finale o kadar yakınız ki.. o yüzden bi kelime bi kelime bölüm atmak istiyorumviqmcğwkfşw.
vote;100 yorum;75
İliklerime kadar donmuş hissediyordum kendimi. Karşımda duran adam gerçeklerden kaçtığım adam mıydı sahiden?
Ben onu gördüğümde daha vereceğim tepkiyi kestiremiyorken, birden önüme çıkmasıda neydi böyle?
Şu an daha da önemlisi; kendisini nasıl bir duruma sokmuştu?
Barlas gözlerini üzerimden çekmeden Arnat'ın yanına gitti. Tek kelime etmeden dosyayı uzattı.
Arnat gülümsedi ve eliyle beni taktim etti. "Manolya, şirketi devralacak kişi."
Barlas'ın gözünde ki duyguları çözemiyordum çünkü gram anlaşılmayan bir tavır takınmıştı suratına.
"Şirketi alacağınıza göre bir bilgi birikiminiz olmalı, daha önce ilgilenmiş miydiniz?" Bana üstünkörü bakarak çok bilmişlik taslıyordu.
Hah!
Ne hissettiğimi o kadar bilmiyordum ki, gözlerimden akan ifadesizliği korumak için cebelleşiyordum sanki.
"Evet," dedim. Gözleri kızıl saçlarımda gezindi bir süre, ağzımdan çıkacak kelimeleri bekliyor gibiydi. "Eski eşim ile kurduğumuz pek çok hayallerimiz vardı."
Kaşlarını çattı, rol yapıyordu ama bunu sadece ben anlıyordum. "Eski?" dedi gözlerinde ki sinsiliği bir an belli ederek.
"Eski," dedim onu onaylayarak. Sonra yalandan bir gülümseme peydahladım suratıma. "Buraya özel hayatımı değil iş hakkında konuşmaya geldik, öyle değil mi?"
Gözlerinden geçen o karartıyı bir anlığına gördüğüme yemin edebilirdim. Sahi, ne beklemiştim ki, onu gördüğümde tekrar oturup ağlayacağımı mı?
Arnat söze atıldığında bütün herkesim dikkati dağılmıştı. "Evet, burası bir açık arttırmaya çıkacak ve bu açık arttırmayı senin kazanmanı sağlayacağız."
Güzeldi, bu planımın takır takır işlediğine işaretti.
Barlas ne yapmaya çalıştığımı elbette ki anlamıştı çünkü planı zamanında biz kurmuştuk.
"Ben size makul fiyatımı sundum, peki bir başkası bundan daha fazla bir fiyat sunarsa?" sorar bakışlarla ona baktım.
"Daha fazlasını vereceksin." muzipçe gülümsedi.
Kaşlarım havalandı. Zaten para vermeyecek üzerine birde para alacaktım ama karşımdaki kişinin aklında başka şeyler mi vardı?
Gülümsedim, "Anlaşmamız bu yönde değildi."
Adam da bilmişçe güldü. "O an daha fazlasını teklif edeceksin ama bana sunduğun fiyatı vereceksin."
"Pek inandırıcı gelmedi." ellerimi ovuşturdum. "Umarım hikayenin sonunda iki tarafta zarar görmeden sonlandırır hikayeyi." gülümsemem tehdit edici nitelikteydi.
Ayağa kalktığımda Arnatta ayağa kalktı. "Umarım." benim gibi bir gülümseme peydahladı yüzünde.
"Barlas sana aşağıya kadar yardımcı olsun."
"Lüzum yok." Dedim kapıya doğru ilerlerken. "Çıkışı biliyorum." Keşke bilmeseydim.
Peşimden geleceğini ve bana hakkı olmadan hesap soracağını o kadar iyi biliyordum ki, öyle de oldu.
"Manolya!" Arkamda ki tok sesin beni durdurmasını engelledim. Durmayacaktım, o nasıl arkasına bakmadan çekip gidiyorsa bende onu yok sayabilirdim.
"Sana diyorum!" bileğimi saran elleriyle irkildim. Beni çekiştirerek yürütüyordu.
"Canımı yakıyorsun, çek şu ellerini üzerimden!" bana dokunmaya hakkı yoktu.
Şirketin boş odalarından birine girdiğimizde hiddetle bağırdı. "Senin amacın ne, beni buraya kadar izlediğine inanamıyorum."
Onu izlemek mi? Alayla kıvrıldı dudaklarımın kenarı. "Seni izlemek mi?"
Yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade oluştu.
Bir şey söylemesine izin vermeden devam ettim. "Senin burada olduğunu bilsem adımımı dahi atmazdım." durdum ve devam ettim. "Ayrıca seni bulmak istesem şu iki ayda bir gölge gibi izlerdim. Beni fazla hafife alıyorsun Mirzanlı." kendimden emin tavrım, beni bile gaza getirmişti.
Kendini sakın rezil etme kızım, go bestfriends!
İç sesimi dinlemeden onun yüzünü inceledim. Mimik oynamıyordu ve gözleri git gide kararıyordu.
En sonunda tok sesiyle konuştu. "Şu an bu durumda olmanın tek sorumlusu benim Safkan. Bu güce, bu kudrete ulaştıysan hepsi benim sayemde."
Şaşırarak ona baktım, bu kadar küçülemezdi öyle değil mi? "Övündüğün şey bu mu?" Güldüm ve kafamı olumsuz şekilde salladım. "Hayır, tamamı sen değilsin." ona küçümser bir bakış attım. "Övüneceksen, bir kadını acı içerisinde bırakıp daha güçlü bir hale bürünmesini sağladığın için övün." devam ettim. "O gece iyi ki gitmişsin diyorum. Varlığın ne kadar ağırlık yaptıysa ruhuma, senden sonra rahatladım ve tekrar doğdum. Evet gitmen beni tekrar yarattı, o yüzden sana teşekkür ederim."
Kapıdan çıkacakken alaylı gülüşünü hissettim. "Saçların," yanıma adımladı, arkamı döndüm. "yakışmış."
Dudaklarım kıvrıldı. "Bunu dediğin için farklı bir renge boyatacağım."
Gözleri bir süre yüzümde oyalandı ve fısıldadı. "Eğer bu işe karışıp planlarımı bozarsan, seni öldürmek zorunda kalabilirim."
instagram;cemre.u4
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK ŞARAP +18 |TAMAMLANDI|
Teen FictionTüm insanlık yalan üzerine kurulu. Bastığımız toprak, soluduğumuz nefes. Aldığım her emanet nefes onu anımsatıyor bana. Camın açıkta bıraktığı boşluk kadar görüyordum gök yüzünü. Ayaklanarak odanın çıkışına adımladım. Oturma odasına adım atacaktı...