|Bölüm 27|

4.9K 314 307
                                    


selam güzellerim. bir bölüm önce 70k oluyoruz demiştim ama şimdi 80k oluyoruz(: hepinize fazlaca minnettarım.

oy sınırı; 120 yorum sınırı; 110 bunlar dolduğunda yeni bölümle burada olacağım.🤍

Bedenim ölmedi belki ama ruhum öleli yıllar oluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bedenim ölmedi belki ama ruhum öleli yıllar oluyordu. Dönüp arkama baktığımda yaşadığıma dair kaç anı bulabiliyordum ki zaten?

Karşımda hiç bir şey olmamışçasına kapının ucunda duran annem bana dolu gözlerle bakıyordu. Neydi gözünde ki ifade? Üzüntü mü? Üzülen insan kızına bu zamana kadar yaptığı şeyleri mi reva görürdü sahiden?

Sinirime hakim olmaya çalıştım, ses tonumu normal tuttum. "Ne var?"

Tereddütle içeriye adımladı. "Yanına gelebilir miyim?"

Kafamı salladım. "Yorgunum, sonra." Yatakta arkama döndüm ve uzandım. Konuşmaya hâlâ yüzünün olması komik geliyordu.

Kapı kapandı, gittiğini sandığım sırada yatağa yaklaşan adım sesleri yankı yaptı. "Manolya, biliyorum bana kızgınsın. Bunun için çok geçerli sebebin var hatta."

Gözlerimi sıkı sıkıya yumdum. Onu dinlemezsem giderdi belki de?

"Ama benimde geçerli sebeplerim vardı kızım." Yatakta çukur oluştu ve tam arkama oturdu.

Usulca ona döndüm, "Biliyor musun, geçerli olan sebeplerimizi faaliyete geçirmek zorunda olsaydık seni şu an öldürmem gerekti." Gözlerimden akmak isteyen yaşları iteledim. "Gerçi şu an yapmıyor oluşum yapmayacağım anlamına gelmiyor, öyle değil mi?"

Karşımda daha fazla ağladı. Ağlaması zerre içimi acıtmadı. Eğer içimi acıtacak olsaydı mazide kalan o küçük kıza ihanet ederdim ve ben o hâlâ içimde taşıdığım küçük çocuğu kaybetmek istemiyordum çünkü kaybedersem daha fazla gamsız olacaktım.

"Öldürmek mi istiyorsun beni?" Titreyen dudaklarını durdurmak için büyük savaş veriyordu.

Uzandığım hastane yatağında doğruldum. "Hayır." Gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına iteledim. "İlk önce o gayri meşru aileni. İlk onları öldürüp yok edeceğim."

Bedenimi kastığımdan kasıklarıma giren ağrıyla inledim. Ellerini uzattı, uzattığı ellerini ittim. "Gerçi kocan çoktan öldü." Yüzümde ki ifadeyi nötrledim. "Söylesene onun için ne kadar yas tuttun?"

Gözlerini benden kaçırdı. "Hâlâ yas içerisindeyim."

Alayla gülümsedim. "Peki babam?" Gerçeklerle yüzleşmek fiziken hissettiğim acıdan tonlarca daha ağır geliyordu bana. Gözümde akmak için bekleyen yaşları tutmadım bu sefer, akmalarına izin verdim. Sinirle bürünmüş bedenimi zapt edemedim ve bağırdım. "Babam öleli ne kadar oldu da sen diğer kocan için yas tutuyorsun!" Sinirle güldüm bu seferde. "Sen bu gidişle yedi kocalı gürbüzüde geçersin."

KIRIK ŞARAP +18 |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin