*Murat'ın Ağzından*
Hızlı hızlı merdivenleri çıkarken, miniğimi görmek için fazlasıyla sabırsız hissediyordum.
Bir insan başka birini kucağına almak için heveslenir miydi bilmiyorum ama ben hevesleniyordum. Gelse de kucağıma alıp, sarıp sarmalasam diye düşünüp duruyordum resmen.
Kapıya ulaştığımda hızla bir iki kere tıklatıp bekleyerek miniğimin açmasını bekledim.
Bana göre uzun gelen bir süre boyunca bekledikten sonra tekrar kapıyı tıklatıp açmasını beklemeye devam ettim.
En sonunda kapının arkasında görünen minik beden, elinde peluş oyuncağı ile görünmüştü.
Minicik avcunu yumruk yapmış, sol gözünü ovalarken bir yandan da ağzını açmış esniyordu. Polar köpekli kazağını da giymiş tatlı tatlı dikilmişti karşımda.
"Ne ara uyudun sen çocuk?" diyerek hemen içeri girip kucağıma aldım prenses taşır gibi. O da bunu anormal karşılaşmadan bir kolunu omzumdan geçirmişti.
"Bilmiyorum ki" diye uykunun verdiği o tatlı hal ile konuştuğunda yaklaşıp burnunu ısırdım.
"Neyse seni yemeye evde devam ederim. Şimdi gitmemiz lazım" dediğimde dudağını büzüp kafasını sallayarak inmek için bir hareket yapmıştı ama izin vermeden daha sıkı sardım bedenini.
"Nereye?" Dediğimde şaşkın şaşkın gözlerini açıp yüzüme bakmıştı.
"Ee inmeyecek miyiz aşağıya?" Kafamı sallayarak onayladıktan sonra devam etti. "Kucağında mı ineceğim manyak herif!?" demesiyle kahkaha atmıştım.
"Ya nasıl ineceksin?"
"Bak ayaklarım var, hani yürümek için. Bir de komşular var, yargılamak için" diyerek minik ayaklarını gösterdiğinde gülümsedim yine.
"Tamam hadi şimdilik öyle olsun" dedikten sonra ayaklarını yere değdirip dikkatlice bıraktım.
"Dur eşya alsaydım, hem ne kadar kalacağım ki?" Diye sorduğunda elimi saçına atıp karıştırarak cevapladım onu.
"Bir hafta kal benle ne olacak? Okay ile Alper de rahat eder o sırada" dediğimde hemen odaya yönelmişti ki ensesinden tutup kendime çektim.
"Bıraksana be, bir hafta uzun süre birkaç şey alayım" belini tutarak gitmesini engelleyip ensesine bir öpücük bıraktım ve ayakkabılığa dönerek onun olduğunu bildiğim ayakkabıyı çıkardım.
"Ben veririm sana eşya merak etme, telefonun yanında olsun yeter" diyerek belinden tutup kaldırmış ve ayakkabının önüne koymuştum. Hızla ayakkabısını giydikten sonra üzerine kabanını üzerine geçirdim. Kafasını da kapattıktan sonra yanaklarını öpmüştüm dayanamayarak.
"Çok tatlısın köpecik" dediğimde sabır dileyip kapıyı açarak önden çıkınca arkasından kahkaha atmıştım ben de.
Pıtı pıtı adımlarla yürüyerek arabaya kadar ulaştığında onun için kapıyı açıp girmesini sağladım. Hemen girdiğinde titreyerek kollarını kendine sarmıştı. Bu bebek halleri aşırı hoşuma giderken dişimi sıkıp koltuğa geçerek hemen arabayı çalıştırdım.
"Evim yakın zaten yavrum hemen gideriz" dediğimde kafasını sallayıp geriye yaslanmıştı.
Fırsat bu fırsat diyerek yaklaşıp emniyet kemerini taktığımda nefesini tuttuğunu hissettim.
"Hadi gidelim bakalım" diye geri çekilirken burnunu iki parmağımla sıkıştırdım. Bu yaptığım hareketle birlikte şaşırmış ve çaktırmadan gülümseyip pencereden bakmaya başlamıştı.
Bense içimden çığlıklar atarak sessiz sessiz yola bakıyordum.
Fazla sürmeyen yolculuktan sonra eve girdiğimizde Ali şaşkın şaşkın etrafını izlemeye başlamıştı.
"Oha evin çok güzel, tek mi yaşıyorsun?" Dediğinde dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı salladım.
"Zengin pezevenk" demesiyle kahkaha atmam bir olmuştu.
"Yani biraz öyle yalan yok" derken gerçekten bir öğrenci evine göre fazla lüks olan daireye bakmıştım ben de.
Elindeki peluş oyuncağı ile tatlı tatlı bana dönen çocuk beklemediğim bir hareket yaparak bana yaklaştı ve kucağına almam için kollarını uzattı.
"Hani uyutacaktın beni? Hala yorgun hissediyorum kendimi" dediğinde onun bu tatlı halini ısırmamak için kendimi tutup, üzerindeki montu çıkardım ve kanepeye fırlattım.
Hemen ardından da belinden tutarak bebek gibi kucağıma almıştım. Elindeki oyuncak sırtıma değerken, yüzünü boynuma gömmüş ve minik mırıltılar çıkarmaya başlamıştı hemen.
"Oy bebeğimin uykusu mu gelmiş? Yerim bebeğimi ben" dediğimde gülerek burnunu boynuma sürtüp geri çekti ve kafası göğsüme gelecek şekilde bana döndü.
"Kucağında olmayı seviyorum" dediğinde hızla atan kalbimle birlikte yutkunup, onu yatağa yatırdım ve saçlarını arkaya tarayarak alnını öptüm.
"Ben de seni kucağıma almayı seviyorum miniğim" dememle elimi tutarak çekmeye çalışmıştı beni.
"Benimle uyu" dediğinde dünden razı bir biçimde yanına yatıp üzerimize örtüyü çektim ve hiç düşünmeden yanımdaki minik bedeni üzerime çektim. O da itiraz etmeden üzerime yatıp bacaklarımın arasına girmişti.
Elindeki oyuncağı hala bırakmıyor olması acayip hoşuma giderken göğsümün üzerindeki düzenli nefes alışverişleri benim heyecanlanmama neden oluyordu.
Ben kimseye aşık olmayayım derken minicik bir çocuğa aşık olmuştum ya.
Bebişler fazla kontrol edemedim, sizi de bekletmek istemedim lütfen hatalarım varsa beni affedin :(
Umarım sevmişsinizdir bölümü, seviyorum hepinizi çok çok, öpüyorum kocaman, görüşürüzzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romantizm(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir