selam nasılsınız? birden olan yükselişimiz için hepinize minnettarım, uzatmadan bölüme geçeyim. bölüm hakkında ki yorumlarınızı bölüm sonu belirtir misiniz?
keyifli okumalar...
Ruhuna batırılan hançerler aynı zamanda yarayı kapatmayada yarar, bilir misiniz? Keskinliği dikiş atmaya yarar fakat bazı hayatlarda hançerlerin iyileştirme özelliği yoktur. Belki bir gülümseme... Belki geçirirdi bütün acılarımızı.
Son hatırladığım sağlamca kustuğumdu. Rezillik. Yaklaşık yarım saat önce uyanmış ve hâlâ ağrıyan başımı yastığa gömmüştüm. Gazeldeydim, nasıl geldim bilmiyorum ama kimin getirdiğini çok iyi biliyorum. Dün olan rezilliği hatırladıkça beynime daha çok ağrılar giriyordu. Yatakta debelenmeyi kesip başımı tutarak ayağa kalktım, oturma odasına yatırılmıştım. Ayaklarımı aşina olduğum evin içerisinde hareket ettirdim. Uzun hole adımladım, karanlık ve tek tük ışık alan hol beni hep korkutmuştu. Lavaboya girdiğimde solumda kalan çamaşır makinasının üzerinde ki kirli sepetine üzerimde ki pantolunu koydum. Lavaboya eğilip yüzümü yıkadım soğuk suyla, birazda olsa ağrımı anlık olarak kesmişti. Kafamı kaldırıp görüntümü inceledim; saçlarım toplu ama her yerden fışkırmış bir biçimdeydi, gözlerimi tam açamıyordum ve şaşı gibi gözükmemi sağlıyordu. Kendime güldüm, yıkılmış bir haldeydim.
"Oo uyanmışız?" Gazel'in sesini duyduğumda arkamı dönüp popomu lavaboya dayadım. Sesinin tınısı annenin çocuğunu azarlaması gibiydi. "Keşke ölseydimde yaşamasaydım bütün bunları." Gazel arkasını dönüp holde uzaklaştı, bağırışı yankı yaptı. "E tabi bende ultra yakışıklı bir adamın üzerine kussam bende aynı düşünceleri paylaşırdım." Gözlerim kendiliğinden açıldı. Üzerine? Tamam kustuğumu hatırlıyorum ama üzerine? Hızlı adımlarla holü aşıp girip kapısının yanında duran mutfağa Gazel'in yanına ilerledim.
"Ne dedin sen?" Gazel elinde tuttuğu çaydanlığı ocağa koyup altını en yüksek ateşe ayarladı. "Kızım çocuğun üzeri ful kusmuktu, valla o kadar zamandır arkadaşımsın ama aynısını bana yapsan seninle arkadaşlığımı keserdim. Adamın seni orada bırakıp gitmediğine dua et sen." Gözlerimi sımsıkı yumdum. Hayatımda bu kadar rezil bir anımı hatırlamıyordum.Gözlerimi açıp tezgahın karşısında duran üç kişilik yemek masasına oturdum. "Ben o işe asla gitmem Gazel." Çatalları masaya bıraktı. "Başka şansın mı var? O iş senin tek geçimin ve ayrıca insanlık hali olan bir durum Manolya, unutulur." Doğruydu fakat doğru olduğu tek şey o işe mecbur olduğumdu.
Dolaptan çıkarttığı yumurtaları tavaya kırdı. Beynimde canlanan ufak sanrıları gördüm. "Peki beni Barlas mı getirdi?" Pişen omletleri iki farklı tabağa koyarak masaya getirdi. Birisini önüme birisinide tam karşıma koydu ve koyduğu yere oturdu. "Evet, asıl ondan sonra garip bir şey oldu." Çatalı omlete sapladım. "Ne gibi? Kusmuklarımı mı okşadı yoksa?" İğrenmişçesine yüzünü ekşitti. "Odadan çıktım üzerine bir şey getirmek için ama o sana 'Mein Mondlicht' başka bir dilde seslendi." Tam olarak söyleyemediği kelimeye güldüm. "Belki kendi kendine konuşuyordur?" Gazel kafasını salladı. "Uzun zaman sonra tekrar görüştük ve kanlı canlı karşımda duruyorsun dedi Manolya, bütün gece bunu düşündüm. Siz daha önce tanışıyor muydunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK ŞARAP +18 |TAMAMLANDI|
Teen FictionTüm insanlık yalan üzerine kurulu. Bastığımız toprak, soluduğumuz nefes. Aldığım her emanet nefes onu anımsatıyor bana. Camın açıkta bıraktığı boşluk kadar görüyordum gök yüzünü. Ayaklanarak odanın çıkışına adımladım. Oturma odasına adım atacaktı...