20. İlmek

182 62 12
                                    

Yorum yapıp fikirlenizi bildirmeyi ve oy atmayı unutmayın.Keyifli okumalar

🎼Özdemir Erdoğan-Bana ellerini ver

........................................

Nazlı'dan

Adımlarım kendinden emin ve korkak şekilde karanlığa izini bırakıyor.Evet kendinden emin ve korkak.Bu iki kelimenin aynı anda boy göstermesi tuhaf gele bilir.Zaten hayatın kendisi tuhaf bir paradoks değil mi? Adımlarını yere sarsacak şekilde basarsın.Öyle sarsılmazdırlar ki,hiç kırılamazsın, incinemezsin, altüst olamazsın gibi. Ama aynı zamanda ürkekdirler, çekingendirler. Fütursuz rüzgara karşı narin bir çiçeğin hayata tutunurken çaresizliği gibi titrekler, savunmasızlar.

Bilinmezlik yüzünden adımlar heyecanlanmış, parmak uçlarına endişe bulaşmıştır.Verdiğin kararlar,tutumun için öyle tedirgindirler ki, bir gün karanlık zeminin yarılıp içine çekmesinden, yutmasından korkarlar. Fakat dış materyal öyle farklıdır ki, kimse bunun farkına varmaz. Sanki bir heykeltraş heykelini üzerinde yonutmuş ve gerçek benliğin maketinin altında kalmış. Yaratılan kopyan benliğini alaşağı ederek yürüyeceğin yola yön veriyor. Yürümeği seçtiğin yol zifiri karanlıktır. Çünkü karanlık,herkesin tercih ede bileceği bir taraf olmadığı için güvenlidir.

Karanlık, kaçmak için büyük mücadele verdiğimiz gerçekler mezarlığıdır. Karanlık, kapanamayan açık yaraların saklandığı bir tarafdır ki,güneşin sızarak onu gün yüzüne çıkarıp sergilemesini istemeyiz. Ama unuttuğumuz tek bir nokta vardır;her karanlık içinde bir aydınlığı barındırır.Her zifiri karanlığa elbet küçük bir ışık hüzmesi sızar.Bu yüzden herkesten sakladığın yaralarının deşifre olacağından endişe edersin.Elinle sürekli o ışık sızıntısını kapatmaya çalışırsın, görmezden gelirsin.Ama bir kere o sızıntının içeriye kaçmasına mahal verdiysen, bundan kaçışın yoktur.Belki de ışık yaralarını gün yüzüne çıkarıp hatırlatmak için değil,kabuk bağlamasına,geç de olsa ize dönüşmesine yardım eder.

"Antik Yunan'da bir tür 'ruh dönüşümü' olarak kabul edilen Katharsis,ruhun kötülüklerden arındırılması olarak benimsenmiştir. Peki bu terimi aranızdan hiç duyan oldu mu? " söyleyen hocanın son cümlesini yüksek sesle telaffuz ile irkildim.Boş gözlerle etrafa göz gezdirdim,el kaldırıp konuşan insanları görünüşe göre dinlesem de aslında öyle değildi. Dinleyemiyordum, kafamı bir türlü bir yerde toplayamıyordum.Denesem de yapamayacaktım,biliyorum.Her yıl aralık ayının içime oturması canımı yakıyor.Bir ay bazıları için takvimden düşen sıradan bir yaprak olsa da.Bazıları için o ay hayatını tepe taklak edecek düşmeleri simgeliyor.Aralık ayının bana çağırıştırdığı tek şey;acı ve kaybetmek.

Dersin ara vermesi ile derin nefes verip yorgun gözlerimi ağır ağır kapatıp kafamı kitabımın üzerine koydum.Ruhum yorgun olduğu için bedenim de ona ayak uyduruyordu. Bu bana birinin cümlelerini hatırlattı.Gülümsedim.Sonra aklıma ona karşı kurduğum ağzımdan çıkan o acımasız cümleler geldi. Gülümsemem ani bir reflekse silindi.İşte böyleydi; iyi anılar,aklına gelen kötü anlarla arka plana atıla biliyordu.Yanımda bir hareketlik sezdiğim zaman bayık gözlerle kafamı kaldırdım.Pınar mavi gözlerine ulaşan içten gülümseme ile karşımda oturuyordu "Naber?" Dudaklarını büzüp imayla konuştu "Yine çok enerjiksin(!)"

Göz devirerek elimi yanağıma yerleştirdim "Sen de yine gereksiz çok neşelisin." Gülerek kafasını salladı.

Gözlerini sınıfta dolaştırdı ve kaşlarını çattı "Dilay'ın bizimle bugün dersi yok muydu? Göremiyorum amfide?" Yeni farkına vardığım için ben de etrafıma bakmaya başladım.Dün benle konuşurken geleceğini söylemişti.

17 Aralık  (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin