"Murat!" Diye bağırarak, kollarını açan minik bedenin belinden tutup kaldırmış ve özenle kucağıma almıştım.
"Efendim miniğim?" Diyerek belini okşarken kanepeye doğru ilerlemeye çalışıyordum. Çok da zor olmuyordu gerçi, malum kucağımdaki sevgilim minicik bir şeydi.
"Sıkıldım" diyerek dudağını büzen çocuğu pat diye öpüp kanepeye konumlandım.
"Ne yapmak istersin bebeğim?" Derken aynı zamanda kalçasını okşamaya başladığımda, gözlerini kocaman açıp omzuma hafifçe vurmuştu.
"Sapık herif elleme beni" diyerek kucağından kalkmaya çalışsa da bedeni benim bedenimin üzerinde küçücük kaldığı için yerinden kıpırdayamamıştı.
"Sadece sana sapığım köpecik" dedikten sonra burnunu öpüp geri çekildim ve yüzünü incelenmeye başladım. O kadar güzeldi ki onu izlerken kalbimin ilk günkü gibi hızlı hızlı atmaya başladığını fark etmiştim yine. Bebeğime karşı o kadar büyük bir sevgim vardı ki, bakmaya bile kıyamıyordum bazı zamanlar.
"Bakma şöyle utanıyorum"
Kızarmış yanaklarını saklamaya çalışarak boynuma sarılınca mırıldanmıştı tatlı tatlı. Her kelimesinde boynuma değen dudakları, verdiği nefeslerin tenime çarpışı gözlerimi kapatmama neden olduğunda kendimi azmamak için tutmaya başlamıştım.
"Yavrum başka yerlerine de bakabilir miyim?" Dememle kahkaha atmış ve kucağından zıplayarak kalkmıştı.
"Seni sapık çocuk, uzak dur benim saf bedenimden" diyerek koşarak kaçmaya başladığında biraz uzaklaşması için beklemiştim. Başka türlü iki adımda yanına ulaşıyordum ve bu kadar hızlı yakalandığı için sinir oluyordu miniğim.
"Geliyorum finom!" Diye bağırıp kendini hazırlamasını sağlarken bu tatlı hallerinde gülmeden edememiştim her zamanki gibi.
Ali ile yaşamak ortaokul çocuğu ile yaşamak gibiydi. Hiç yerinde durmuyor, sürekli bıcır bıcır konuşuyor ve ikimizi de eğlendiriyordu. O yüzden ikimizin de asla ve asla bir çocuğu olmamalıydı, çünkü benim iki tane Ali'ye bakacak kadar enerjim yoktu.
"Yaklaştım bebeğim" diyerek her zaman saklandığı odamızın kapısını açmıştım ki sırtıma binen ağırlıkla sendeledim. Neyseki küçük bir şeydi, yoksa kesin yerde yuvarlanırdık fok balıkları gibi.
"Yakaladım seni" diyerek sakallı yanağımı kocaman öpmüştü.
"Bu sefer yakalandım" diye onu memnun edip, bacaklarından tutarak yüz yüze bakacak şekilde çevirdim bedenini. İkimiz de birbirimizi tatlı tatlı izlerken bir anda yatağa atıp üzerine çıkmıştım.
"Yuh dağ ayısı! Korktum!" Derken kollarını sıkı sıkıya boynuma sarmıştı. Şaşkın halleri beni yine şenlendirirken, gülümseyerek dudaklarına yapıştım.
Minik olmasına rağmen dolgun olan dudakları anında benim dudağımı sararken, elleri saçlarımın içinde usul usul dolanmaya başlamıştı bile.
Öpüşmemizden dolayı çıkan ıslak sesler duvarlara çarpıp bize dönerken, kendimi anın büyüsüne daha da kaptırmış gibi hissediyordum.
Tek elimle dolgun kalçasından tutup kaldırarak kendime yasladım ve sertçe okşamaya başladım. Minik bedenden gelen memnun edici inleme benimkinin kalkmasına neden olsa da kendimi geri çekip son kez dudaklarına sertçe bir öpücük bırakmıştım.
"Ama niye çekiliyorsun?" Diye masum masum soran çocuğu tek lokmada yutma isteğimi geriye atıp cevapladım.
"Yavrum daha dün yaptık, bugün de yaparsak çok zorlanırsın" dediğimde göz kırpıp cilve yaparak kendini bana sürttü.
"Olsun, bir daha yapalım. Ben dayanırım, çok güçlüyüm biliyorsun" dediğinde kahkaha atarak incecik olan kolunu tutup kendisine gösterdim.
Bu onun dikkatini dağıtırdı.
"Bu kollarla mı?" Dememle yüzünü buruşturup, altımdan hızla kaçarak kendi tarafına yattı ve dilini çıkardı.
"Çok konuşma sen"
Onu dinlemeyip, gülerek yanına yanaştım ve üzerime yatmasını sağladım.
"Bebeğim benim aklıma bir fikir geldi" dememle tüm konuşmaları unutmuş gibi çenesini göğsüme dayadı ve diyeceğim kelimeleri beklemeye başladı.
"Eve bir köpek mi alsak?" Dememle ilk başta ciddi miyim yoksa dalga mı geçiyorum diye yüzümü incelemiş, ciddi olduğumu anlayınca da hevesli hevesli kafasını sallamıştı.
"Alalım, alalım. Böyle tüylü tüylü bir şey olsun yumuşacık yastık gibi" demesiyle kahkaha atmıştım.
"Küçük olsun senin gibi" dememle hafifçe göğsüme vurmuş ve devam etmişti.
"Hadi gidelim, bildiğin bir barınak var mı?" Diye sorduğunda bunlara hazırlıklı olduğum için kafamı sallamıştım.
"Tanıdık bir arkadaşım var bebeğim, yardımcı olur bize"
"Tamam hadi hazırlan o zaman!" Diyerek heyecanla hazırlanmaya başlayan çocukla birlikte ne kadar şanslı olduğumu düşünmeden edememiştim.
Artık minik sevgilim, köpeğim ve ben mutlu bir aile olarak yaşamaya başlayacaktık.
~SON~
Ay ay ağlamak istiyorum cidden.
Bu ikilinin sonu da üzdü beni yine, herkesin sevdiği, hatta bazılarınızın asıl çiftten çok ilgi gösterdiği bir çiftti, benim de yazarken aşırı derecede keyif aldığım bir ikiliydi bu ikili, şimdi onlardan ayrılacak olmak beni üzüyor açıkçası.
Ama tabiki bu bir son değil, arada uğrayıp bu iki çifte özel yeni bölümler yazacağım. Yine de tatlı bir mutsuzluk var üzerimde.
Neyse sizi fazla oyalamadan kaçayım. Özel bölümlerde ve diğer kurgularda görüşmek üzere çiçeklerim. Hepinizi seviyorum, kocaman öpüyorum. Görüşürüzzzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romansa(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir