Zilin çalınmasıyla birlikte elimi belime atarak ayağa kalktım ve burnumu çeke çeke kapıya doğru ilerledim.
Malum olaylardan sonra durmadan ağlayıp, yatıyordum. Belimin ağrısı da bir türlü geçmemiş ve her hareketimde beni ağlatacak kadar ağrımaya başlamıştı.
Muhtemelen ciddi sertlikte vurmuş, bir de o anın heyecanıyla uzun uzun yürüdüğüm için daha da kötü olmuştu.
Ali ise iki gündür bana sinirli olduğu için ilaç verip gidiyordu. Haklı olduğundan dolayı hiç sesimi çıkaramıyordum.
Kapının önüne geldiğimde burnumu çekerek aralayıp karşımda kimin olduğunu görmeye çalıştım.
Biraz eğik durduğum için önce gördüğüm uzun bacaklar, ardından ise tanıdık eşofman ile kapımın önüne gelen bedenin kim olduğunu kavrayarak yutkunmuş ve yüzüne çevirmiştim bakışlarımı.
"Selam" diye elini kaldıran çocuğa salak gibi baktığımda o da gülerek bana baktı ve çenesiyle içeriyi gösterdi.
"Davet etmeyecek misin?" Demesiyle irkilerek kendime gelmiş ve bir adım gerileyip içeri girmesi için beklemiştim.
Hala aşırı derecede şaşkın olduğum için tepki vermeden salona gidişini izleyip kanepeye oturduğunda onun karşısındaki koltuğa oturdum.
"Sen, ne?" Dediğimde şaşkın halime kafasını geriye atarak gülmüş ve elindeki poşeti sallamıştı.
"Sana ilaç getirdim" demesiyle kaşlarım kalkınca bir süre birbirimize bakmıştık.
"Bayağı kötü duruyorsun" diyerek yanıma gelip kucağıma elindeki poşeti bıraktı.
"İç bunları" dediğinde bir an içime büyük bir mutluluk dalgası yayılsa da bunların hepsini Omay için yaptığı aklıma gelince bütün neşem geri çekilmişti.
"Teşekkür ederim"
Ne olursa olsun buraya kadar gelip benim için çaba harcamıştı ve bunun bir karşılığı olmalıydı değil mi?
"Belin hala ağrıyor mu?" Diye saf bir ilgiyle sorduğunda yutkunup kafamı hayır anlamında sallasam da bunun da bir yalan olduğunu anlamıştık ikimiz de.
"Orada krem var ağrı kesici, onu sür. O da düzeltmezse hastaneye gidip bir baktıralım" dediğinde gerçekten ilgili olduğunu görmek içimi yumuşatmıştı.
"Ben gerçekten özür dilerim, normalde kavga etmem ama biraz üzgündüm ve kafam karışıktı, üstüne bir de senin sesini ona benzetince tepem attı. Zaten asıl amacım vurmak değildi, tekrar özür dilerim" dediğinde anlıyormuş gibi kafamı sallamıştım.
"Neyse, olur böyle şeyler" dediğimde parlayan gözlerini gözlerime çevirmişti.
"Bir şeyler içer misin?" Diye sorduğumda kafasını olumsuz anlamda sallasa da umursamadan kalkmaya çalıştım.
Ama sadece çalıştım çünkü belime giren ağrı tekrar yerime otutturmuştu beni.
"Okay" diyerek hemen ayaklanıp bana yaklaştı. "İyi misin?" Dediğinde ona ilk defa gerçeği söylemiştim.
"Değilim" diyerek hissettiğim duygusal boslukla birlikte yüzümü buruşturup ağlamaya başladım bir anda.
"Okay, hay sikeyim ne oluyor lan!?" Diyerek yüzüme bakıp ne yapacağını şaşırmış bir şekilde kalakalmıştı.
"Gel doktora gidelim bu kadar ağrıyorsa" dediğinde elimle kolunu tuttuğumda irkildiğini hissedince daha da kötü oldum.
Hala benden iğreniyordu.
"S-sen git, teşekkür e-ederim tekrar" diyerek kesik kesik konuştuktan sonra elimin tersiyle bir türlü durmayan yaşları silip kucağımdaki poşeti sıkmaya başladım sertçe.
Ne kadar git desem de içimden kalması için yalvarıyordum.
"Ne gitmesi şu haline bak!?" dedikten sonra kucağımdaki poşeti almış ve belimden tutarak kaldırmıştı bedenimi.
"Yat şuraya yüz üstü" dediğinde 'Ne oluyor lan?' bakışlarıyla şaşkınlıkla yüzünü izleyince gülüp başını iki yana salladı.
"Merak etme bir şey yapmayacağım şu kremi sürelim" dediğinde kafama dank etmiş olan olayla birlikte onaylayıp, onun da yardımıyla bedenimi kanepeye yerleştirdim.
Şu an kendimi aşırı utanmış hissediyordum.
Arkamdan gelen sesler kremi çıkardığını belirttiğinde bedenim daha da kasılıyordu heyecanla.
"Kasma kendini" dedikten sonra kanepenin kenarına oturup eğildi ve soğuk kremi belimde gezdirmeye başladı.
"Mosmor olmuş resmen, özür dilerim" diye kendi kendine konuşup duruyordu.
Kremin aksine sıcacık olan elleri ve yumuşak hareketleri içimde karıncalanmalara sebep olurken yutkunup gözlerimi kapattım.
Fazla sürmese de benim için aşırı uzun olan bu zaman diliminden sonra ayağa kalktı ve yüzüme eğilerek baktı.
"Bekle şimdi ağrı kesici de iç öyle yat, ben gidince de bunları aksatma Ali miydi neydi o sürsün kremini" dediğinde mayışmış bir biçimde kafamı sallamıştım.
Bir kaç kapı aralayarak banyoyu bulduktan sonda elini yıkayıp, mutfaktan da su bardağı alarak gelmişti.
Bana bebek gibi davranarak ilaçlarımı da içirdikten sonra dikkatli bir biçimde odama götürdü ve bedenimi yatağa yatırıp ayaklandı.
"Hadi uyu sen, ben gidiyorum tamam mı?" Diye benimle çocukmuşum gibi konuşunca mızmızlanmak istesem de onu onaylayıp el salladım.
"Her şey için çok teşekkür ederim Alper" dediğimde mayışmış sesimle birlikte, bana şefkatli olduğunu düşündüğüm gözlerle baktıktan sonra ağzının içinde bir şeyler mırıldandı ve kapıyı çekerek evden çıktı.
Bense yaşanan olaylardan sonra ilk defa huzulu bir uyku çekebilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romance(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir