49.İlmek

69 20 7
                                    

Oy atmayı ve yorumlarda fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın. Keyifli okumalar!

Bölüm şarkıları

🎹 Barat Abdullayev- Kirpiklərimdən süzülən eşq

🎼 Mehdi Sadiq×Noton- Səncə nədən?

..........

"Bak burada küçük bir kız ölmüş. Ruhu büyüyüp kadın olmuş." Model- Sarı kurdeleler

Dilay'dan

Sisli ve karanlık bir orman, birlik olarak etrafımı saran ağaçlar, kulağımda ürpertici yankılar...
Çıplak ayaklarımın yaralanmasını umursamadan, varacağım noktanın bilincinde olmadan, kan ter içerisinde sadece koşuyordum. Ara ara biri geliyor mu diye tedirginlikle arkamı kolaçan ediyordum. Yüzümü karşıya çevirmemle duraksadım. Kendimi gördüm.

Etrafıma döndüğüm zaman kaşlarımı çattım. Bir hastane odasındaydım. O'nun karşısında ağlayan kendimi görmemle gözlerim korkuyla büyüdü. Nefret dolu sesi yankılandı odanın içerisinde. "Bundan sonra senin hakettiğin bakış yalnızca bu!" Gözlerimden yaşlar süzülürken ağır ağır çöktüm yere. Bacaklarımı karnıma doğru çekerek kafamı üzerine yasladım. Zihnim benim en büyük düşmanımdı.

Kulağıma çığlık sesleri dolunca kafamı irkilerek kaldırdım, yasladığım dizlerimden. Bakışlarıma acı yerleşirken dudaklarım titredi. Artık hastane odasında değildim. O odadaydım. Delirmiş gibi ağlıyor, çığlık atıyordum. Kollarımı tutarak kendime zarar vermemi engellemeye çalışan kişi, beni cehennem ateşinin ortasına attığından habersizdi. Ruhum ve bedenim yavaş yavaş eriyerek Veyl'in kor ateşine karışırken ben çırpınmakta bile acizdim.

Ellerimi yüzüme kapattım titreyerek. Zihnimin elinde bir kuklaydım sanki. Tüm iplerimi eline almış tasarladığı oyununu yönetiyordu.

Çığlık sesleri kesildi aniden. Susmuştu. Ellerimi çektim yüzümden ağır ağır. Araladığım gözlerimi, gün ışığı aldığı için elimi üzerine siper ettim. Tekrar açarken yeşilliğin hüküm sürdüğü bahçedeydim. Nergis çiçekleri sihirli peri tozu gibi etrafa serpilmişti sanki. Derinden nefes alınca yayılan hoş kokuyu içime çektim.

Afallayarak baktım etrafıma. Bir melodi dolaşmaya başladı zihnimde. Bakışlarım sağımda duraksadı. Beyaz takım elbise giyen bir adam görüş alanıma girdi. Notaların ahengine yakışır şekilde ılık bir rüzgar esti. Tanımadığım adamın yüzü yaklaşırken güneş gözlerimi kamaştırıyor, kimliğini görmeme izin vermiyordu.

Hızla doğrulduğumda ter içerisindeydim. Terli kızıl saçlarımın alnıma yapıştığını hissediyordum. Bu zihnimin durmadan aynı senaryoyu yazdığı bir oyunuydu. Baş karateri benim olduğum bir oyun. Kaç aydır bu kabuslardan kurtulamıyordum. Sürekli o güne götürmesi bana biçilmiş en büyük cezaydı.

Ellerimle yüzümü sıvazladım. Benim rüyalarım bile acı ile doluydu.
Bakışlarımı donuk şekilde etrafta gezdirdim. Dev camdan gün ışığı sızıyordu odaya. Sabah mı olmuştu? Tanımadığım bir odaydı. Göz bebeklerim dehşetle büyüdü. Hayır! Olmamalı! Yeniden yaşanmamalı. Bu da zihnimin yeni bir senaryosu olmalı. Melodi sesi durmamıştı.

Tedirgin şekilde yorganı üzerimden çektim. Ağzımdan memnuniyetsiz bir tını yükseldi. Kolumda baş kaldıran berbat bir acıyla yüzümü buruşturdum. Dişlerimi sıkarken gözlerim sargılı koluma kaydı. Cevapsız kalan sorulardan bazıları cevabını bulmaya başladı. Düne ait detaylar sanki zihnimde cirit atıyordu. Odak noktama boş serum şişesinin takılı olduğu askısı takıldı. Şaşkın bakışlarım, sağ tarafımdaki komodinin üzerindeki ilaç kutularına kaydı. Neler olmuştu burada? Notalar zihnime düşmeye devam ediyordu.

17 Aralık  (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin