Alper'in bu sefer beni bırakmamış olmasını dileyerek uyanmıştım.
Gerçi bir kere bırakmıştı sadece beni ama o kadar korkuyordum ki bir kere bile yetmişti.
Hemen yanıma döndüğümde mışıl mışıl uyuyan bedeni görmemle içime büyük bir ferahlık çöktü.
Dolgun, daha dün öptüğüm kırmızı dudakları hafif aralıktı. Siyah saçları beyaz yastığa dökülürken, uzun kirpikleri titriyordu usul usul.
O kadar güzeldi ki gözlerimi alamıyordum resmen.
Şekilli burnu, boynunun atlına atmış olduğu eli, her nefes alış verişinde inip kalkan göğsü, kısacası her bir zerresi sanat eseri gibiydi.
Bu sanat eserini daha fazla izlemeye dayanamayarak yerimde biraz kaymış ve elimi onun yeni yeni çıkmaya başlamış sakallı yanağına atmıştım. İşaret parmağım dudağının üzerine konumlandığında nefesimin kesildiğini fark ettim.
Dolgun iki et parçası bir anda büzülüp parmağımı öpünce şaşkın şaşkın Alper'in gözlerine baktığımda mavilerini bana dikmiş olduğunu görmüştüm.
Yüzümde bu sefer bir gülümseme oluşmuştu. Onun da dudaklarının kenarı kıvrılırken bir anda elini ensesinden çekip belime attı ve beni kucağına doğru yatırdı.
"Alper dikkat et ağırım lan ben" desem de beni dinlemeyip, vücudumu biraz kaydırarak bacaklarının arasına geçmemi sağladı.
Elini belime tekrar konumlandırdığında bel çukurumu işaret ve orta parmağı ile okşuyordu.
"Günaydın"
Sabah çıkan o boğuk ve seksi sesiyle bana günaydın dediğinde içim titremişti.
"Günaydın uykucu" dememle gülerek yaklaştı ve dudağıma minik bir öpücük bıraktı.
"İlk defa günüm bu kadar güzel aydı" dediğinde gülerek yüzümü göğsüne gömmüştüm.
Utanmıştım ulan!
"Oy utanmış mı benim güzelim?" diyerek sıcak elini tişörtümün içinden geçirip sırtıma kadar getirdi ve bir aşağı bir yukarıya doğru okşamaya başladı.
"Balım yüzünü kaldır da biraz izleyeyim" durakdı ve şaşkın bir ses tonuyla devam etti. "Bir insan uykusunda bile özler mi ya birini?" Dediğinde kahkaha atmadan duramamıştım.
"Çok seviyorsa demek ki" diyip çenemi göğsüne yerleştirdikten sonra şirin şirin gülümsemiştim.
"He vallaha çok seviyorum" diyerek beni biraz yukarı çekti ve dudaklarıma yapıştı beklemeden.
Üst dudağımı sertçe emerken bir yandan da belimi okşamakla meşguldü. Üst dudağımı bırakıp, bu sefer de altı yakalayınca mırıldanarak kendimi biraz yukarı çektiğim zaman altımda hissettiğim sertlik şok etmişti beni.
O ise bunu fark etmemiş gibi geri çekilip yüzüme bakmıştı.
"Senin bel gamzelerin mi var?" Derken bir yandan da belimdeki gamzelerin tam yerini belirlemeye çalışır gibi okşayıp duruyordu.
Onun bu hareketinin beni ne kadar etkilediğini fark etmeyince yüzümü yine göğsüne gömüp derin nefesler almaya başladım.
Hayır Okay şimdi olmaz!
Eli belimden biraz daha aşağılara kayarak kalçama doğru yanaştığında bir anda doğrulup ayağa kalktım. Benimle birlikte kalkmış olan penisimi de gizlemeye çalışarak hemen arkamı dönmüştüm.
"Yavrum niye kalktın ki?" Diye mızmızlanmaya başlamış saf çocuğa gözlerimi devirerek kapıya yöneldim.
"Senden erken kalktım ben açım aç! Sonra oynaşırız" dediğimde kahkaha atmıştı.
"Hem ne demişler efendim?" Diye ona doğru dönüp tek kaşımı kaldırdığımda bir hmm sesi çıkarmıştı devam etmem için.
"Ne demişler yavrum?"
"Aç ayı oynamaz" dediğimde yüzünü buruştursa da kahkaha atmadan duramamıştı.
Ben de banyoya gitmekten vazgeçmiştim. Aramızda geçen konuşma biraz daha normale dönmeme neden olmuştu çünkü.
"Vazgeçtim biraz daha yatalım" diyerek sırt üstü yatan bedenin yanına geçip kolumu belinden sardım ve yüzümü boynuna gömdüm.
Mis gibi kokan teni beni zorlarken yavaşça yaklaşıp bir öpücük bıraktım. Daha sonra dayanamadığımı fark edince bir kere daha yaklaştım ve öptüm.
"Alper yetmiyor" dediğimde ne dediğimi anlamamış olan çocuk "Ne yetmiyor?" Diye sorunca iyice dibine girip boynunu dişlerimin arasına alıp ısırdım.
"Yavaş yavrum kopardın attın" dediğinde gülmüş ve ısırdığım yere bir öpücük bırakmıştım. Sonra yine dayanamayıp dudaklarımın arasına alarak emdim sert sert.
Yumuşak teni arada bırakıp tekrar öpüyor veya dişliyor, hemen ardından da emmeye devam ediyordum.
"Okay yavrum" diye inleme benzeri bir ses çıkaran çocuğa ağzımdaki tatlı boyundan dolayı cevap verememiştim.
"Güzelim bırak bence yoksa ben dayanamayacağım" dediğinde kendimi geri çekip morarmış olan kısmı yaladım ve göğsüne kafamı tekrar koydum.
Eşofmanın üzerinden bile kalkmış olan penisi gözükürken dudağımı ısırarak gülmemi engelleyip gözlerimi kapatmıştım.
İkimiz de daha sex yapmaya hazır olmadığımız için ancak bu kadar ileri gidebiliyorduk. O yüzden son kez boynunu öptüm ve göğsünden kalktım.
"Hadi hadi kahvaltı vakti!" Diyerek odadan çıktığımda hala yarı baygın gözlerle beni izlediğini görmüştüm.
Bebişler reklam yapacağım ben şimdi sjxsjxs.
Platonik adında [BxBxBxB] bir kurguya başladım, eğer okumak isterseniz hepinizi beklerim ballar.
Hadi öptüm sizi, hatalarım varsa affedin beni, görüşürüzzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romance(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir