Kafamı arkadaki duvara yaslarken yine sigaram elimde ağır ağır içiyordum ne bok yiyeceğimi düşünerek.
Adam resmen beni sevdiğini söylemişti, bense zaten onu sevdiğimi kabulleneli bolca zaman geçtiği için bir şey diyememiş, kaçmıştım.
Aramızı düzeltmek için ise küçük pürüzler vardı halletmemiz gereken.
"Ağzına sıçayım Okay!" Diyerek elindeki kitapları masaya koyup yanıma yerleşen sinirli çocuğa göz ucuyla baktım ve tekrar sigarama odaklanarak içmeye başladım.
"Salak mısın sen oğlum? Ne demek Alper'e yazdım ve ikimiz birbirimize aşığız" diye dişlerinin arasından kısık sesle konuşup masadaki sigaraya yöneldi.
Başıma bir şey gelecek diye korkusundan benimle birlikte o da diken üstünde oturuyordu.
"Hayır seni sen olarak sevse eyvallah ama bir de üstüne kadın sanıyor seni lan!"
Ağzında sigara varken kaşlarını çatmış bir biçimde uzun uzun konuşuyordu sanki ben bunları bilmiyormuşum gibi.
"Ne yapacaksın? Buluşalım diyince makyaj yapalım mı sana? Bir de peruk alırız mis gibi. Evlenince de bir bakar ki fazlalık var sende" dedikten sonra bir nefes çekti ve yaklaştı yüzüme doğru.
"Ne zamana kadar saklayabileceğini düşündün acaba?"
Tepki vermediğimi gördükçe daha da sinirleniyordu.
"Çocuğu da bekletip durma yaz ayrılın, ben seni sevmiyorum, bizden olmaz falan de" diyerek elini savurduğunda sinirle gözlerimi dikip sigaramı küllüğe bastırdım.
"Ama seviyorum" dememle kocaman bir kahkaha patlatmıştı.
"Hadi ya? Ne yapacaksın yavrum? Gidip kendini göstererek ben Omay'ım ve seni seviyorum, hadi beni kabul et mi diyeceksin?" O da benim gibi sigarasını söndürdükten sonra devam etti.
"Onun da hemen boynuna atlayıp fark etmez, ben her türlü seni seviyorum demesini falan mı bekliyorsun dangalak?" Dedikten sonra gözleri, bahçeye girip bizim tarafa doğru gelen Alper ve arkadaşına kaymıştı.
Alper'i izlediğimde benim gibi gözlerinin altının mosmor olmuş, dudaklarının kurumuş olduğunu görmüştüm. Giyimine aşırı dikkat etmesine rağmen bugün öylesine bir eşofman giyip gelmişti. Onun bu hali içimde yangınların çıkmasına neden olunca elimi yine paketime atıp bir sigara daha aldım.
İkinci paketim bitmek üzereydi şimdiden.
"Yeter lan kaç oldu?" Diyerek elimdeki sigarayı alıp kendisi içmeye başlayan çocuğa göz devirip paketten başka bir sigara daha alarak dudaklarımın arasına yerleştirdim. Ali ise kafasını iki yana sallayarak yüzünü sıvazlamıştı.
"Oo ibnelerimiz de buradaymış" diye bize doğru gelen Alper ve arkadaşına göz ucuyla baktıktan sonra umursamadan geri önüme döndüm.
"Akif misin nesin siktir git asabımı bozma benim!" Diyerek sinirle konuşan Ali'nin suratına bakıp koluna dokunarak sakinleşmesini sağlamaya çalıştım ama onu bile yapacak gücüm kalmamıştı.
"Noldu yavrum, erkek arkadaşlarınız mı üzdü sizi?" Diyerek yüzünü buruşturarak konuşan çocukla kafamı yana doğru çevirmiştim sinirle.
"Neydi ya senin ismin?" Diye konuyu değiştirip beni gösteren çocuk şimdi tam dibimizde girmiş ve elini bana doğru uzatmıştı.
Alper ise hemen yanımızdaki masaya oturmuş kafası bambaşka bir yerde olduğu belli olarak bize bakıyordu.
"Sanane yarram!" Diyip ayağa kalkan Ali ile derin bir nefes alarak sigaramı söndürdüm ve dizlerime tutunarak ayaklandım.
Sadece Ali'nin duyabileceği bir ses tonuyla "Ali gidelim" dedikten sonra masadaki kitapları alıp, Ali'nin de kolundan tutarak ilerletmeye çalışsam da Akif ile bakışması asla kesilmiyordu.
"Akif otur artık" diyen kişiyle yutkunup uzun süre sonra duyduğum sesin o güzel tınısını sindirmeye çalıştım.
"İyi hadi gidin bari, sizin gibi ibnelere fazla yakınlaşmak zararlı zaten. İğrenç herifler" dediği anda Ali yakasını tutup kafasını suratına gömmüştü.
Ben şokla ikisini izlerken Ali, Akif'in üzerine çıkmış büyük bir hırsa yüzünü yumruklamaya başlamıştı bile.
Daha şokumu atlatamadan Alper'le göz göze geldiğimizde hızla gözlerimi çekip kitapları masaya fırlattım ve arkadaşımın omuzlarından tutarak kaldırmaya çalıştım.
"Ali bırak!" Dememle Ali'nin dikkati dağılmış ve bu sefer de Akif üzerine çıkmıştı. Ben yine onları ayırmak için uzanmıştım ki kolumu tutan sinirli elle geriye doğru savruldum.
"Tekrar konuş" diye dişlerinin arasından gözlerimin içine bakarak söylenen çocuğa kaşlarımı çatarak bakıp kolumu kurtarmaya çalışsam da becerememiştim.
"Bırak lan kolumu!" Diye diğer elimle kolunu savurup geri çekildiğimde beni dikkatli bir biçimde süzdüğünü görüp, beynime dank eden gerçekle birlikte hızla kavga eden ikiliye ilerledim.
Ortalık iyice savaş alanına dönerken açık havadaki insanlar kaçışmaya başlamışlardı. Tam o sırada omzumdan tutulup geriye savrulunca belim masaya çarpmış ve büyük bir inilti çıkmıştı ağzımdan.
"Adını söyle" demesiyle sinirle yüzüne bakıp konuştum.
"Sizene lan sizene benim adımdan" dememle yine kolumu tutarak beni oradan uzaklaştırmaya çalışsa da gerçeklerin açığa çıkma korkusundan kendimi kurtarıp koşarak Ali'yi tuttum ve hızla onu da peşimden sürükleyerek kantinden çıktım.
Çıkarken tek ümidim ise Alper'in Omay'ın ben olduğumu çakmamış olmasıydı.
Bebişler yine fazla kontrol edemeden attım, hatalarım varsa affedin beni, öpüyorum sizi kocaman kocaman. Görüşürüzzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romance(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir