Alper: Uyandın mı güzelim?
Gördüğüm mesajla kendimi biraz olsun iyi hissederken ağlamaya devam edip, peçeteye sertçe sümkürdüm.
Uyuyamam diye düşünürken hastalık ve üzüntünü sebebiyle uyuyakalmıştım ve uyandığımda yanımda kimse yoktu.
Kendimi heveslendirmemek için uğraşsam da ister istemez ümitlendiğim için uyandığımda yanımda Alper'in olmaması çok kötü bir etki bırakmıştı bende.
Bunun üzerine yine bir ümit evde dolaşsam da kimseyi bulamamamla ağlayarak yatağa geçmiştim.
Okay: Evet.
Alper: Çok acele bir işim çıktı güzelim, yoksa seni bırakmayacaktım.
Alper: Çok güzel uyuyordun uyandırmak istemedim.
Alper: Özür dilerim.
Okay: Önemli değil.
Okay: Ben zaten alışığım|
Alper: İşim bitince gelmeye çalışacağım yine.
Alper: Olur mu?
Okay: Olur.
Alper: İşimi sormayacak mısın?
Okay: Hayır.
Alper: Hassiktir|
Alper: Buse hastalanmış, götürecek kimsesi de yokmuş o yüzden benim gelmem gerekti.
Alper: Serum taktılar bitmesini bekliyoruz, bitince bir arkadaşını çağırırım.
Alper: Sonra da yanına gelirim.
Okuduğum mesajlarla yüreğime yine kocaman bir öküz konarken evde kimsenin olmamasının verdiği rahatlıkla sesli sesli ağlamaya başlamıştım bu sefer.
Ben hasta olduğum zaman bir kere yanıma uğramayan, elim yandığında, alnım yara olduğunda bir kere nasılsın demeyen adam şimdi elalemin kızı için beni bırakıp gidiyordu.
Gerçi bir anda nereden yüz bulmuştum ki? Kaç gündür yanımda değildi de şimdi mi olacaktı?
Bu düşünce iyice çökmeme sebep olmuştu.
Sertçe hapşırıp burnumu sildikten sonra cevapladım onu.
Okay: Gelme.
Alper: Ne demek gelme?
Okay: İşim var, Ali gelecek hem sen en iyisi gelme.
Alper: Ali gelmeyecek ki|
İçim ne kadar yansa da daha fazla üzülmek istemiyordum işte.
Tamam haksızdım, sırf ben onun güvenini zedelediğim için bana güvenmemiş, beni dinlememişti ama yine de insan bekliyordu karşısındakinden bir şeyler.
Hem benimle uyumuştu daha ne kadar yakın olacaktık?
Alper: Yarım saate bitermiş serum.
Okay: Banane?
Alper: Yavrum şimdi ne oldu anlamadım ki.
Okay: Bir şey olmadı, arkadaşına geçmiş olsun dileklerimi iletirsin. Benim yemek hazırlamam gerekiyor görüşürüz.
Alper: Okay güzelim bir saniye.
Okay: Efendim?
Alper: Neyse tamam.
Alper: Ben yine de gelirim işim bitince.
Okay: Peki.
Alper: Bu kadar mı?
Okay: Evet.
Alper: Peki o zaman görüşürüz sonra.
Okay: Hoşçakal.
Son kelimemi de yazdıktan sonra telefonu duvara fırlatmak istesem de o kadar zengin olmadığımı hatırlayıp, yatağa fırlattım ve yorganı kafama çekip ağlamaya başladım.
Yorgan bile onun gibi kokarken sinirle yere fırlatmış ve kendimi odadan dışarı atmıştım.
Gözlerim bulanık görürken kendimi Ali'nin odasına götürüp, onun yorganına sarılarak ağlamaya devam ettim.
Şerefsiz herif yüzünden uykumu da aldığım için ağlamak zorunda kalmıştım şimdi.
Onun Buse ile olan yakınlığı aklıma dolarken benden bağımsız yaşlarım akıyordu yastığa doğru.
Bir de çocuğun yastığını yıkamak zorunda kalacaktım şimdi.
Gözlerimin ağrısı git gide çoğalırken bir de burnumun akıntısı artınca sinirlenip, onlara için de ağlamaya başlamıştım.
Ben de bana bakacak birini istiyordum. Hasta halime katlanacak, bebek gibi sevecek birini ama işte olmayınca olmuyordu.
Bu düşüncemi de araya katıp ağlayınca, ateşimin çıktığını hissetmemle sert sert yutkunup boğazımın kuruluğunu gidermeye çalıştım.
Umarım bugünü sapasağlam atlatabilirdim.
Canım kaos istiyor özür dilerim :')

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romance(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir