*Murat'ın Ağzından*
Uykusunda ellerini benim elime sıkı sıkı sarmış olan çocuğun heyecanlı bir rüya gördüğüne emin olmuştum.
Gördüğü şey her neyse bazen kaşları çatılıyor, bazen minik parmakları onun aksine kocaman olan parmaklarımı sıkıyordu. Kırmızı küçük dudakları büzüldüğü zaman, onları ısırmamak için kendimi tutmak zorunda kalıyordum.
"Immph" şeklinde bir ses çıkardıktan sonra minik ağzını aralayıp bir iki kere tatlı tatlı şapırdattı, hemen ardından da burnunu bir şey kaşındırmış gibi buruşturup gözlerini araladı.
Boncuk gözlerini kısıp karşısındakinin benim olduğunu fark edince gülerek kedi gibi kıvrılmış ve boynuma yüzünü yerleştirmişti.
"Günaydın" derken kullandığı ses tonundan utandığını anlamıştım. Artık o kadar fazla birlikte vakit geçiriyorduk ki kelimelerinden, ses tonundan, mimiklerinden ya da el hareketlerinden ne kadar saklamaya çalışsa da hangi duygular içerisinde olduğunu anlayabiliyordum.
"Günaydın bebeğim" dedikten sonra yan dönüp beline sarılarak kendime çektim ve sıkıca sardım. Ali ise hemen mırıldanarak bana daha da sokulmuş ve omzuma minik bir buse bırakmıştı.
"Erken uyanmışsın"
Bir elini sırtıma atıp okşamaya başladığında minik ellerinin verdiği hissin mutluluğu gülümsememe neden olmuştu.
"Öyle oldu balım" dememle dudaklarından bir kıkırtı fırlamıştı.
"Beni mi izledin yine?" Diye utangaç bir şekilde soru sorduğunda aynı kıkırtı benden çıkmış ve kendimi cevap vermeye hazırlamıştım ki duyduğum mesaj sesiyle yerimde doğruldum.
Art arda gelen mesaj sesleri bir anda telaşa kapılmama neden olunca Ali de hemen benimle kalkmış ve elime aldığım telefona bakmıştı.
Bildirim kısmında yazan Yasemin yazısıyla ağır sıçtığımı anlayıp yutkunarak hemen yerine bıraktım telefonu.
"Murat" diye şaşkınca bana bakan çocuğa gülümsemeye çalışıp geri yattım ve belinden tutarak üzerime çektim. O ise hala aynı şaşkın surat ifadesi ile bana bakmakla meşguldü.
"Önemsizmiş yavrum" dedikten sonra ötmeye devam eden telefonla birlikte şaşkın hali yerini sinire bırakmıştı. Bense bu minik bedenin sinirlenince nasıl bir canavara dönüştüğünü bildiğim için şimdiden belindeki kollarımı sıkılaştırmaya başlamıştım.
"Murat!" Diye normalden daha sert çıkan boğuk sesiyle yutkunup telefonun sesini kapattım ve ona döndüm tekrar.
"Efendim güzelim" dememle elini telefona atıp yakalamıştı.
"Bak eğer açıp bakarsam kendimi kötü hissederim, senin beni aldatacağına da inanmıyorum o yüzden düzgün bir şekilde açıkla neler döndüğünü" dediğinde ne kadar anlayışlı bir sevgilim olduğunu görüp, elindeki telefonu sakince alarak çekmecenin üzerine koyarken cümleleri kafamda toparlamaya çalışıyordum.
"Nereden başlasam bilemedim" dememle kaşlarını kaldırarak yatakta dikleşip, bağdaş kurarak yanıma oturdu. Onunla birlikte ben de doğrulup sırtımı yatak başlığına yaslamıştım.
"Nereden başlamak istersen oradan başla" demesiyle sesli bir nefes verip ellerimle oynayarak konuşmaya başladım.
"Yasemin bizim sınıftan bir kız, aynı dönemiz ve ilk arkadaşlarımdan biri. Daha doğrusu biriydi" dedikten sonra burnumu kaşıyıp devam ettim. "Uzun bir süre birlikte takıldık, yakın arkadaştık anlayacağın"
Cümlemi bitirdikten sonra göz ucuyla sevgilime bakıp sakin bir biçimde beni dinlediğini görünce konuşmaya devam ettim.
"Neyse işte bir sene sonra bana açıldı ve beni çok sevdiğini, benimle sevgili olmak istediğini söyledi" durdum ve derin bir nefes alarak yanaklarımı şişirdim. "Tabi ben de reddettim. Hem benim en yakın arkadaşımdı, hem de istesem de ona aşık olamazdım biliyorsun" dediğimde kafasını sallayarak devam etmemi sağladı.
"Başta olumlu karşılayıp beni inandırdı ve yanımda kalmaya devam etti ama sonra içinden farklı bir insan çıktı sanki" dediğimde Ali daha büyük bir merakla poposunu kaydırıp yanıma yanaşmıştı. Onun bu tatlı haline gülüp belinden tutarak yan bir biçimde kucağıma otutturdum. Hemen sonra o da kafasını benim omzuma koymuştu.
"Kendince beni tehdit etmeye başladı, neymiş efendim aileme söyleyecekmiş. Tabiki sallamadım çünkü ailem beni zaten biliyordu. Bunu öğrenince daha da hırs yapıp tüm okula yayacağını söylemeye başladı ki bu da bana etki etmedi" derken Ali'nin eli belimi sarmıştı.
"Onu ne kadar engellesem de bir yolunu bulup yazmaya devam etti şimdi de seninle tehdit etmeye çalışıyor" dediğimde hemen başını kaldırıp bana bakmıştı güzelim.
"Nasıl yani?" Dediğinde alnını öpüp yanağını yasladım.
"Şimdi de aynı tehditleri senin için savurmaya çalışıyor" dediğimde rahatlamış bir biçimde tekrar yerine yerleşmişti.
"Ben de bir şey sanmıştım ya" demesiyle gülüp tekrar alnını öptüm.
"Etsin yavrum, beni zaten herkes biliyor" dediğinde bunu bildiğim için ona tepki vermediğimi açıklamıştım. O da bana hak verip daha da sıkı sarıldı.
"Aferin sana" dediğinde gür bir kahkaha atıp, eğilerek yüzüne baktım. O da aynı gülümseme ile bana bakıyordu.
"O ne demek lan?"
"Ne demekse o demek işte" dedikten sonra omzumu ısırıp kafasını yine omzuma koydu ve devam etti. "Beni bırakma ve bu kadar küçük sorunları benden saklama çünkü her sorunun üstesinden birlikte geleceğiz, tek değilsin artık"
Söyledikleri içimde bir yerleri hareketlendirirken mutluluk ve hüzün karışımı duygularla birlikte yatağa tekrar yatıp sıkıca sarıldım.
"Ölürüm sana kuzum benim" diye kelimenin son harfini uzanarak sıkı sıkı öpüp boğacak kadar sert sarıldım.
"Ay uzak dur sapık herif!" Diyerek benden kaçmaya çalışırken ikimiz de kahkaha atıyorduk.
Bitirmeye az kaldı diyorum diyorum bir türlü bitiremiyorum ben bu kurguyu. Umarım yüz bölüm falan sürmez ya tutun beni naxjskxs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Storie d'amore(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir