|Bölüm 5|

11.4K 868 377
                                    

umarım beğeniyorsunuzdur kitabı... sizin beğenmeniz benim için çok önemli çünkü(:

                         keyifli okumalar...

Çekilen her acı diğerine eş değer midir? Yoksa her birini yaşadığımız an o mu ağır gelir? Tek kaldığımda hep kendimi yeni acılara hazırlarım çünkü hayatın kimseyi mutlu etmeyeceğini bilirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Çekilen her acı diğerine eş değer midir? Yoksa her birini yaşadığımız an o mu ağır gelir? Tek kaldığımda hep kendimi yeni acılara hazırlarım çünkü hayatın kimseyi mutlu etmeyeceğini bilirim. Bazılarımızın acısı gerçekten küçük olabilir ve ben bu insanlara hep çok özenirim. Keşke annem ve babam bana bağırdığı için hayatımdan yakınsaydım sadece. Ekmek almadığım için bana kızsalardı sadece. Veya ne bileyim, kızsalardı ama yinede sevselerdi işte.

Sorgulayamadım söylediği cümleyi. Çünkü sorgulamama izin vermeden çıktı kapıdan. Ne olduğunu anlamadan kendi kendime kaldım kasvetli odada. 17 Sene demişti o değil mi? On yedi senede asla onu tanımadığıma o kadar emindim ki, yeni yeni görmeye başlıyordum bu yüzü. Peki o? Kuşkuların artıyordu, ya sapıksa? Yada saplantılı? Bu düşüncelerin getirdiği duyguyla koltukta kıpırdandım. Öyle olsa bunca zaman beklemezdi çünkü o kadar yalnız kaldığımda ulaşırdı bana.

Gözlerimi kapatıp derince iç çektim. Belki de kafamı karıştırmak için söylemişti sadece? Neden yapsın ki, böyle bir şey gerekecek kadar yakın değildik. Koltuktan kalkıp usulca masaya yanaştım. Belki yaptığım yanlıştı ama içimde ki merak duygusuna yenik düşmüştüm işte. Kağıtlarla doluydu masa bir sürü evrak.

Açık olan bilgisayara ilişti gözlerim, kilidi vardı ve tahmin yürütecek kadar bilgim yoktu. Masadan uzaklaştım yakalanma riskini göze alarak. Kafam çok karışmıştı, yeni tanıdığım bir adamın beni 17 senedir tanıyıp bildiğini iddia etmesi, garipti. Kapıya adımladım, içeri girerken ki müzik sesleri durulmuştu artık. Kapıyı usulca açıp aynı hareketle kapattım ardımdan. Koridorda korumalar yürüyor, yerlerini almaya hazırlanıyorlardı. Ana yerden gelen ışıltılar göz kamaştırıcıydı. Çalışmıyordum madem gidebilirdim.

Tezgahın arkasına adımlayıp Alara'yı aradı gözlerim.

İç odadan elinde şişelerle çıkıyordu. "Neden öyle demiş öğrenebildin mi?" Kafamı salladım. Öğrenmekten çok yeni soru işaretleri oluşmuştu ama hiç değilse kovulmadığımı öğrenmiştim.

"Evet, dün çok kötü gözükmüşümde gözüne istirahat vermiş o yüzden. Çıkıyorum zaten şimdide."

Elindeki şişeleri raflara dizdi. "Tamam canım yarın görüşürüz."

Gülümseyip tezgahın arkasından uzaklaştım. Kapıdan çıkacağım sırada Barut ve Barlas'ı giriş kapısının dışında ikiside kendi arabasına yaslanmış konuşurken gördüm. "Dün burada kalan eşyalarımı getirebilir misiniz rica etsem?"

İri yapılı adama seslenmiştim. Cevap vermeden içeriye girdi, sanırım getirecekti yani umarım... Kapının dışarısına çıktım ve orada beklemeye başladım. Etrafı inceledim biraz; mekanın etrafı yoldu ama her arabanın geçtiği bir yol değil çünkü mekanın olduğu dize bir sürü bar ve gece mekanlarından oluşuyordu. Bu sapağa giren arabaların bara geldikleri aşikardı. Çiçekler süslü değildi ama bakımlılardı.

KIRIK ŞARAP +18 |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin