Merhabalar🦋 Size bir kaç gün önce final tarihinin 21 Aralık olduğunu söylemiştim. Ama yaşanan bazı sorunlardan dolayı finalin tarihi ertelene bilir. Uzak bir tarihe atlama olmayacak. Net olan bir gerçek varsa, o da finalin gelecek hafta olacağı. Tarihte ertelenme olursa, sizi haberdar ederim.
Keyifli okumlar!
🍁
"Darmadağın hayat bitiyor umudum yorgun. Yıkık dökük harabelerimde yanıyor ruhum."
Toygar Işıklı- Sonunda
Dilay'dan
1 Mayıs Pazar
"Dilay hanım, Meral hanım şuan bir görüşmede. Dilerseniz sizi bekleme alanına alalım." Boş gözlerle kadına baktığımda benden cevap bekliyordu. Benim Meral hanımla hemen konuşmam lazımdı. Kafamı hayır anlamında iki yana sallayarak merdivenlere doğru hızla ilerlermeye başladım.
Resepsiyon görevlisi bağırarak beni takip ediyordu "Hanımefendi, bekleyin!" Uyarı dolu ve endişeli sesini kulak ardı ettim. Hız kesmeden ikinci kata ulaşmak için basamakları çıkıyordum.
"Böyle giremezsiniz!" Kadının uyarısını yine görmezden geldim. Çünkü benim Meral hanımla paylaşmam gerekenler vardı. İzmir'de kaldığım ilk günler çekilmezdi. Kimseyle konuşmak istemiyordum, içimden bir şey yapmak gelmiyordu. Arkadaşlarımı, ailemi görmezden geliyordum. Onları çok üzdüğümün bilincinde olmama rağmen. Çünkü dudaklarımı aralayacak mecalim bile yoktu.
Tüm günümü kiraladığım evde boş gözlerle duvarı izleyerek geçiriyordum. Doğru düzgün uyuyamadığım için uyanık kalmaya çalıştığım zamanları hatırlıyorum. Kâbuslarla cebelleşmemek için göz kapaklarımla büyük savaş veriyordum. Bunun büyük bir eziyet olduğunu bilerek. Pes edip uyuduğumda ise... çığlıklarla uyanıyordum. Aynaya bakmak bir eziyetti benim için. Sebebi cansız suretimle her karşı karşıya kaldığımda içimin kavrulmasıydı. Gördüğüm yüzün bir miliminde bile yaşama dair en ufak bir ışık yoktu. Çünkü gözleri ölüydü.
Benim çığlıklarımın en büyük şahidi O evin duvarlarıydı. Bir sabah kâbuslarla çığlık çığlığa uyandığımda vakit kaybetmeden bir psikologla görüşme kararı almıştım. İyi gelmediğini söyleyemem. Ela gözlerimdeki ölü toprağı kalkmasa da en azından içimi ona döktüğümde bir nebze olsun rahatlamıştım.
Fakat İzmir'den döndükten sonra seanslara son vermemiz gerekti. Annem seansları başka bir psikologla devam etmemi önermişti. Durumla kendimin başa çıkacağını söyleyip önerisini gözardı etmiştim. Ama işler hiç de istediğim gibi gitmedi. Her şey üst üste dizildi ve üzerime devrildi. O günü hatırlamama sebep olacak ne etken varsa, burnumun dibinde bitti. Krizlerim giderek arttığında ise Meral hanımla görüşmeye karar verdim. Bir kaç aydır devam eden seansların etkisiz olduğunu söylemek yersiz olurdu. Bu zamana kadar dayanmamda onun büyük ölçüde payı var.
Bugün durmaksızın tekrar eden kâbusların sebep olduğu çığlıkların eşliğinde uyandım. En kötü tarafı da uyandığımı sansam da kendimi yeni bir kâbusun içinde buluyordum. Bir kaç saat etkisinden çıkamayarak yatağımda boş boş karşıyı izlemiştim. Ellerim kana bulanmıştı. Korkunç ve fazlasıyla... gerçekçiydi.
Bir süredir edindiğim farkındalık da içimi ürpertiyordu. Meral hanıma bu konuda hiç bir şey söylememiştim. İçimde kaldıkça ise etkisi giderek büyüyordu. Benim rahatlamam gerekiyordu. Ve... son günlerde üzerinde çok düşündüğüm kararımı paylaşmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17 Aralık (Final)
RomanceBoğazını temizlerken gözlerim tekrar gözlerine tırmandı "Deniz feneri biliyorsun ki karanlıkta gemilere yol gösteriyor." Gözlerim dolarken kafamı salladım. Derinden nefes alırken gülümsedi "Benim için sen deniz fenerini temsil ediyorsun. Gülüşünle...