|2. Kitap 4. Bölüm|

1.1K 76 9
                                    

selaaam, bölüm sonunda ufak bir duyurum olacak ona göz atarsanız çok sevinirim, sizi çok seviyorum.🫀


Yapmış olduğumuz hataları kimi korumak için yaptığımızın bir önemi var mıydı sahi? Tehlikedeyken kendimizi korumak için birisini vahşice öldürmemiz peki?

Ben tam olarak bunu yapmıştım. Belki de çocuğum için sevdiğim adama ihanet etmiştim.

Değer miydi? Kesinlikle.

İkisininde yeri bende ayrı ayrı önemli konumlarda olmuş olsa da, çocuğum ağır basmıştı benim kalbimde.

Ayrıca sadece çocuğum içinde değildi bu yaptığım, öğrenmemesi gerektiği şeyleri ondan saklıyordum. Öğrenirse eski haline bürüneceğini bildiğim şeyleri ondan saklıyordum.

Babamın annesine tecavüz edenlerden birisi olduğunu öğrenirse beni yarı yolda bırakacağını bildiğimden saklıyordum gerçekleri.

Ne onun beni bırakmasına dayanırdı gönlüm, ne ondan ayrı kalmaya.

Gerçekleri elbette öğrenecekti evet çünkü bir yalan sadece yalan olarak kalmazdı.

Ama bebeğimizin sevgisi onun bazı şeylere göz yummasını sağlayacaktı, öyle olmalıydı.

Ellerim titredi bir anlığına, o çalan kapının arkasında kim olduğunu ölesiye merak ediyordum ama balkondan dışarıya adım atamıyordum.

Hissettiğim korku muydu?

Hissettiğim korkuydu. Kaybetme korkusu, onda oluşacak hayal kırıklığının korkusu.

Elimi karnıma götürdüm ve fısıldadım. "Korkumu hissetme sakın, annen bununda üstesinden gelecek bebeğim."

Gelecektim, gelmeliydim. Kendim için değildi belki ama bizim için, küçük ailemiz için yapmalıydım bunu.

Balkonun kapısını araladığımda salondan tiz bir ses adımı haykırdı. "Manolya!"

Korkum artmıştı. Kendime içimden lanetler okudum, bu yaşıma kadar babama toz konduramayan ben o anlığına babama nefret duydum.

Bağıran Barlas'tı. Mutfaktan çıktım, dış kapı açık kalmıştı.

Ses tekrarlandı. "Manolya!" Sesi ürkütücü gelmişti kulağıma.

Belimi dikleştirdim. Gerçeklerden kaçamayacaktım.

Odaya girdiğimde Barlas'ın babası ve annem duruyordu. Açık kapıdan hemen ardımdan Barut geldi.

Odada o kadar kasvet vardı ki, havayı solumak dahi istemedim.

Barlas'ın gözlerine baktım.

İlk gün gibiydi. Beni tanıyordu ama tanımıyordu. Onun için şu an kimdim ben? İlk zamanlarda ki gibi sadece hastalığını süsleyen kız mıydım şimdi de?

"Kızım, balkondan gelmen ne kadar da uzun sürdü öyle." Annem zaferi kazanmış gözleriyle bana gülüyordu.

Herkes annesi gibi bir anne olmak isterdi hani, benim en büyük duam annem gibi bir anne olmak istemememdi.

Boğazlarımı temizledim. "Duymadım sesinizi."

Yine yalan söylemiştim.

"Oysa az önce telefonda sana kapını açmanı söylemiştim." Barlas'ın babasıydı bu kez konuşan.

Barlas doğrudan bana bakıyordu. "Onunla neden konuşuyordun?"

Demek ki hâlâ bilmiyordu.

"Ortak bir doğum günü sürprizi yapalım dedik." Babası pişkince sırıttı. "Saolsun gelinimin emeği hepimizden fazla."

Odada varlığını unuttuğum Barut, Barlas'ın babasına tısladı. "Yanlış yapıyorsun Mirzanlı!"

Onu sanki duymamış gibi davrandı. "Oğlum,"

Tuna atladı bu kezde. "Her düşen dölden evlat oluyor ama her oğlum diyenden baba olmuyor efendi!"

"Ne istiyorsunuz?" Barlas sakin kalmaya çalıştığı sesiyle sordu, gözleri hâlâ benim üzerimdeydi çünkü içimde ki korkuyu hissedebiliyordu. Bir şeyler sakladığımı hissediyordu.

"Sana hediyemizi vermek." Gülümsedi ve anneme baktı. "Öyle değil mi tatlım?"

Annem benimle kısa bir göz teması kurdu ve lafasını salladı. "Öyle tatlım."

"Sizden hediye isteyen yok, siktir olup gidin." Barlas kaşlarını çattı. Her an birisinin üzerine atlayacak gibiydi sanki.

"Ama bu sende bir etki yaratacak oğlum, güven bana."

Barlas gülümsedi. "Güveneyim sana?" alaycı gülümsemesini yüzünden silmedi. "Sana?"

"Belki iyi bir baba olamadım ama sende çok iyi bir evlat sayılmazdın."

Ortaya atılıp söylemek istediğim çok şey vardı ama susmak zorundaydım. Bu canımı yakıyordu.

"Ben çocuk olamadım ki, çocuk olduğumu hissedemedim ki. On üç yaşındayken bile otuz yaşında adam kadar olgundum. Hayatın ağırlığı omuzlarımdaydı. Kimin yüzünden oldu bu söylesene?"

Babası ellerini sakallarında gezdirdi. "Kimin yüzündendi öyle mi?" Parmağıyla annemi gösterdi. "Bu kadının kocasının," Parmağı bu kez beni hedef aldı. "Ve karının babasının yüzündendi."

Karnımda ki elim kasıldı. Bakışları üzerimdeydi ama ona bakamıyordum. Korkuyordum.

Karnımın üstünde ki elime baktım ve sessizce mırıldandım. "Annen halledemedi bebeğim."

•selam, yeni yayınladığım fantastik ve romantizm kitabıma da göz atar mısınız? sizi çok seviyorum.•

instagram; cemre.u3
                    @cemrehikayeleriii

KIRIK ŞARAP +18 |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin