sızan Karadul'un gölgesine sığınırken gelecek tekrar yazıldı. Anlaşma yapıldı ve geleceğin sillesi hayat, çocukların sinesine Karadul imzası kazıdı. Çocuklar büyüdü, sinelerindeki Karadul imzası...