Huzurlu uykum saçlarımda dolaşan bir adet elle kesilmişti.
"Okay, güzelim uyan" diyen yumuşak sesi duyduğumda mırıldanarak saçımda dolaşan parmaklara yasladım biraz daha başımı.
"Okay"
Aynı sesi bir kere daha duyduktan sonra alnımda küçük bir öpücük hissetmemle gözlerimi aralayıp yanıma kimin geldiğine baktım.
Uzun süre uyuduğum için gözlerimi ilk araladığımda bulanık olsa da bir iki kere kırpıştırdıktan sonra karşımda Alper'i görmemle bir anda yerimde doğruldum.
Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ağzımı açıp kapatarak bir şey demek istesem de becerememiş ve akan burnumu hissederek aceleyle çekmecenin üzerinden peçete alıp silmiştim.
"Güzelim sakin ol" dediğinde hala şaşkın olduğum için sesi kulağıma boğuk boğuk geliyordu, belki de hasta olduğumdandı bilemiyordum.
En sonunda kendime gelip elimdeki peçeteyle birlikte yorganı sıkarak yüzüne baktım.
Bakmamla bir şok daha geçirmem aynı anda gerçekleşmişti.
"Ne oldu senin yüzüne?" Diyerek korkuyla elimi yaklaştıracak olsam da belki istemez diye geri çekip kucağıma koydum.
Bu hareketimle birlikte sevecen yüzü daha hüzünlü bir hal alırken elini önemsiz anlamında sallayıp benim elime uzattı.
"Boşver" dediğinde endişem hala yerini koruyordu.
Gözünün teki tamamen yeşil bir renk almış, kaşı patlamıştı. Burnunun üzerindeki koyu renkli bir morluk da el sallıyordu bana doğru.
"Ama çok kötü görünüyorsun, pansuman yaptın mı?" Diye sorduğumda kaşlarını hayır anlamında kaldırmıştı. Bu hareketiyle birlikte hemen kendimi yataktan kaldırıp üzerime bir hırka gecirdim ve banyoya koştum.
Ali ve ben de fazlasıyla kavga ettiğimiz için evimizde hep ilkyardım çantası bulunduruyorduk.
Dolapların içinde arkalara gizlenmiş olan çantayı çıkarıp tekrar odaya geldim. O esnada Alper bir elini alnına koymuş, diğerini ise karnına bastırmış bir biçimde bekliyordu.
"Alper" dediğimde parlak gözlerini bana çevirip "Efendim" diye karşılık verdi. Onun bu uysal hali içimi kıpır kıpır yaparken hemen yanına gelip kolundan dikkatlice tutarak kaldırdım.
"Yatağa geç, rahat otur" dedikten sonra yine akan burnumu çekip az önce onun oturduğu sandalyeye geçtim.
"Ee nasıl oldu? Anlat bari" dememle gülse de yüzü acımış olacak ki duraksadı bir an. Onun bu haline içim giderken hızlı hızlı ihtiyacım olan eşyaları çıkarıp pansuman yapmaya başladım.
"Yolda kavgaya karıştım"
Söylediği cümle bana hiç inandırıcı gelmese de umursamamaya çalışıp kafamı salladım ve işime devam ettim.
Kaşındaki yaraya pansuman yaparken fazla yakın durduğumuz için sıcak nefesi yüzüme vuruyordu. Uzun süre sonra ilk defa bu kadar yakın olmamız beni heyecanlandırırken sanki aşırı sakinmiş gibi rol yapmaya çalışıyordum.
"Okay" dediğinde heyecandan bayılacak gibi olsam da yutkunup "Hmm" dedim ve kaşındaki işimi halledip gözüne ve burnuna yöneldim, zaten oralara yapacağım pek bir şey yoktu.
Bana seslenmesine rağmen cümleye devam etmemesi kaşlarımı çatmama neden olurken yine burnum akmış ve işimi bırakıp burnumu silmiştim.
Rezillikti resmen.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ / GAY / TEXTING
Romance(TAMAMLANDI) İki erkeğin aşkını konu alır. *Argo, şiddet, küfür ve cinsellik içerir