Yaşanan olayların üzerinden yaklaşık iki hafta geçmiş ve vize zamanı gelmişti. Bu yüzden kendimi okulun kütüphanesine kapatmış, kafamı kaldırmadan ders çalışmaya başlamıştım.
Normalde olsa belki bu kadar çalışmazdım ama kafamı dağıtmam gerekiyordu.
Deftere son noktayı da koyduktan sonra rahatsız sandalyede gerinerek kafamı başlığına koydum ve yüksek tavanı izlemeye başladım.
Dersi bıraktığım an aklıma dolan anılar yüzümü buruşturmama neden olurken Alper'in ceketini verdiğim -daha doğrusu sırasına bırakıp kaçtığım- için şimdiden pişman olmaya başlamıştım.
Sonuçta o benden istemezdi, ben de onun kokusuyla yatıp kalkardım mutlu mesut.
Düşüncelerle birlikte dersler de sağ olsun başımın zonklamasıyla, elimi alnıma atıp yerimde dikleştim ve beni izleyen bir çift kahverengi göz ile karşılaştım.
Geçen günkü Murat denen çocuk iki haftadır bir yerlerden fırlıyor ve beni acayip derecede huzursuz ediyordu. Kantinde, tuvalette, kütüphanede hatta aynı bölümde olmamamıza rağmen derslerde bile karşıma çıkıyordu.
Yine dikmiş olduğu bakışlarının verdiği rahatsızlıkla birlikte yutkunup yerimden kalktım ve üzerime montumu geçirdim.
Paketimin ve çakmağımın cebimde olup olmadığını da yokladıktan sonra adımlarımı kütüphanenin dışına doğru yönlendirdim.
Sırtımı delen bakışları umursamamak ise gittikçe zorlaşıyordu.
Sinirle dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı iki yana salladım ve kendimi iyice bastırmış olan soğuk havaya attım. Rüzgar beni savuracak kadar hızlı eserken kendimi kütüphanenin arkasında kalan küçük araya yerleştirip, sigaramı dudaklarımın arasına aldım ve elimi siper ederek zorla da olsa yaktım.
Kafamı kaldırıp gökyüzüne bakarken ne kadar korkak bir insan olduğumu düşünmüştüm yine.
Alper'in o gün bana bariz bir şekilde kapısını açtığını hissetmeme rağmen kendimi geri çekmiştim.
Yazamıyordum çünkü söz vermiştim, yanına gidemiyordum çünkü hem cesaretim yoktu hem de benden köşe bucak kaçıyordu.
Kısacası en sonunda açtığını sandığım o tüm kapılar yüzüme bir bir kapanmış, üstüne bir de kıçıma tekme atılmıştı ya da ben salaklık yaparak kendimi geri çekmiştim.
"Gökyüzünden daha güzel gözlerin varken hala yukarıya bakman haksızlık değil mi?" Diyen ses düşüncelerimi tuzla buz ederken duyduğum kıro sözlerle yüzümü buruşturdum.
"Ne saçmalıyorsun yine?" Diyerek tek kaşımı kaldırıp karşımdaki adamı süzmeye başladım.
Alper gibi esmer ve kaslı bir bedene sahip olan adamın boyu gerçekten fazlasıyla uzundu. Üzerine geçirmiş olduğu kısa kollu ise sinirlerimi bozmuştu.
Benim götüm donuyordu be!
"Hiç, öyle içimden geldi" dedikten sonra tam karşımda durup elimden sigaramı çekti ve dudaklarına yerleştirdi.
Onun bu yaptığıyla midemdeki tüm sıvılar ağzıma doğru yol alırken sertçe yutkunup, sırtımı dayadığım duvardan kaldırarak hareketlendim.
Tam karşımda duran bedenin yanından geçmek için bir hamle yapsam da bir anda karnıma nazikçe elini dolamasıyla irkilip, geri çekildim ve gereksiz yakınlıktaki yüzüne baktım.
Çoğu kişinin yakışıklı bulacağı bu yüz bende sadece tiksinme hissi yaratırken kendimi kurtarmaya çalışsam da kolları o kadar güçlüydü ki kurtulamamıştım.
"Bıraksana lan beni!" Desem de beni bırakmamış üstüne bir de kulağıma doğru yaklaşmıştı geçen yaptığı gibi.
"Ne zaman bana alışacaksın güzelim?" Dediğinde söylediği güzelim kelimesi beynimde zonklarken bu kelimenin Alper dışında başka kimsede güzel durmadığına emin olmuştum.
"Hiçbir zaman, şimdi bırak" dediğimde kahkaha atarak beni bıraktı.
Bense yüzüne son kez tiksinti ile baktıktan sonra kütüphaneye doğru ilerlemiştim ki karşımda gördüğüm yumrukları sıkılı beden şok olmama neden olmuştu.
"Alper"
Dudaklarımdan fısıltı gibi çıkan kelimeler Alper'in kulağına ulaşmazken yüzüme hayal kırıklığı ile bakıp arkasını döndü.
Arkasından koşup onu yakalamak istesem de tepki veremeyen bedenimle donmuş bir şekilde sevdiğim adamın sırtını izlemekle yetindim.
Yine ben arkada kalmıştım, yine onun kalbini kırmıştım ve belki ucundan açık kalmış olan o kapının da büyük bir hırsla kapanmasına neden olmuştum.
Yani yine sıçıp sıvamıştım.
Bunlar anca 68. Bölümde falan birleşecekler galiba ajdjakf.
Bebişler daha erken atacaktım normalde bölümü ama eve gelince bayılmışım jdjcsjcs. Biraz uykulu yazdım kötü olduysa affedin beni ^•^
Bir bölüm daha atmaya çalışacağım gün içinde aksilik çıkmazsa.
Hatalarım varsa affedin, umarım sevmişsinizdir bölümü, hepinizi kocaman kocaman öpüyor ve kaçıyorum.
Görüşürüzzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romance(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir