Of o kadar duygusalım ki. Dün bölümü bitirince oturup ağladım, onlara gerçekten bağlanmışım. Artık sık sık Özel Bölümler yazarak onları anarım.
****
Yazardan...
Bir kızın varlığı koca bir ekibin bağıydı. Bir dünya çocuğun umuduydu. Bir adamın nefes sebebi, bir annenin tek varlığı, bir babanın yeniden başlayışı, bir abinin ise kazandığı kıymetli aileydi.
İzbe bir ormanın kaybolmaya yüz tutmuş köşesinde gizli saklı kalmış; çığlıklara, ölümlere acılara gebe kalmış, duvarlarına küçük çocukların ruhlarının sızdığı üç katlı binanın çatısında bir acı vardı.
Bir helikopterin havalanırken yaptığı gürültüye kaybın çığlıkları bulaşmıştı. Kadın, yıllardır korumaya çalıştığı, hatta bir yerden sonra ilaçla unutturulduğunu kızının vurulduğuna şahit olmuştu.
Adam, nefes nefese kalmış şekilde son merdiveni de çıkıp çatıya adım attı kızına yaklaşmışken görmüştü gerçeği. Varlığından yıllar sonra haberdar olduğu, her şeyiyle sevdiği kadına benzeyen kızının yere nasıl çöktüğünü gözleriyle gördü. Boğazı sanki kızının acısını kendisi hissedermişçesine kopan çığlığıyla zedelendi.
Türkiye, bu gece oturmuş televizyondan izledikleri bu insanların acısıyla ağlıyordu. Herkes Yekta'nın anonsunu duymuştu, herkes Neva'nın vurulduğuna şahit olmuştu. Tıpkı Neva gibi nefes alamadan izliyor bir yandan da bu güçlü kadının ölmemesi için dua ediyorlardı.
Bazı insanlar sokaklara dökülmüştü. Tam bugün ayaklanıp destek olmayacaklarda ne zaman olacaklardı? Ellerindeki telefonlarda gerçeğin ve acının harmanlandığı o canlı yayını izlemeye devam ediyorlardı.
Kayıplarını asla bulamayan aileler ise gecenin bir vakti evlerinde Neva'ya dua ediyordu. Ona ağlıyorlardı. Çoğu şehirde, en çokta Kocaeli de insanlar balkonlara sokaklara çıkmıştı. Karadul'un, Aven'in ismini sayıklayıp Adalet diye direniyordu. Kocaeli de oturan herkes yıllar önce böyle bir katliamı duymadıkları, çocukların acılarını duymadıkları için utanç içinde bağırıyorlardı.
"Şehre çok uzağız!" diye bağırdı Giray ıslak gözlerini Neva'dan asla ayırmadan. "Ambulansı bekleyemeyiz. Götürmeliyiz onu."
"Aşağısı adam k-kaynıyor," dedi Emre titreyen sesiyle. Kollarını sardığı Gözde hıçkırıklara boğularak ağlıyordu. "Çıkmaya çalışırsak kargaşa olur. Neva'nın ani hareketler etmemesi gerek."
"Bekleyecek miyiz böyle!" diye bağırdı Çakır. Her zamanki gibi acısını siniriyle örtüyordu. İçinde yanan ateşi kasırgayla dizginleyebiliyordu ancak.
"D-doktorlar v-var," diye konuştu Nihan. Acısı boğazına bir yumru gibi oturduğu için konuşmakta çok zorlanıyordu. "Bir alt katta 7 tane doktor var."
"Ne!" Nihan'ın ne dediğini anladığında şaşkınlığına ve sinirine engel olamadı Vedat. Kızarmış gözlerini öyle kocaman açmıştı ki Nihan ne dediğini düşündü bir an. "Kızımı, çocukların organlarını vahşice alan adamlara mı emanet edeceğim!"
Sinirleri yıpranan Nihan, zorlukla nefes aldı. Belki normal bir zamanda olsa çok saçma bir öneri olabilirdi fakat asla normal bir zamanda değillerdi. "Kızımın ölmesini izleyemem ben! Adamlara çoktan panzehir verildi ve tedavi boyunca yanlarında olacağız. Elimizde başka bir seçenek yok! Ambulansın buraya gelmesi kim bilir ne kadar sürer."
İki çift birbirlerine delirmiş gibi bakarken Yekta'nın sabrı tamamen tükenmişti. Neva'nın diğer yanında duran Çakır'ın ellerini aldığı gibi kanlı yaraya bastırdı. "İyi bastır," dediği gibi kendi kollarını Neva'ya doladı. Yavaş ama seri bir hareketle hepsi ayaklandı. "Doktorların yerini göster Nihan," dedi delirmişçesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADUL +18 - TAMAMLANDI-
General FictionGerçek aile, illegal grup kurgusu Çocuklar ruhlarına sızan Karadul'un gölgesine sığınırken gelecek tekrar yazıldı. Anlaşma yapıldı ve geleceğin sillesi hayat, çocukların sinesine Karadul imzası kazıdı. Çocuklar büyüdü, sinelerindeki Karadul imzası...