- yeni başlayanlar için kısa bir not, ilk 3-4 bölümde yazım yanlışları ve ya hatalar olabilir bunun nedeni çok fazla bölümü bir anda düzenlemiş olmam. rahatsız olacakları uyarayım, üzgünüm bunun için.-Öncelikle düzenlemeye alınmıştır, seri şekilde ilk 19 bölümü yayınlanacaktır. Keyifli okumalar.
medyada tanıtım videomuz var keyifli okumalar.
Bedenimin en derinlerine işleyen soğuk hava, dişlerimi titretmişti. Ellerimi dudaklarıma yaklaştırıp sıcak hava üfledim hafifçe, beklediğim otobüs durağına yaslandım iyice. Teki cebime düşmüş kulaklığı kulağıma yerleştirip şarkıyı kısık sesle dinlemeye başladım. Hafif tempoda çalan şarkı gülümsetti. Mutluluk değil, acının tebessümüydü bu. Annemin bir sözü yankıladı beynimde, "Umarım ileride yüzünden mutluluk tebessümleri hiç eksik olmaz, güzel kızım." dolan gözlerini eli ile silip oturduğu otobüs bankında sırtını dikleştirdi. Çok tuhaftı, mutluluğunu dilediğiniz insanı mutsuz hale büründürmeniz.
Uzaktan gelen otobüsü gördüğüm gibi ayaklanıp telefonumun arkasında ki akbili çıkardım. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen, fazlasıyla doluydu araç. Okutmam gereken kartı okutup aracın arkalarına doğru adımladım. Kulaklığın sesini arttırıp gözlerimi kapadım ve ineceğim durağa kadar bekledim. Üç şarkı, beş şarkı.. İneceğim durağı ekranda gördüğüm anda tuşa basıp arabadan inmeyi bekledim, araç durduğunda arabadan indim.
Kulaklıklarımı çıkartıp üniversite kampüsünde buluşacağım arkadaşını aradım."Kampüse geldim, neredesin?" sesim soğuktan kısılmış, boğuk çıkmıştı.
Gazel üşüdüğünü belli eden sesle cevapladı. "Manolya, popomun donduğunu sana söylemeli miyim yoksa aynı durumda mıyız? Yolda kendime atkı ve eldiven aldım ama şimdi kampüse gireceğim, bekle geliyorum."
Onaylarcasına cevap vererek telefonu kapattım.
Ellerimi birbirine sürtüp iç geçirdim. Düz yolun en başında hafif koşarak gelen Gazel'i görünce seslice güldüm, çok komik görünüyordu şu an... Daha fazla bu görüntüyü görüp gülmemek için bende ona yaklaşıp arada ki mesafeyi kapattım.
Güldüğümü gördüğünde kaşlarını çatıp anne edasıyla ellerini beline bağladı, "Neden gülüyorsun sen bakayım?"
Duyduğum kelimeyle daha çok gülmeye başladım ve elimle beklemesi gerektiğini işaret ettim. Karşısına geçip yürüyüşünü taklid ettim.
İlk başta alınmış gibi baktı, ama sonra gülmeme katıldı. "O-o kadar komik mi görünüyordum cidden?" Gülerek sorduğu soru kekelemesine neden oldu.
Gülmemi bastırıp kafamı salladım yüzümde kalan küçük tebessümle. "Eh şey birebir değil, çünkü sen daha komik duruyordun."
Alındığını belli edince, gözlerimi devirdim. "Saçmalamada yürü hadi, ilk derse girmeden kahvaltı yapalım." Yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK ŞARAP +18 |TAMAMLANDI|
Teen FictionTüm insanlık yalan üzerine kurulu. Bastığımız toprak, soluduğumuz nefes. Aldığım her emanet nefes onu anımsatıyor bana. Camın açıkta bıraktığı boşluk kadar görüyordum gök yüzünü. Ayaklanarak odanın çıkışına adımladım. Oturma odasına adım atacaktı...