34. İlmek (Yeni sezon)

99 30 3
                                    

Yeni sezonda çıktığımız dolu dizgin serüvene tam gaz devam.Keyifl okumalar ve iyi eğlenceler!

🎼Velet-Aşk sadece anlayana

*********************************

Begüm Çınar

Hayat müthiş bir akışda ilerleyen yolculuktur.Şöyle ki bu bilinmez yolculuğun bize ne getireceğini bilemeyiz.Zaten yaşamın sihiri de bu değil midir? Karşımızda boyumuzu aşan dalgalardan habersiz şekilde yüzmeye devam ediyoruz; Bu dalgalar bizi alaşağı ederek boğa da bilir,önümüzde en büyük engel gibi görünerek aslında gizemi çözmemize de yardım ede bilir.Ben engellerin tecrübeye gebe olduğunu düşünenlerdenim.Çünkü tüm hayatımız toz pembe olursa, inişli çıkışlı yollarda tökezleriz.Bu yüzden daima akışa müdahale etmemenin tarafdarıyım.Hayat geldiği gibi yaşanmalı.Etrafa karşı güçlü gibi görünme çabalarım olmadı hiç bir zaman.Tökezledim mi telaşa kapılırım,incindin mi içim çıkana kadar ağlarım,mutlu bir haber mi aldım sevincimi en dorukda yaşarım.Yani hayat bana nasıl davranırsa,ona o şekilde karşılık veririm.Ben Begüm Çınar yirmi bir yıllık yaşamamın engebeli yollarını tek bir formülle düşe kalka yürüdüm;Akış çarpı teslimiyyet, eşittir yaşam.

Heyecanlı adımlar ve yüzümde kocaman gülümsemeyle siyah arabanın kapısını açarak ön sürücü koltuğuna oturdum.Yan tarafıma döndüğüm zaman beni dikkattle izleyen kahve rengi gözlerle karşılaştım.İçinde parıltıları barındıran gözleri ile Demir merakla beni izliyordu.Dudaklarına yayılan tebessüm bulaşıcıymış gibi benim de dudaklarımın kıvrılmasına sebebiyyet verdi "Nasılsın?"

Gülümsemesi daha da büyüdü "Sen sorduğundan beri çok iyiyim." Coşkuyla ellerini iki yana açtı.Gülümseyerek kafamı iki yana salladım. "Sen nasılsın?"dedi.

"Sen sorana kadar iyiydim." Gülmemek için dudaklarımı bir birine bastırdım.Söylediklerim yüzünden gülüşü solarak kaşlarını çattı.Utanmasa küçük çocuk gibi dudaklarını büzecekti. Bir anda kahkaha patlatınca ona takıldığımı anlayıp kafasını teessüf eder gibi iki yana salladı.Arabayı çalıştırarak yola koyulduğunda bile gülmeye devam etmem sinirini bozmuş gibi ağzında bir şeyler geveledi.Sahte şekilde kaşlarımı çattım "Efendim ,bir şey mi dedin?"

Şaşkın şekilde bana döndü "Yok ne diyeceğim.Senin şakada bile nasıl bu kadar mükemmel olduğunu düşünüyordum."

"Bana sövüyorsun gibi geldi de bir an.Öyle ahmaklık yapmazsın diye düşünüyorum?" Dişlerimi göstererek gülümsedim.

İhtimal vermiyormuş gibi kaşları havalandı "Kim?...Ben?...Benim gibi nazik insandan öyle dangalaklık bekler misin?"

"Ben de öyle düşünmüştüm(!)" Elleri terlemiş olmalı ki elinin tekini direksiyondan çekip pantolonuna sürttü.Bu hareketi tekrar dudaklarımda gülümsemenin peyda olmasına neden oldu "Bu kadar heyecanlanma,kalbe zararlı."

Bana kısa bakış attıktan sonra direksiyona dönerken yüzünde çarpık gülümseme belirdi "Kalbim sende tutuklu kalmış işte, ne zaman görse durum böyle." Söylediklerine sadece güldüm.

"Tedavisi yok yani?" Sahte şekilde dudaklarımı büzdüm.

Gülümserken dilini dudaklarında gezdirdi. Yüzünden onun da eğlendiği belliydi.İşaret parmağı ile çenesini kaşıdı "Aslında var."

"Öyle mi?" Dudaklarımı öne doğru büzerek şaşırmış gibi yaptım.Kafasını onaylayarak aşağı yukarı salladı.

Boğazını temizleyerek söze başladı "Doktor bana bir reçete yazdı hatta." Kısa bakış attıkdan sonra önüne döndü.

17 Aralık  (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin